Bir olağanüstü süreçteyiz!...

Gözü dânede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz, derler! Hırsın bu kadarı, bu kadar korku, can havliyle etrafa bu kadar kırıcı olmanın Cumhuriyet tarihinde bir benzeri var mıdır?
Câhil allâmenin zorla benzetmeğe çalıştığı ne DP, ne de ANAP bu kadar pervâsız değildi! Ne Menderes’in, ne de Özal’ın arkasında; “Lider atladı mı uçuruma atlamak töredendir” diyecek kadar sürü zekâlı siyâsiler yoktu! Dolayısıyla ne Menderes, ne de Özal bu kadar demokrat padişah ve bu kadar demokrat zorba değillerdi! Onlar hiç değilse vurduklarını veya kendilerine vuranları dinler veya dinler görünürlerdi!
“Deprem Çadırı” AKP ve benzeri oluşumlar; olağanüstü hallerden sonra oluşur. ABD’nin ’bizim çocuklar’ının demokrat darbesinden sonra ANAP’a; zorla oluşturulan, Anayasa kitapçığı fırlattırılması ve 28 Şubat postmodern darbesiyle patlayan siyasî ve ekonomik kriz sonrası da AKP Deprem Çadırı’na mecbûr olduk. “Ehven-i şerr”e mecbûriyet diye bir demokratik sistem icat ettik! Kötünün iyisine mecbûriyetten yönetime gelen, demokrasiyi araç olarak kullandığını saklamayan Millî Görüşçülerin, devleti yukardan aşağı ele geçirmeleriyle ve mecliste geceyarısı çıkarılan yasalarla; kabul eden etmeyen herkesin gözü önünde sistem değişikliği yaşıyoruz! Bu değişime nüfusun %70’i hatta daha fazlası itiraz etmesine rağmen milletin canını acıta acıta değişim yapılıyor, Atatürk ve Cumhuriyetle hesaplaşılıyor!
İmparatorlukların dağılmasında etkili bir faktör sayılan etnik ırkçılıktan hareketle bir ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nde de; şövenist Kürtçülüğün, ümmetçi Arapçılığın desteklendiği, 36 etnik kökenin kaşındığı, tahrîk edildiği ama Türk Milliyetçiliğinin tehlikeli tarif edildiği tehlikeli bir süreçteyiz! İkinci Cumhuriyetçiler, Yeniden Osmanlıcılar, Türkiyeli’ciler, liberal İslâmcılar, diyalogcular, medeniyetler arası ittifakçılar, “Sosyalist sol”cular, PeKaKa’nın siyasallaştırılmışları el birliği ile, söz ve güç birliği ile Türk Milliyetçilerine saldırıyorlar!
Başbakan; Anadolu’da siyah ten rengi anlamında kullanılan “arap” sözcüğünü, beyaz tenli Arapları kastederek kullananlar varmış gibi iftira ediyor! Anadolu’daki arap ve arap saçı deyimlerinin, asla yüzlerce yıl “kavm-i necip” diye kabul edilmiş Arapları kastetmediğini çok iyi bilmesine rağmen gündem örtüsü etmek amacıyla yeni söylemler geliştiriyor!
Toplumda hızla kan kaybeden AKP, Meclis’teki çoğunluğuna güvenerek; “Anam bana kör dedi, gelene geçene vur dedi” şirretliği ile her kese saldırıyor! “CeHaPe, MeHaPe, terör örgütü, İmralı... Bak! Karşımıza dikilenler bunlar!” diyebiliyor!
One minute Recep Bey! One minute!
Magazinsel entel serçelerin, yandaş dolma kalemlerin, îman şarzlı fenerlerin, düğme ile kontrol edilen ampüllerin, değişen-gelişen 68’lilerin, yalaka demokratların, yandaş yağcıların, Karen Fogg Çocukları’nın alkışları ve ABD ile AB’nin önerileriyle bir arada durduğunuz, “açılım”cı bölücüleri gerçekten unutmadınız değil mi? Resmî törenle karşılanan teröristlerin; “Önderin emriyle, açılıma katkı için geldik!” dediklerini de gerçekten unutamazsınız değil mi?
Askerliğin yan gelip yatma yeri olmadığını, çiftçiye anasını da alıp gitmesini söylediğinizi; şehîdin kelle, terörist başının sayınlaştırıldığı sözlerinizi de unutmazsınız değil mi? Çiftçilere, emeklilere, sendikalara, Tekel’lilere, şehît ailelerine yapılanları, yaptırdıklarınızı da unutmazsınız değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları