Blok siyaseti(!)
7 Haziran seçimlerinden sonra özellikle MHP'nin "dahil" görünmemeye çalıştığı, bu yüzden de daha koalisyon polemiğinden önce, TBMM Başkanlığı seçiminde, adının "Hayır"cıya çıkmasına yol açan;
AKP'nin ise -her zaman olduğu gibi yine- profesyonel bir toplum mühendisliği çalışmasıyla MHP'yi dahil olmadığı, aslen olmamak için de her şeyi yaptığı halde "dahilmiş gibi" gösterdiği şu meşhur "blok" var ya...
Daniskasını göreceğiz yakında!
Ve milyonlarca seçmen, yaptıkları yüzünden değil -seçimden önce de sonra da defalarca vurguladık, en azından kendi adıma vurgulamaya çalıştım, ilkesel-ideolojik olarak doğruydu savundukları- yapamadıkları ve TBMM aritmetiğinde bu bloğu engelleyebilme şansı kalmadığı için sitemkâr aslında MHP'ye...
***
En yaşlı üye sıfatıyla yönettiği TBMM Genel Kurulu'nda Leyla Zana'nın yeminini geçersiz sayan CHP'li Deniz Baykal ne dedi?
Mealen;
"Benim 'Türkiye Milleti' kavramına itirazım yok, yemin metninin yazıldığı gibi okunmamasından dolayı kabul etmedim..."
Bu da devamı:
"Kaldı ki, yemin metni değiştirilebilir. Gerekirse yemin daha düzgün yazılabilir. Çünkü çok parlak bir yemin metni değil. Dili, grameri, içeriği iyi değil. Bu, anayasada ele alınacak konulardan birisidir. İnanıyorum ki, o yemin metninden rahatsız olan birçok milletvekili bulunuyor...Yemin metni daha farklı yazılabilir, buna itirazım yok..."
Baykal gibi tecrübeli bir siyasetçi "yemin metninin değişmesi" gündeme geldiğinde başvurulacak makamın "gramer hatalarının düzeltilmesi dolayısıyla Türk Dil Kurumu" olmayacağını bilmiyor mu?
Baykal gibi nispeten "millî" varsayılan bir siyasi aktör dahi, o yemin metninin yeniden yazılması halinde üniter değil federal bir yaklaşımın egemen olacağını, metnin onay mercilerinden birinin de İmralı, birinin de Kandil, birinin de belki "Türkiyelilik" kavramının mutfağı Washington olacağını öngörebilir birikimine rağmen bu tür bir "dönüşüm"e davet niteliğinde açıklamalar yapıyorsa...
Bu demektir ki, -tek yemin metni olarak da düşünmeyin- Anayasa'da yemin, vatandaşlık tanımı, rejimin temel nitelikleri gibi "Türklük" vurgusunun/duygusunun/ruhunun hâkim olduğu alanları hedef alan "yenileme" girişiminde pekala birlikte "blok" halde hareket edebilir AKP-HPD ve CHP...
***
Milliyet'ten Serpil Çevikcan'ın dün ateşlediği işaret fişeğini yabana atmayın...
Neydi?
TBMM'de, "Kamu Yönetimi Reformu kapsamında, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki şerhlerin kaldırılması, yerinden yönetime geçişin önündeki engellerin temizlenmesi"ne dönük bir AKP-HDP-CHP koalisyonu(!)
"Özerk Kürt Bölgesi"nin resmi temeli hatta kurdele kesme töreni anlamına gelen bu adım HDP'nin arayıp da bulamadığı fırsat... Eh Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu şerhin kaldırılmasından yana olduklarını ilan eden sayısız açıklamasını hatırlayınca CHP'nin oyunun rengi de belli...
El birliğiyle "blok blok" inşa ederler artık "Kürt Devleti"ni!
CHP kanadından "İyi de kardeşim Kılıçdaroğlu 'Avrupa Yerel Yönetimler Şartını kabul edeceğiz' derken 'siyasi özerklik istemediğini' izah etti" diye itiraz edenler olacaktır mutlaka?
Valla referandumda "Cumhurbaşkanını halk seçsin" diyen vatandaşlarımızın büyük bölümüne sorsanız onlar da "Başkanlık Sistemi"ne geçişi istemiyorlardır mutlaka ama ne var ortada?
"Fiili durum".
Siz "Kürdistan"ın "fiilen" belirmesine yarayacak zemini hazırladıktan sonra istediğiniz kadar "siyasi değil idari, idari" diye itiraz edin yol açtığınız "fiili durum"un bertarafına yeter mi?
Kaldı ki Özel Harekat polislerinin Güneydoğu'da PKK işgali altındaki ilçelere operasyon düzenleyen Özel Harekatçıların duvarlara yazdıkları "T.C. Devleti Burada" yazılarına ilk tepkinin CHP Genel Başkan Yardımcısından gelmiş olması gibi bir başka "fiili durum" da var ortada? Aynı ilçede Türkiye Cumhuriyeti Kurumları'nın kapılarına "Kürdistan" tabelaları yerleştirilmesine itiraz etmiş miydi peki aynı CHP Genel Başkan Yardımcısı?
Ben duymadım!
"Blok siyaseti"yle korkutarak geldiler memleketi "bloke" edecekler...