Bakü - Siyasi çalışmalarını senelerden beri izlediğim Sayın Meral Akşener’in bizim için “Bizden biri” olmasından dolayı düşüncelerimizi Yeniçağ okurlarıyla paylaşmayı borç ve hatta görev addetmekteyim. Türkiye”nin ilk kadın İçişleri bakanı, beş dönem milletvekilliği, sekiz sene Meclis Başkanvekilliği Akşener”i zaten en deneyimli siyaset aktörlerinden biri haline getirmişti. Örgütün gücünü arkasına alarak yeterli imzayı toplamasına rağmen çeşitli engeller devreye sokulduktan sonra Meral Akşener bizler için daha onurlu bir siyasetçi haline geldi. Onun cazibesini ifade edecek birkaç kelime muhtemelen “Azim, kararlılık, cesaret” olacaktır. Bizi de cesaretlendirdi…
Meral Akşener ve yakın çalışma arkadaşlarının eseri olan İYİ Parti”nin kuruluş dönemini yakından izlemiş biri olarak Sayın Akşener”in insanlara “dokunuşu”nu, adeta her kelimesinde kadın haklarını ön plana çıkarmasını çok doğru buldum. İşte Akşener”i “Bizden de biri” yapan niteliklerden biri de buydu.
Partinin sitesine girdiğinizde karşınıza çıkan "İyi haberler" bölümü bir misyonu, siyasetçilerin artık iyiliğin yanında yer alması gerektiğini ifade ediyor bana göre.
Cumhurbaşkanlığına adaylığı Türk siyasetinde Cumhuriyetin kuruluşundan beri özlenen bir sentezin gerçekleşme aşamasının da temelini attı. Böylece Türk milliyetçileri Atatürkçülüğün ve aydınlanmanın önemine vurgu yapan yeni bir siyasi oluşumun şemsiyesi altına akın etmenin yanısıra Mustafa Kemal Atatürk’ün de en büyük ideali olan milliyetçi-aydınlanmacı sentez ilk kez somut işbirliğine sahne oldu. Cumhuriyet Halk Partisi’yle isabetli bir seçim ittifakı gerçekleştiren İYİ Parti hem daha önceki seçimlerde muhalefete hüsran yaşatan “dışardan aday” girişimini engellemiş oldu hem de “Millet ittifakı” ismini alarak yola çıkılan bir seçim işbirliği iktidar kanadına ilk ciddi uyarısını yaptı.
Türkiye toplumu Meral Akşener’i daha yakından tanıdıkça bizler de kendisinin “Bizden biri olması”nın gururuyla O’nu daha yakından izledik.
Zira 28 Mayıs 1918”de Azerbaycan topraklarında Müslüman Şark’ın ilk Cumhuriyetini ilan eden Mehmet Emin Resülzade’nin ismi ülkemde adeta yasaklanmışken, yöneticilerce telaffuz edilmezken, bir heykeli bile dikilmezken Sayın Akşener”in “Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez” haykırışı hepimizi yerimizden hoplatmanın yanısıra yüreklerimizde bir umut kıvılcımı yaktı. Meral Akşener’in “Bizden biri olması”nı sağlayan nedenlerin başında kendisinin Türk’ün özgür ruhuna tepeden tırnağa kadar bağlı olması geliyor. 20 Ocak 1990’da Sovyet tankları Bakü’müzü işgal etti, 137 vatandaşımız şehit oldu. Kısa süre sonra kendini Bakü’ye atan genç üniversite öğretim görevlisi Meral Akşener’in o dönemde yasak olan üç renkli bayrağımızın altında verdiği pozlar özgürlük mücadelesi tarihimizdeki yerini korumaktadır. Sayın Akşener 27 Nisan 1920’de Rus emperyalizminin ülkemizi işgal etmesinden sonra Türkiye’yi kendilerine vatan olarak seçmiş ve hayata gözlerini bağımsız bir Türk devletinde yummuş önderlerimizin aziz hatırasıdır bizim için. Meral Akşener bizim için aynı zamanda Süreyya Ağaoğlu, Gültekin Ağaoğlu, Tezer Taşkıran, Feyzaver Alpsar, Nazan Ölçer’dir. Bu bakımdan İYİ Parti İstanbul milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağı’ın geçtiğimiz sonbaharda Yozgat şehitliğinde sarfettiği “Azerbaycan”ın Karabağ şehitlerinin çocuklarını Türkiye’de ücretsiz okutacağız” sözleri bizleri duygulandırmanın yanısıra fevkalade memnun etmiştir. Sayın Akşener’in lideri olduğu siyasi kurumun kendi ülkü ve prensiplerine ne kadar sadık olduğunu görüyor ve bundan gurur duyuyoruz. Geçtiğimiz Haziran”da Milli istiklal mücadelemizin lideri büyük Türkçü ve Atatürkçü, merhum Cumhurbaşkanımız Ebülfez Elçibey’in hanımı İstanbul”da hayatını kaybederken İYİ Parti lideri Meral Akşener”in “Duyduğum acıyı anlatamam” sözleri insanlarımızın içini yaktığı kadar onlara teselli niteliği taşıdı. Merhume Halime hanım için Akşener’in yaptığı taziye açıklaması da Türk siyasetinin bu dik duruşlu bayan liderinin kendi ilkelerine bağlılığını görmemiz ve kendisinden öğrenmemiz açısından da bize örnek teşkil etti. Veya İran nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan Azerbaycan Türklerinin Türkiye’deki önemli temsilcilerinden biri olan Rahim Cevadbeyli’nin, İran’a iadesi konusunda siyasi liderler arasında en gür ses yine Sayın Meral Akşener’den geldi. Bu bağlamda Meral Akşener’in sesi Tebriz’in, Kerkük’ün, Selanik’in, Urumçi’nin, Derbent’in, Bahçesaray’ın ve en nihayet, otuz seneden beri içimizi yakan Karabağ’ın acısıdır, sesidir.
Sevgili Meral Akşener”le ilgili kaleme aldığım bu kısa notlarımın bir gün kitaba dönüşeceğine inancım tamdır. O nedenle sözlerimi bağlarken İYİ Parti lideri Sayın Meral Akşener”e seslenerek çalışmalarını daha yakından izlemek isteğimi ifade ediyorum. Şuna inanıyorum ki, Türk siyasetinin çok önemli bir liderinin yaptıklarını ve yapmak istediklerini kendisine çok yakın bir pozisyondan izlemem sadece Türkiye ve Azerbaycan için değil Türk dünyası için de hayırlı bir iş olacaktır.
Saygı ve sevgilerimle