Soykan''ın "Kuzu, Zindaşti ve İran ajanları" başlıklı yazısı şöyle:
Sedat Peker’in son ifşalarıyla, Cumhurbaşkanı danışmanı Burhan Kuzu’nun uyuşturucu baronu olduğu iddia edilen Naci Sharifi Zindaşti’yi tahliye ettirmesi yeniden gündeme geldi. Bu olayın halen karanlıkta kalan pek çok noktası var.
Henüz aydınlatılmamış kısımda İran devletinin Türkiye’deki derin bağlantıları ve Burhan Kuzu ile kimlerin birlikte hareket ettiği sorularının yanıtları duruyor.
Peker’in son ifşalarında İran ve Burhan Kuzu bağlantılı bir suç faaliyeti daha öğrendik:
Eski İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani’nin akrabası olan Roya Abidini İskenderun Limanı’na konteyner içinde çok yüksek miktarda kayıt dışı dolar getirmiş. Aliye Uzun vasıtasıyla bu olaya dahil olan Burhan Kuzu, kayıt dışı parayı limandan çıkartmak için çalışmış. Burhan Kuzu, Sedat Peker’den Roya Abidini isimli kadını korumasını istemiş. Sedat Peker “ABD ile sıkıntı olur” diyerek kabul etmemiş ve Burhan Kuzu’ya da bu işe karışmamasını söylemiş.
Anayasa profesörü, AKP kurucusu, eski AKP milletvekili, eski TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve ölümüne kadar Cumhurbaşkanı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Burhan Kuzu, elbette ‘ABD ile sıkıntı’yı öngöremeyecek kadar saf değildi. Muhtemelen kayıt dışı milyonlarca doların İran devletinin parası olabileceğini de göz önünde bulundurmuştu.
Peki, Zindaşti’nin skandal tahliyesi öncesi ve sonrasında İran devleti ile bağlantılı iddialar var mı?
Evet. Hem de nasıl... Çok önemli dört olayı inceleyelim.
‘İRAN’LA İLİŞKİLERİMİZ İÇİN…’
Burhan Kuzu, Zindaşti’yi tahliye ettirdikten sonra itirazı inceleyecek İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimi Özcan G.’yi de aramıştı. Bu sırada hapisten çıkan Zindaşti kayıplara karışmıştı ve Burhan Kuzu yeniden yakalama kararı çıkmaması için uğraşıyordu. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) müfettişine tanık olarak ifade veren Özcan G., ifadesinde şöyle dedi: “Burhan Kuzu, Zindaşti’nin tutuksuz yargılanmasının İran ile ilişkilerimiz bakımından daha faydalı olduğunu söyledi.”
DERİN CİNAYETE RAĞMEN TAHLİYE
Zindaşti’nin tutuklandığı suçlamalardan biri; Gem TV’nin sahibi Saeed Karimian’ın (45) 29 Nisan 2017 akşamı İstanbul Maslak’ta öldürülmesini azmettirmekti. Saeed Karimian’ın TV kanalı uydudan İran’a yayın yapıyor ve Türk dizilerini de yayınlıyordu. Saeed Karimian’ın yakınları, “İran rejimi onu batılı yaşam tarzını topluma empoze etmekle suçluyordu. Tehdit ediliyordu” dedi. Maslak’ta beyaz bir cip ile önünü kestikten sonra ateş açanlar da siyah çarşaf giymişti. Belki de katiller sadece kimliklerini gizlemek için değil bir mesaj vermek için çarşaf giymişti. Polis, MOBESE ve HTS kayıtlarından Zindaşti’nin adamı Ali Koçak’ın cinayetten önce 10 gün Gem TVofisi önünde keşif ve takip yaptığını belirledi. Ayrıca cinayetten dakikalar önce otomobiliyle Karimian’ın aracını sollamış ve tetikçilere hedefin kimliğini doğrulamıştı. Cinayetten sonra Zindaşti’nin eşinin adına kayıtlı telefonu aramış ve HTS kayıtlarından buluştukları tespit edilmişti.
Özetle…
Burhan Kuzu, İran rejimi ile bağlantılı bir cinayetin azmettiricisi olmakla suçlanan kişiyi serbest bıraktırmıştı.
VARDANJANİ SUİKASTI
Zindaşti, Türkiye’den kaçtıktan sonra İran gizli servisi ile bağlantılı olduğu iddia edilen bir cinayetle daha suçlandı. 14 Kasım 2019 akşamı İstanbul Şişli’de sokakta yürüyen İranlı muhalif Mesut Mevlevi Vardanjani (37) kurşun yağmuruna tutulup öldürüldü. Yanında arkadaşı Ali Esfanjani vardı ama katilden sonra o da kaçmıştı.
Vardanjani, İran’da insansız hava araçları, yapay zeka ve siber saldırı konularında çalışan bir mühendisti. İran’ın eski cumhurbaşkanları Rafsancani, Ahmedinejad ile birlikte fotoğrafları vardı. Türkiye’de sosyal medyadan İran rejimi karşıtı yayınlar yapıyordu. 11 Ağustos 2019’da Twitter’da Devrim Muhafızları’nı kastederek şöyle yazmıştı: “Yozlaşmış mafya komutanlarının kökünü kazıyacağım. Dua edin ben bu işi yapmadan onlar beni öldürmesin.”
Vardanjani’nin öldürülmesiyle ilgili iddianamede İranlıların talebi üzerine cinayeti Zindaşti’nin organize ettiği anlatıldı. Saeed Kamirian suikastının firari şüphelisi Ali Koçak’ın kardeşi Abdulvahap Koçak tetikçiydi ve yakalanmıştı. Sigorta kayıtlarında Abdulvahap Koçak, Zindaşti’nin bahçıvanı olarak görünüyordu.
Olay anında Vardanjani’nin yanında olan Ali Esfanjani’nin İran istihbaratına bilgi aktardığı ve Vardanjani’yi tuzağa çektiği öne sürüldü. Abdulvahap Koçak ile Ali Esfanjani cinayetten önce buluşmuştu.
İddianamede İranlı ajanlar da suçlandı. Tutuklu sanık olan İran İstanbul Başkonsolosluğu Nüfus İşleri Daire Başkanlığı’nda görevli Muhammed Reza Nasırzade cinayetten sonra kaçması için Ali Esfanjani’ye sahte kimlik sağlamıştı. Ali Esfanjani’yi İstanbul’dan İran’a kaçıran Siyavash Abazarı Shalamzarı ise ifadesinde “Ali’yi İran’da 6-7 istihbarat görevlisi alıp hemen istihbarata götürdü” dedi.
ADAM KAÇIRIP İRAN’A GÖTÜRDÜLER
İstanbul’da İranlı Habib Chaab’ın kaçırılması İran istihbaratının Zindaşti’yi kullandığına dair önemli iddialardan biri. İsveç’te yaşayan Habib Chaab, İran’da askeri törene silahlı saldırı düzenleyen ayrılıkçı Arap bir örgütün yöneticilerindendi. 9 Ekim 2020’de 100 bin Euro destek vereceğini söyleyen İranlı bir kadın ile buluşmak için İstanbul’a geldi. Bu tuzaktı. Kadınla buluşmak için bindiği minibüste bayıltıldı ve Van’a götürülüp İran’a kaçırıldı. Bu olayla ilgili iddianameyi TRT muhabiri Hamza Çiftçi haber yaptı. İddianameye göre; kaçırma olayını Zindaşti organize etmişti.
Tüm bu olaylar Zindaşti ve İran devletinin derin bağlantılarını ortaya koyuyor. İran ise bu iddiaları yalanlıyor. Peki Zindaşti’ye yardım ederken Burhan Kuzu bu derin bağlantılardan habersiz olabilir mi? Burhan Kuzu’dan İran istihbaratı yararlanmış olabilir mi?
Tabii çok önemli bir soru daha var:
Zindaşti’nin tahliyesi için Burhan Kuzu ile birlikte hareket edenler kimlerdi? Onların derin bağlantıları nerelere uzanıyor?
Burhan Kuzu bu olaylarda buzdağının sadece görünen kısmı. Acaba bir gün daha derinleri görebilecek miyiz?