Avustralya'nın Queensland eyaletindeki Mount Elliot bölgesinde bir arkadaşını ziyaret ederken, susuzluğunu gidermek amacıyla arkadaşının evinden bir yudum kaynak suyu içmeye karar verdi. Ancak bu basit eylem, Capper'ın hayatını kabusa dönüştüren bir dizi trajik olaya yol açtı.
Filtrelenmemiş suyu içtikten sonra Capper’ın vücudu hızla çökmeye başladı. Akciğerlerinde ölümcül hasarlar meydana geldi ve eklemleri septik artrit nedeniyle ciddi şekilde zarar gördü. Şu anda Capper, yavaş yavaş ölümle yüzleşiyor.
Capper, hasta babasına bakmak amacıyla Home Hill kasabasına taşınmıştı. Ancak, ani sağlık sorunları yaşamaya başlaması üzerine sürekli olarak doktordan doktora gitmek zorunda kaldı. Başlangıçta doktorlar, hastalığının nedenini belirlemekte zorluk çekti. Ancak yapılan röntgenler, Capper'ın akciğerlerinde bir delik olduğunu ortaya koydu. Bu durumdan itibaren hastalığın etkileri hızla yayıldı ve sadece altı hafta içinde, akciğerlerinin üçte birinin yok olmasına neden oldu.
Hastalık sadece akciğerlerle sınırlı kalmadı; dirseklerine de yayıldı ve ciddi bir eklem enfeksiyonu olan septik artrite yol açtı. Enfeksiyon zamanla kötüleşti ve kan dolaşımına yayıldı. Sol kalçası, bel omurgası ve deri altı nodüllerine kadar ilerleyen bu durum, Capper’ı büyük ölçüde etkiledi. Enfeksiyonun her geçen gün daha fazla hasar bırakması sonucu, doktorlar, Capper’ın yaşadığı acının su ve toprakta bulunabilen nontüberküloz mikobakterilerden kaynaklanan bir akciğer hastalığı olduğunu teşhis etti.
Nontüberküloz mikobakteri enfeksiyonu, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. ABD merkezli Cleveland Clinic’e göre, bu bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların belirtileri arasında ateş, yorgunluk, kilo kaybı ve şişmiş lenf düğümleri yer alıyor. Capper’ın yaşadığı sağlık sorunları ise bu belirtilerden çok daha ağır bir seyir izleyerek, onu ölümcül bir duruma soktu.
Şu anda Chris Capper, her gün 16 tablet ilaç almak zorunda kalıyor. Bu ilaçların içinde dört farklı antibiyotik bulunuyor, ancak tedaviler Capper’ın acılarını hafifletmekte yetersiz kalıyor. Yaşam kalitesi her geçen gün düşüyor ve vücudu sürekli olarak yeni hasarlar alıyor. Hastalığının ne zaman sona ereceği konusunda hâlâ kesin bir yanıt alamayan Capper, doktorların kendisini kurtaramayacağını düşünmeye başlamış durumda. Capper, durumunu "Hiçbir şekilde kendime yardımcı olamıyorum ve doktorlar bu bakteri hakkında pek bir şey bilmiyor, bu yüzden sanki ölmemi bekliyorlarmış gibi hissediyorum" sözleriyle özetledi. Beyni, aldığı ilaçlar nedeniyle etkilenmiş durumda ve doktorlar bu ilaçların ne kadar etkili olacağı konusunda belirsizlik yaşıyorlar.
Hem hastalığı hem de geçen yıl Eylül ayında vefat eden babasına bakmak zorunda kalması nedeniyle çalışamaz hale geldi. Yakın çevresinde başka bir ailesi olmadığından, arkadaşlarının yardımlarına bel bağlamak zorunda kaldı.