Bir kadın olarak...

Aranızda TBMM’nin neden olağanüstü toplandığını, çoğu mazbatalarını alır almaz sıkça aşağıladıkları “sahiller”e koşan vekillerimizin lütfedip de neden Ankara’yı şereflendirdiklerini(!) anlayan var mı?
* * *
Bütün siyasi parti temsilcileri dinledik;
Eee...
Bilmediğimiz ne öğrendik!
TBMM Genel Kurulu’ndan ziyade miting meydanı gibiydi; her parti itina ile kendi propagandasını yaptı ve oturum kapandı.
Sonuç?
Hiç!
Peki ama en azından milletin zihninde bir “ortak kanaat” oluşması gerekmez miydi;
“Açılım”ın kapanırken de olsa en nihayetinde açılması... “Flu” alanlara netlik ayarı yapılması... Soruların havada uçuşması gerekmez miydi; bu kanın müsebbiplerinin “acı fatura” okumanın dışında bir şeyler söylemeye/itirafa zorlanması...
Son tahlilde, toplumun ne olup bittiğine dair hüküm verebilir hale gelmesine zerre katkısı olmayan geniş katılımlı bir açık oturum izlemiş olduk TBMM TV’de; hepsi bu işte!
Herkes kendi safında, kendi düdüğünü öttürmenin yarışında yine...
* * *
Olağanüstü terör toplantısından bu neticeyle çıkan/çıkabilecek yegane ülkeyiz herhalde yeryüzünde...
Kurtuluş Savaşı’nın karargahı olmuş Gazi Meclis’te şehitlerimizin hesabının sorulması/ödetilmesi için düzenlenen oturumun sonunda elde var;
Bir; Milletimizin engin mizah dünyasının ürünü olan “Uyur Işılak” merkezli “caps”ler...
İki; Bülent Arınç’ın “bir hükümet sözcüsü olarak” konuşması gereken ortamda “bir erkek olarak” sergilediği tavır ve buna karşı “bir kadın olarak” edilen “susmayacağız” yeminleri...
Ki...
“Bir kadın olarak”, kadınların terörle mücadele ortak iradesinin hayata geçirilmesini “hayal ettiğimiz” olağanüstü gündemi -gerekçe ne olursa olsun- değiştirip “cinsiyet eşitliği mücadelesi” ne kilitlemesinden utanç duyduğumu belirtmeliyim.
Arınç’ın artık son demlerinde olduğu siyasi ömrü boyunca boyunu aşan gafları hepimizin malumu... Ama siyasetin erkekçi dünyasını iğnelemeden önce bir çuvaldız versem size;
“Bir kadın olarak” ayıbınız Arınç’ınkinden aşağı mı sanıyorsunuz?
“Bir kadın olarak” sorun bakalım kendinize önce, ne kadar “kadın”sınız;
Hatta, “kadın” mısınız?
“Kadın”a has duyarlılıkların kaçını sergilediniz bugüne kadar siyasette? Sergilemeyecekseniz -cinsiyetsiz de yapılabilir pekala siyaset- neden o zaman “kadın kotası”ndan varsınız?
“Bir kadın olarak” öfkeliyim;
Çünkü çoğu çoluk çocuk sahibi onca kadın içinde bir tane anne göremedim önceki gün TBMM’de?
O gün orada eğer gerçekten bir “kadın siyasetçi” olsaydı, anaların saçlarını başlarını yola yola, bağırlarını yumruklaya yumruklaya gözyaşlarında boğulduğu, nefeslerinin kesildiği bir ülkede o meclisin çatısını katillerin, avukatlarının, savunucularının, müzakerecilerinin üzerine yıkardı!
“Bir kadın olarak sus”lafına verdikleri tepkinin milyonda birini bile “bir kadın olarak, faşist, TC askeri kocanla beraber sen de öl” diyenlere, askerlerimizle birlikte eşlerini de kurşunlayaranlara, ailelerin oturduğu lojmanları da tarayanlara vermeyenlerin, “bir kadın olarak” konuşma hakkı yoktur benim nazarımda!
Bu ülkenin kadınlarının “evlat” diye, “yar” diye, “baba” diye; konuşurken sözlerinin kesilmesinden kat be kat büyük dertleri var şu sıra;
Ve o derde derman olmak üzere, hiç öyle önceki günkü gibi, TBMM Divanı’nın önüne etten duvar ördüğünü görmediklerimiz, hakikaten yeter ya bence de konuşmasınlar daha fazla;
Genetiği değiştirilmiş Ankara kişileri olarak dilediğiniz “boş muhabbeti” yapabilirsiniz kameralara ama bir kadın olarak susun;
Türk kadınının bugünkü hislerinin birine bile tercüman olmuyorsunuz!

Yazarın Diğer Yazıları