Bir millet olmanın anlamı
Tarihimizin en kara günlerinden biri de hiç şüphe yok ki Marmara depremiydi. Adeta gök çökmüş, nefes alamıyor, düşünemiyorduk. Yollar kopmuş, tıkanmış, haberleşme kesilmiş, kıyamet kopmuştu.
Başbakan Ecevit helikopterle deprem bölgesini görmüş, bakanlar kurulunda “durum düşündüğümüzden de ağır” demişti. Yollar açılınca, danışmanlarımla, sessizce, Adapazarı’na giderek, cadde sokak şehrin pek çok yerini dolaşmış, dehşeti yaşamıştım. Şu anda bile hatırlayınca ürperiyorum.
Bu facia karşısında, bir millet olduğumuzu gösterebildik mi? Ne hissettik, ne yaptık, nasıl davrandık? Bakalım:
Büyük bir iftiharla söyleyebilirim ki; bir millet, hem de “ne milletmişiz” ki tarihin derinliklerinden gelen büyük bir medeniyetin, o kahramanların evlatları olduğumuzu dost düşman herkese gösterdik. Öğrencisinden öğretmenine, zengininden fakirine, kuzeylisinden güneylisine, doğulusundan batılısına, dağdakinden şehirdekine, hasılı yurt içinde yurt dışında kimimiz varsa ayağa kalktı. Aman Yarabbi o ne mektuplar, konuşurken telefonda kilitlenen dişler, hıçkıranlar, hüngür hüngür ağlayanlar, bir şeyler yapmak için çırpınanlar... Anlatılır gibi değil...
Birkaç örnek vermeden geçemeyeceğim.
- Valiler halktan yardım istedi. Herkes seferber oldu; gıda yüklü kamyonlar konvoy oluşturdu. Kimin neye gücü yetiyorsa verdi. Deprem bölgesine ulaşan ihtiyaç maddelerini koyacak yer bulunamadı.
- Bankalar ve kuruluşlar yarışa girdi. Emlakbank, Halkbank, Vakıflar Bankası, İş Bankası, TOBB, İMKB, Türkiye Tarım Kredi Koop.Birliği vb.
İnsanlarımız da münferit olarak yardıma koştu.
- “Biz emeklilerden oluşan bir sitede oturuyoruz. Aylıklarımızın 1/3’ünü topladık gönderiyoruz. Miktarın az olduğunu biliyoruz, ama ekmeğimizi böldük, bu kadarına gücümüz yetti.”
- “Benin 50 dönüm tarlam var. Satışa çıkardım, parasını nereye göndereyim.”
- Öğrencilerimiz aralarında para topladı.
- “Ben Avusturya’da çalışıyorum. Marmara bölgesinde yazlığım var. Evde her şey mevcut. Anahtarını nereye göndereyim. Kira falan istemem, kime verilecekse verin, gerektiği kadar otursun.”
- TRT de hafta boyunca aralıksız kampanya açtı. Canlı yayına koşan koşana. Hakikaten bitmez, tükenmez kuyruklar oluştu. Duygularını dile getirenlerin o hikmetli sözleri.
Bütün bunlar bir millet olduğumuzun, belgeleri, tapuları değil mi? Eğer bu duygular ve bizi bir millet yapan asırların yüksek değerleri Türk Milletinin genlerine işlemeseydi, A’dan Z’ye herkes bir yürek olabilir miydi?
***
Geçenlerde Filistinli 1027 esirle İsrail askeri Gilad Şalit değiştirildi. Her iki tarafta da müthiş bir heyecan dalgası yükseldi. Bir asker için, evet bir asker için İsrail’de adeta hayat durdu. Herkesin gündeminde tek madde vardı, Şalit. Hükümeti, devleti, halkıyla Yahudiler tek vücut oldu.
İşte bir millet olmak budur.
***
PKK, Türk askerlerini, işçilerini, öğretmenlerini kaçırıyor. Bir süre sonra bazılarını bırakıyor. En son olarak 9 Ağustos’ta Astsubay Abdullah Söpçeler ve uzman çavuş Zihni Koç ile 12 Ağustos’ta kaçırılan kaymakam adayı Kenan Erenoğlu, halen PKK’nın elinde. Roj TV görüntülerini yayınlıyormuş. Hükümetten ve Genelkurmay’dan hiçbir açıklama yapılmıyor.
Haysiyetimize ve şerefimize yapılan bu saldırı karşısında Türk Milleti son derece rahatsız. Ama aldıran yok, unutturulmaya çalışılıyor. Sanki unutulursa, çiğnenen haysiyetimiz ve şerefimiz kurtulacakmış gibi.
Bu da Türk Milletinin eksiği.
***
Evvelki gün Van’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem, Milletçe hepimizi, yüreğimizden vurdu. Gözümüzü, kulağımızı medyaya verip; can kaybına, yaralı sayısına, zarar-ziyana ve bölgeye giden yardıma odaklandık. Yönetim felakete uğrayan kardeşlerimizin imdadına ne kadar yetişiyor, yakından takip ettik. Van gibi bir deprem bölgesinde; sağlık yardımı, tahliye-kurtarma, çadır, su, yiyecek, temini gibi zaruri ve öncelikli ihtiyaçlar ne durumda merakla takip ettik. Feryatları duydukça kahrolduk.
İl merkezi ve Erciş’te ölü sayısı en az 239, yaralı sayısı 1300 civarında. Ancak bu sayının artmasından endişe ediliyor. Gecikerek de olsa, her türlü yardım için insanlarımızın ve kurumlarımızın seferber olduğunu gördük.
Evet biz bir milletiz. İşte sınavı.
Allah’tan kayıplarımıza rahmet, yaralılara şifa, mağdurlara yardım diliyoruz.