Bize sordunuz mu "Vekil ister misiniz" diye
Nüfusumuz şöyle artmış da, seçmenimiz böyle artmış da, millet nasıl temsil edilecekmiş; milletvekili sayısını arttırmak şartmış...
Kusura bakmasın ama hiç öyle Sayın Başbakan'ın dediği gibi değil o iş.
Ne temsili?
***
Ben seçmenim.
18 yaşımı doldurduğum günden bugüne kadar halk oylaması dahil -kimi zaman mesleğim itibarıyla ülkenin diğer ucunda olduğumda bile- üşenmedim, demokrasiye olan inancımı yitirmedim, "sonuç zaten belli" demedim, kendime zaman yarattım, bütçemi zorladım ama mutlaka gittim sandığa.
Oyumu verdim.
TBMM'ye vekilimi gönderdim.
Hani temsilim?
Daha iyi temsil edilmemiz için olduğunu iddia ettiğiniz değişiklikleri yaparken bile bana sordu mu vekilim oy kullanmadan önce?
Benim adıma, bana sormadan, benim çığlık çığlığa duyurmaya çalıştığım tercihime kulak tıkayarak tavır geliştiren vekillerin sayısını çoğaltınca, nasıl olacak da ben daha iyi temsil edilmiş olacağım?
550 vekil var da seçmeni dinlemeye yetişemiyorlar diye mi benim irademi dikkate almadı sanki benim oyumla TBMM'ye giden vekil; ne alakası var?
***
Muharrem İnce haklı; ne 600'ü, 300 yeter!
"Parti büyükleri(!)"nin önünde ters L pozisyonu alıp ceket iliklemek, Grup Başkanvekilinin eline ayarlı parmak kaldırmak, lidere en yakın koltukta mevzilenmek, ha bir de aldığı maaşı, ebedi sandığı makamı, sıfatı böbürlendiği ne varsa borçlu olduğu seçmenine hakaret etmek gibi görevler için bunca insana gerek yok ki; kuru kalabalık!
Hem de devlet bütçesinin israfı.
Düne kadar var olduğu halde kullanmadıkları hak ve yetkilerini de "tek bir kişiye" devredeceklerine göre, zinhar yapmalarına imkan kalmayan "vekilliğimizi" yapıyormuş gibi yapsınlar diye mi ihya edecek devletimiz kıt imkanlarıyla o 600 kişiyi? Danışmanıydı, şoförüydü, sekreteriydi, telefon faturasıydı, yol masrafıydı...
Hiiiiiç gerek yok!
İstemiyoruz biz; bizi temsil edecek yüreği olmayan sözde vekil!
***
15 Temmuz şehitlerinin emanetine sahip çıkmak için "evet" diyeceğini söyleyenlere başta PKK, her türlü terör örgütüyle mücadelede verdiğimiz şehitlerin hiç mi hatırı yok diye sorar mısınız? Onların emanetleri emanet değil mi!
***
Şuraya da mutluluktan uçan bir ben çizelim!
--------
Köşesinde "Sadece Yeniçağ değil medyanın da kraliçesi" cümlesini okuduktan sonra yüzümün kızarması ancak geçti de "teşekkür" edecek hale gelebildim.
Sevgili Burhan Ayeri...
Burhan Ağabey...
Türk basınının tartışmasız "duayen"lerinden biri olarak, sen bile layık görsen, en iyi sen bilirsin ki yok öyle tahtlar bizim meslekte.
Kraliçeliği, prensesliği kim kaybetmiş de gazeteci bulsun; olsa olsa "Külkedisi" oluruz böyle teveccühlerden sonra birkaç saatliğine ayaklarımız yerden kesilse de, illa bozulur o büyü yazmak durumunda kaldığımız "gerçekler" eliyle!
Yine de, çok ama çok teşekkür ederim.
Sizin gibi bir meslek büyüğünün köşesinde takdir edilmenin mutluluğuyla bu kalem hızını alamaz yazar bir müddet daha...
***
"Hayır" için geç değil...
------
MHP Genel Başkanı, "Barzani'yi bize mi tercih edeceksiniz" diye sormuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün gazetecilerin sorularını yanıtlarken tabiri caizse "bizde böyle, işlerine gelirse" dedi!
Bir adım sonrasında hedefi Türk topraklarının bir bölümüyle birleşmek olan sözde Kürdistan'ı sindirmek MHP'nin işine gelecek mi?
Bekleyip göreceğiz.
Zira bir ihtimal daha var...
MHP de, "rezalet" olarak tanımladığı bu paçavra skandalından sonra, elinde Anayasa değişikliğinin ne devletin, ne milletin, ne Türklüğün bekası için olmadığını ortaya koyarak "Hayır" diyecek böyle güçlü bir koz oluşmuşken "herkes kendi yoluna" diyebilir pekala!
Ve derse...
İşte o zaman sahiden "alternatif" olur ilk seçimde!
Kim bilir, AKP'yle göbek bağı olmadığına göre, bu, Barzani çukurunda boğulmaktan daha çok işine gelir MHP'nin belki!