Bir yandan zeytin ağaçları kesiliyor diğer yandan Erdoğan 'zeytinyağı pahalı' deyip ihracatı yasaklıyor

Bir yandan zeytin ağaçları kesiliyor diğer yandan Erdoğan 'zeytinyağı pahalı' deyip ihracatı yasaklıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, zeytinyağı fiyatını görünce tepki göstererek zeytinyağı ihracatını durdurduğu iddiası öne sürülmüştü. Ticaret Bakanlığı, 1 Kasım'a kadar zeytinyağı ihracatının durdurulduğunu duyurdu.

Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Tarım Kredi Kooperatif marketlerindeki zeytinyağı fiyatını görünce tepki göstererek halkın yağ tüketmesi için ihracatın durdurulması talimatı verdiğini iddia etti.

YILDIRIM: ERDOĞAN TEPKİ GÖSTERDİ

Yıldırım, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "İddiaya göre; Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım Kredi marketlerindeki zeytinyağı fiyatını görünce tepki göstererek halkın yağ tüketmesi için ihracatın durdurulması talimatı verdiği ifade ediliyor. Tarım Kredi’de 1 litre naturel sızma zeytinyağı 199 TL ile 279 TL arasında değişiyor" ifadelerini kullandı.

ee-001.png

TİCARET BAKANLIĞI AÇIKLADI, 1 KASIM'A KADAR ZEYTİNYAĞI İHRACATI DURDURULDU

Bu iddia üzerine Ticaret Bakanlığı'ndan açıklama geldi. Zeytinyağı sektörüne ilişkin dış ticaret, yurt içi arz, tedarik, yurt dışı ve yurt içi fiyatlar konusunda Türkiye ve dünyadaki güncel gelişmelerin sektör paydaşlarıyla yoğun temas halinde bakanlıkça yakından takip edildiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Bu çerçevede dünyada azalan zeytinyağı rekoltesinin sebep olduğu artan dış talep ve dünya fiyatları sebebiyle önemli ölçüde yükselen dökme ve varilli zeytinyağı ihracatının yurt içi tüketici fiyatlarına olan olumsuz etkisinin devam ettiği kaydedilmiştir. Bakanlığımızca bu şartlar altında yeniden bir değerlendirme yapılarak, önümüzdeki zeytinyağı hasat döneminin başlangıcı olan 1 Kasım 2023'e kadar, dökme veya varilli zeytinyağı ihracatına yönelik olarak ilave tedbirler yürürlüğe konulmuştur."

Ticaret Bakanlığının söz konusu ilave tedbirlere ilişkin sektör temsilcilerine gönderdiği yazıda 1 Kasım'a kadar zeytinyağı ihracatının durdurulduğunun bildirildiği öğrenildi.

88-001.png

AKBELEN'DE İSE ZEYTİN AĞAÇLARI KESİLİYOR

Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy mevkiindeki Akbelen Ormanı’nda maden sahasının genişletilmesi amacıyla zeytin ağaçlarının kesimine karşı İkizköylüler ve çevrecilerin direnişi ve nöbeti onuncu gününde sürüyor.

Muğla’nın Bağdamlar Köyü’nden Akbelen’e gelen 75 yaşındaki Zehra Ünal ağaca sarılması ile Akbelen’in simgesi haline gelmişti.

Ağaçların kesilmesine karşı direnmek için hasta yatağından kalkıp gelen 75 yaşındaki Zehra Ünal, "Üç tane adamın gelip buraları talan etmeye hakları yok. Yeter derelerimiz susuz kaldı, kuşlarımız susuz kaldı. Asmalarımızda bir tane üzüm kalmadı” dedi.

“BİZİM YERLERİMİZİ ALDILAR NE SULARI KALDI NE BAŞKA BİR ŞEYİMİZ KALDI”

Ünal devamında “Bizim yerlerimizi aldılar ne suları kaldı ne başka bir şeyimiz kaldı. Akarsularımızı bitti. İkizköy gitti, Akbelen gidiyor. Oradan buraya kadar tek bir ağaç kalmadı. Ne annemden bir toprak kaldı ne de başka bir şey hepsini aldılar, seslenmedik cahil zamanımızdı, çocukluk zamanımızdı. Şimdi de ellerimle getirip tenekeyle suladığım zeytinlerimiz dahi gidiyor. Güllük suları gidiyor, Bodrum suları gidiyor. Güllük, Zeytinlikuyu, Kıyıkışlacık sularının hepsi gitti sayılır. Kuşların su içecekleri hiçbir yer kalmadı. Ben ona geldim. Kalp hastasıyım, aksayarak geldim, arabayla getirdiler. Benim isteğim zeytinlerimiz gitmesin, sularımız gitmesin. Bu sular da giderse Çamköy çöle dönüyor. Çamlar da kesildi şimdi sıra zeytin ağaçlarımıza geldi." ifadelerini kullandı.

"ÜÇ TANE ADAMIN GELİP BURALARI TALAN ETMEYE HAKLARI YOK."

Ünal şöyle konuştu:

Ben şimdiye kadar mağdurum bundan sonra mağdur olmak istemiyorum. Herkes bize yardımcı olsun. Buranın iş yeri buraysa benim çocuğumun iş yeri de gidiyor. Ben ondan ötürü geldim, hasta yatağımdan kalktım. Hapları içip yola çıktım, bu haplarla yaşıyorum. Bugün öleceğimi de bilsem gideceğim dedim. Hakkımızı aramaya geldim. Üç tane adamın gelip buraları talan etmeye hakları yok. Yeter derelerimiz susuz kaldı, kuşlarımız susuz kaldı. Asmalarımızda bir tane üzüm kalmadı. Babam kanserden öldü, ağabeyim koah hastalığından öldü, kardeşim dört ay Aydın Hastanesi’nde yattı. Ben de çeke çeke kalp hastası oldum. Yeter almasınlar bizim topraklarımızı, almasınlar bizim sularımızı.

"ONLAR PARAYI ALIYOR AMA BEN SUSUZ KALIYORUM"

Bu kadar millet susuz kalıyor bir biz değil, tüyü bitmedik çocuklar susuz kalıyor. Nereye gidecek bu Bodrum’un insanı? Cumhurbaşkanı da orada, işçisi de orada, sanatçısı da orada, herkes Bodrum’da. Bu Bodrum’un insanları niye gelmiyor buraya?... Onlar parayı alıyor ama ben susuz kalıyorum. Benim çoluğum çocuğum aşsız kalıyor, ekmeksiz kalıyor, yersiz kalıyor.

a-001.png

b-001.png

İlgili Haberler