Bize neyi iletmişler?!
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, İstanbul Kanalı'nın yapılmasının Türkiye için ne kadar elzem olduğuna halkımızı inandırmak için bir "gov.tr" açtı. İletişimin başındaki Prof. Dr. Fahrettin Altun, "Tecessüs sahiplerini sitemize bekliyoruz" diye tivit atmıştı. Fahrettin Beyin ne Prof.u olduğuna baktım. Sosyoloji okumuş. "İletişim"le ilgiliymiş ama, bu "iletişim" nedir, biz eskiler herhâlde pek bilemiyoruz. Tam olarak gazeteciliği de karşılamıyor. Dolayısıyla Fahrettin Bey'in neyi ilettiğinden haberimiz yok.
"Tecessüs", Arapça bir kelimedir. Kısaca "merak" manasına geldiğini söyleyeyim. Bu kelimeyi ben de kullanırım. Ayrıntısına girmeyeceğim. "Casus" kelimesinin de aynı kökten geldiğini belirtmekle yetineceğim.
Tecessüs sahibiyiz ya... İletişimciler bize neyi iletmişler diye gv.tr.'lerine girdim.
Kendilerince ayrıntılı bir şeyler yazıyorlar... Grafikler, haritalar ve bir sürü laf.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı sanırsınız ki, kanalın şantiye şefliği. "Projenin Amacı" başlığı altında kanalın neden yapılması gerektiğini izah eden ilk yazıyı okuduğunuzda, aslında kanalın neden yapılmaması gerektiğini anlıyorsunuz. İzninizle kolay ulaşabileceğiniz amacı buraya almalıyım:
"Yılda yaklaşık 43.000 geminin geçtiği İstanbul Boğazı, en dar yeri 698 m. olan doğal bir su yoludur. Gemi trafiğindeki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, İstanbul üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturmaktadır.
İstanbul Boğazı'nda su yolu ulaşımını riske eden keskin dönüşler, kuvvetli akıntılar ve transit gemi trafiği ile dik kesişen kent içi deniz trafiği mevcuttur. Boğaz'ın her iki yakasında yüzbinlerce sakin yaşamaktadır. Boğaziçi gün içinde milyonlarca İstanbullu için ticaret, yaşam ve geçiş yeridir. Transit geçen gemi trafiği açısından Boğaz her geçen yıl daha tehlikeli hale gelmektedir. 100 yıl öncesinde 3-4 bin olan yıllık gemi geçiş sayısı artmış ve 45-50 bine ulaşmıştır. Büyük gemiler için Boğaz'da ortalama bekleme süresi ise 14,5 saattir. Bekleme süresi bazen 3-4 günü bulabilmektedir.
Bu çerçevede, İstanbul Boğazı'na alternatif bir geçiş koridorunun planlanması zorunlu hale gelmiştir. Kanal İstanbul ile günde 500 bin yolcuyu seyahat ettiren şehir hatlarıyla transit gemilerin 90 derecelik dik kesişmelerinin önüne geçilerek, güvenli seyahat sağlanacaktır. Aynı zamanda kent içi ulaşımda denizyolunun payının arttırılması mümkün olabilecektir.
Bu bağlamda, Kanal İstanbul Projesi'nin amacı,
İstanbul Boğazı'nın tarihsel dokusunun korunması ve güvenliğinin sağlanması,
İstanbul Boğazı'nın trafik yükünün hafifletilmesi,
İstanbul Boğazı'nın trafik güvenliğinin sağlanması,
Seyir emniyetinin sağlanması,
Yeni bir uluslararası su yolu ve yatay mimariye dayalı modern bir yerleşim alanı oluşturulması."
Saray, kanala neden ihtiyaç duyulduğunu özetledi. Ağırlık petrol ve gaz tankerleri. Bunlar tehlikeli. Daha dar yapılacak kanal için daha tehlikeli. Boru hatları döşendikçe, tankerlerin geçişi azalacak.
Boğaz'daki tarihî dokuya ne zarar verildi ki... Birkaç defa kaza oldu. Dar kanalda kaza zaten kaçınılmaz. Kanalla tabiî dokunun heba edilmesi, tarihî alanların yutulması... Kazanç zaten yok. Daha ne sayayım ki...