Biten bitene...
Kenan Işık, bizim gruptan ayrıldı, atv'de başladı. Patron Ahmet Çalık'la Malatya'dan arkadaş. Hatta kardeşi gibi. Koordinatör oldu ve beni ziyarete geldi. Neler yapmayı planladığını anlattı. Üstünde önemle durduğu Osman Sınav'a dizi yaptırmaktı. Benden ses çıkmadığını fark edince "ne diyorsun?" diye sorma lüzumunu hissetti. Ben de kendisine o sıralar zirvede olan Sınav'la bir şeyler yapılmasının doğru olacağını söyledim. Peşinden ekledim; "Dikkat et başrolde mutlaka oğlunu oynatmak isteyecektir. Sakın ha. Sen Kenan İmirzalıoğlu'nda ısrarcı ol". Neticede bizim yumuşak yüzlü Kenan'ın dediği olmadı. Ratingi düşük bir yapım ortaya çıktı. İşin maliyet unsurunu ise bilmiyor, sadece tahmin edebiliyorum. Işık'la uzun görüşmeden aklımda kalan diğer konu; "Kim Milyoner Olmak İster"i mutlaka devam ettirmesi idi.
Getirdiği hayvan mamalarını teslim alıp uğurlarken de "Sevgili kardeşim, sen en iyisi detaylara fazla dalma" dedim. Neyse acil şifalar dileklerimi tekrarlayıp bu bölümü kapatayım.
Son kötü örnek
Osman Sınav'ın devrini çoktan tamamladığı inancındayım. Kendini yenilememekte ısrarcı. Kolaycılığa kaçtığının son belgesi Yalaza. Kasımpaşa çıkışlı Hasan Kaçan ile "Yağcılarda İnecek Var" ekibinden Kadir Çöpdemir'e iş bulmak için çekilen bir dizi sanki. Bahse konu ailenin kızları, yemek sahneleri, diyaloglar hep aynı diziyi hatırlatmakta; Ekmek Teknesi. Yalaza'nın her tarafı ters yüz etme. Kaçan ve Çöpdemir'in her iki yapımda da rol aldığını tekrarlayayım. Hatta Hasan Kaçan, Ekmek Teknesi'ndeki "Heredot Cevdet" tiplemesiyle şöhret olmuştu. Yetmedi bunun adını değiştirip TRT'de Meddah tiplemesine soyundu. Arada devlet kurumlarının reklamlarında da rol alması ek gelirlerindendi.
Eğer yeni bir şeyler bulunup, sergileniyorsa kimseye lafımız olmaz. Dönüp dolaşıp aynı şeylere takla attırılıyorsa, bu millet enayi değil. En kötü taraf, bunlar yapılırken "Beyefendinin emri" laflarının sıkça dolaştırılması. TRT Müzik'ten TRT Haber'e kadar tüm devlet denetimindeki ekranlarda buna tanık olmaktayız. Kimilerine göre zarar önemli değil. Nasılsa faturayı millet ödüyor. Maksat kapıkulları mutlu olsun.
***
Aynı ekol
Bazı grupların da TRT'den farkı yok. Örneğin Doğan TV bünyesinde toplananlar. Burada kızların ekranda gözükmediği gün yok. Yönetim kurullarını da dönüşümlü paylaşıyorlar. En torpillisi Aydın Doğan Jr'un annesi. Doğal olarak eşi de etki alanı en fazla olan damat konumunda. Genel müdür azletme ya da atama yetkisine sahip. Veliaht verdi ya, tek seçici konumunu yakaladı.
CNNTURK'teki görevlendirmeler fazla problem çıkmadan hallediliyor. Sadece tepelere bakılıyor. Bir de hükümetten gelecek tepkilere. Muhabirler bilgisiz, redaksiyon iyi değil. Kimsenin umursadığı yok. Hataları yakalayıp dillendiren sadece iki kişi var; Hüseyin Movit ve Erkan Yiğit. Biri mesaj atıyor, öteki telefon ediyor. Konu birer özür ve teşekkür ile geçiştiriliyor.
Ebedi başarısız
Kanal D'nin durumu daha değişik. Aydın Doğan'ın dış kapının dış mandalı bir yakınına iş aranıp duruluyor. Haber spikerliği ile başlanıldı. Kadınlara özgü bir yapıma kadar gelindi. Şimdi de yıldızını tekrar parlatma çabasına girişildi. Eski eş Yiğit Bulut, Külliyenin adamı oldu. Hanımefendi yeni macera peşinde. Kişisel fikrim ümitsiz vaka.
***
Küçük notlar
İZ TV'nin "İstanbul'un Yüzleri" diye sınıflandırılan bölümlerini severim. Tekrarlarını dahi izlerim. Bunlardan biri "İstanbul'un Bulutsuzluk Özlemi". Mimar-Müzisyen Nejat Yavaşoğulları'yla şehrin iki yakasını içine alan bir tur atıldı. Anadolu Hisarı'ndan başlandı. Müzik gruplarının hayat bulduğu Beyoğlu'na gidildi. Tünel, Taksim, Cihangir çevresinde nostalji yapıldı. Taa eski Hayal Kahvesi'ne kadar. Dolum ve dublaj yapılan stüdyolar unutulmadı. Hepsinden önemlisi İstanbul şarkıları dinletildi. Arada Bulutsuzluk Özlemi'nin kuruluş öyküsünü, kahramanının ağzından dinledik. Sina Koloğlu'nu yeniden görmek de fena olmadı.
***
Star "Ufak Tefek Cinayetler" adlı diziye başladı. Burada önemli bir detaya girmek istiyorum. Bu dizinin apartıldığı senaryo iki ayrı filmden. Önce Fransa'da çekildi. Daha sonra Amerika'da takla attırıldı. Özetlersek kolej yıllarında, kıskançlık yüzünden arkadaşlarını mahveden kızların öyküsü. Merak ettiğim telif ücreti ödenip ödenmediği. Bizdeki uyarlamanın yönetmenlerinden biri tecrübeli Ali Bilgin. Başrolde de Gökçe Bahadır ve Mert Fırat'ı görüyoruz.
***
SAAT VE SKOR YOKTU: Pazar günü beIN Sports'da maç izlemeye kalkanlar şaşırdı. Çünkü canlı yayınlarda zaman ve skoru belirten unsurlar gözükmüyordu. Yaz saati mi, kış saati mi derken herhalde "arıza saati"ne geçtiler.
...
MÜKERREM KEMERTAŞ ağır bir rahatsızlık geçirmekte. THM'nin önemli ismi için 3 Kasım Cuma akşamı gece düzenlendi. Maltepe Belediyesi'nin katkıları ve Mustafa Değirmenci'nin sunumundaki geceye tüm THM sevenler davetli...