BMyetkilileri, Güvenlik Konseyi tarafından düzenlenen çevrim içi toplantıda, çatışma bölgelerindeki sivillerin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, toplantıda yaptığı konuşmada, salgın döneminde ertelenen uçuşların, sınırların kapatılmasının, seyahat kısıtlamaları ve karantina tedbirlerinin çatışma bölgelerine insani yardım ulaştırılmasına engel olduğuna dikkat çekerek "Aynı zamanda asayişin bozulması, yaptırımlar, terörle mücadele tedbirleri ve idari engellemeler insani operasyonları yürütmeyi zorlaştırdı." ifadelerini kullandı.
SİVİLLERE YÖNELİK SALDIRILAR
Çatışma döneminde sivilleri hedef alan çok sayıda saldırı yaşandığına işaret eden Lowcock, Afganistan''da bu ayın başında Kabil''deki bir okula düzenlenen, onlarca kız öğrencinin ve sivilin hayatını kaybettiği saldırıyı, merkezi hükümet güçleri ile yerel isyancılar arasında çatışmaların yaşandığı Etiyopya''nın Tigray bölgesindeki toplu tecavüz ve katliam iddialarını ve İsrail''in Gazze''yi hedef alan ve 200''den fazla sivilin hayatını kaybettiği saldırılarını örnek olarak gösterdi.
Lowcock, salgın nedeniyle geçen yıl Nijerya''nın kuzeydoğusu, Afrika''nın sahra bölgesinin bazı kısımları ile Güney Sudan ve Yemen''deki çatışma bölgelerinde kıtlık tehlikesinin yeniden ortaya çıktığını anımsatarak "2020 sonuna geldiğimizde yaklaşık 100 milyon insan çatışmalar nedeniyle akut gıda güvensizliği tehdidiyle karşı kaşıya bulunuyordu. Bu rakam, önceki yıla göre 77 milyon artmıştı." değerlendirmesinde bulundu.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI TEHDİT ALTINDA
Ayrıca sağlık çalışanlarına ve altyapısına yönelik saldırıların da çatışma bölgelerinde salgınla mücadele çabalarına zarar verdiğine dikkat çeken Lowcock, 2020''de 22 çatışma bölgesinde 182 sağlık çalışanının saldırılar sonucu hayatını kaybettiği bilgisini paylaştı.
Lowcock, 1 Şubat''ta ordunun yönetime el koyduğu Myanmar''da sağlık çalışanlarını ve tesislerini hedef alan 109 saldırının yaşandığını, Mozambik''in Cabo Delgado bölgesinde, aşırılıkçı grupların düzenlediği saldırılarda sağlık tesislerinin üçte birinin zarar gördüğünü, sağlık çalışanlarının büyük bölümünün bölgeyi terk etmek zorunda kaldığından binlerce kişinin doktor veya hemşire bulamadığını belirtti.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Peter Maurer de çatışma bölgelerinde insanların hem salgın ve hem savaşın yükünü üstlenmek zorunda kaldıklarının altını çizdi.
Maurer, sağlık sistemine en ihtiyaç duyulan dönemde çatışmalarda sağlık çalışanlarının ve tesislerinin hedef alındığına dikkat çekerek, "Güvenlik Konseyi''nin sağlık sistemine yönelik saldırıların cezasız kalmamasını talep eden kararından 5 yıl sonra çatışmaların yaşandığı 40 ülkedeki gözlemlerimiz sağlığa yönelik saldırıların azalmadığını gösteriyor." dedi.
Güvenlik Konseyine ve uluslararası topluma, çatışan tarafların davranışlarının değiştirilmesine yönelik çabalara ağırlık verilmesi çağrısında bulunan Maurer, "Siyasi dayanışmaya ve temel altyapı ve hizmetlere yatırım yapmaya ihtiyacımız var. Siviller için daha fazla koruma ve insani yardımlar için daha geniş ve somut katkılara ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.