Bir önlenemez yükseliş hikâyesi

Bir önlenemez yükseliş hikâyesi

Yasin Topaloğlu yazdı: Bir önlenemez yükseliş hikâyesi

Türkiye; son yıllarda SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) üretimi konusunda, Çin’i geride bırakarak dünya çapında büyük bir başarı elde etti. Türkiye’nin SİHA üretimindeki başarısı hem iç güvenlikte hem de dış pazarda önemli bir mevzi kazanmasına imkân sağladı.

Türkiye’nin dünya çapında dikkat çeken modelleri arasında ilk sırada Bayraktar TB2 gelmektedir. Bayraktar TB2, başta Ukrayna olmak üzere birçok ülke tarafından da kullanılmaktadır.

Ufuk açıcı muhayyileleri ile Türkiye’nin savunma sanayisinin gelişiminde önemli adımlar atılmasına vesile olan Selçuk ve Haluk Bayraktar kardeşler, aynı zamanda 2023 yılı gelir vergisi rekortmenleri arasında yer almışlardır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olması hasebiyle daha fazla tanınan ve göz önünde bulunan isim, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar iken Ağustos 2024 tarihi itibarıyla 34 ülkeye ihracat anlaşması imzalayan, tüm bu operasyonların asıl yetkilisi olan isim; Haluk Bayraktar’dır.

Haluk Bayraktar; 2000’li yılların başında, Baykar ailesinin savunma sanayisindeki en büyük yatırımlarından birine imza atarak Baykar Savunma şirketinde çalışmaya başlamıştır. Haluk Bayraktar’ın liderliğinde geliştirilen Bayraktar TB2 gibi İHA ve SİHA’lar, dünya çapında büyük talep görürken Bayraktar Akıncı gibi daha gelişmiş insansız hava araçları da Haluk Bayraktar’ın yönetimi altında geliştirilmiştir.

Haluk Bayraktar’ın savunma sanayi sektöründeki etkili konumunun oluşmasında SAHA İstanbul’un katkısını göz ardı etmek mümkün değildir. 2012 yılında kurulmuş olan bu organizasyon, İstanbul’da bulunan 500’den fazla yerli şirketi bir araya getirerek Türkiye’nin savunma sanayisinde yerli ve millî üretimin artırılmasına katkı sağlamaktadır; Baykar Teknoloji’nin CEO’su olarak Haluk Bayraktar da SAHA İstanbul’un kurucu üyelerinden biridir ve bu alanda aktif bir rol oynamaktadır. SAHA İstanbul bugün 52 farklı sektörden üyeye, 1200’ü aşkın şirkete, 29 üniversite ve 45 şehre yayılmış geniş bir ağa ulaşmış; 22-26 Ekim 2024 tarihlerinde düzenlenen SAHA EXPO ile de dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. SAHA EXPO 2024’ün çok başarılı geçtiği, fuar kapsamında 6,2 milyar ABD doları değer üretildiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da fuarda yaptığı konuşmada bu hususları vurgulayarak 2024 yılı içerisinde ülkemizdeki savunma sanayisi şirketlerinin 178 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir rekora imza attığını vurguladığı bilinmektedir. Program sonunda, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi (SSB) Başkanı Haluk Görgün tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kızılelma maketi hediye edilmiş; bu hediye takdimi sırasında Haluk Bayraktar’ın sahneye ilk olarak Haluk Görgün’ü çağırdığı, ardından bakanları davet ettiği ancak programda bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı davet etmemiş olduğu göze çarpmış ve bu durum hediye takdiminde çekilen fotoğraflara da yansımıştır.

Haluk Bayraktar, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Teknoloji Masası’nda yerli firmaların dünya çapındaki başarılarına vurgu yaparken özellikle SAHA EXPO 2024 Fuarı’nın ana sponsoru ARCA firmasının yalnızca fuar dâhilinde 2 milyar doların üzerinde ihracat sözleşmesi imzaladığını ve firmanın, tek başına bütün Amerika kıtasında üretilen top mermisinden daha fazla top mermisini, bir ayda, sadece bir firma olarak Türkiye’de, Çorum’da üretebildiğini vurguladı. Kurulduğu il itibarıyla da firmanın başarısı göz ardı edilemezken bu başarıda SAHA İstanbul ve SAHA EXPO’nun da etkisi yadsınamamaktadır.

Bayraktar’ın TB2’yi Ukrayna, Azerbaycan, Katar, Somali, Libya gibi ülkelere sattığı; bilhassa Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ Savaşı’nda kullanılan Bayraktar TB2’nin Türk savunma sanayisinin başarısını uluslararası arenada pekiştirttiği bilinmektedir.

Haluk Bayraktar’ın, Baykar’ın ürünlerini sadece ticari bir satış perspektifinden değil; aynı zamanda diplomatik ilişkiler geliştirmek amacıyla da kullandığını söylemek mümkündür. Türk savunma sanayisinin yurt dışındaki iş birlikleri, Haluk Bayraktar’ın yönetiminde daha da güçlenmiştir. Bu ilişkiler içinde Birleşik Arap Emirlikleri özellikle öne çıkmaktadır.

Peki Türkiye’nin savunma sanayisinin böylesine güçlü bir hâl alması, son günlerde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gibi isimler tarafından yapılan açıklamalarla gündeme gelen Üçüncü Dünya Savaşı tehdidi hususunda gönüllerimize su serpmekte midir?

Devlet Bahçeli’nin yapmış olduğu konuşmada belirttiği üzere “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun nükleer savaş riskine işaret etmesi, küresel cepheleşmenin silah dışındaki uzlaşma arayışlarını gölgelemesi; bir yandan uluslararası sistemin çöküş alarmı, diğer yanda da kurumsal ve kurallara dayalı sorun çözme istek ve iradesinin tükeniş habercisi” iken Türkiye olası bir nükleer savaş riskine karşı hazırlıklı konumda mıdır?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Dünya, Üçüncü Dünya Savaşı riskini ciddiye almalı. Biz bunu ciddiye alıyoruz.” şeklinde açıklamalar yaparken Haluk Bayraktar’ın öncülüğünde şahlanan savunma sanayimiz, olası bir nükleer savaş tehdidine karşı göründüğü gibi yeterli savunmayı sağlayabilecek donanıma sahip midir?

Bu noktada okların Haluk Bayraktar’a çevrilmesi onun, savunma sanayisinde üstlendiği hâkim role istinaden olmaktadır.

Haluk Bayraktar’ın böylesine etkili bir figür hâline gelmesi, savunma bürokrasisindeki gücü, hatırı sayılır miktardaki serveti, geliştirdiği iç ve dış ilişkileri, siyasete yakın duruşu; yerli ve yabancı sahalarda akıllara, Türkiye için daha mühim bir konumda yer almaya hazırlanmış olabileceği ihtimalini düşürmektedir ki yerli ve yabancı bazı savunma sanayi şirketleri anketler yaptırmakta, söz konusu anketlerde Haluk Bayraktar’ın popülerliğinin gün geçtikçe arttığı gözlemlenmektedir.

Kamuya ait tüm savunma sanayi şirketlerinin üst düzey yönetici atamaları öncelikle Haluk Bayraktar’ın onayından geçmekte olduğu Ankara’da aşikâr sırlardandır.

Bazı savunma sanayi şirketlerinin yöneticilerinin Haluk Bayraktar’a danışmadan randevu dahi vermediği ve malumun aksine Baykar Grubunun sözünü söyleyenin ve hatta giderek bir silah lorduna dönüşenin Haluk Bayraktar olduğu bilinmektedir.

Haluk Bayraktar’ın Ankara’da hemen her yerde Erdoğan sonrası için isminin çokça konuşulması ve giderek fenomen bir isme dönüşmesi inkâr edilemez.

Daha çok göz önünde bulunan isim damat Selçuk Bayraktar iken ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasında görevi onun devralabileceği ihtimaller arasında iken; gölgede büyüyen bir çiçek gibi sessiz ve usulca güçlenen, derinlere sağlam kökler salan, tam da Üçüncü Dünya Savaşı’nın arifesinde iken savunma sanayisindeki gücüyle bir kurtarıcı gibi görülen isim Haluk Bayraktar’ın yeni cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı tartışma konusudur.