Bir gün “tıp” size de lazım olur
Şimdi diyorlar ya, bir gün hukuk size de lazım olur diye, tıp da lazım olur. Siz biyonik adam mısınız, elbette bir gün hastalanırsınız, tıp size de lazım olur. Ya çaresiz kalırsanız? Mehmet Haberal (Prof); Levent Ersöz, Veli Küçük, tuğgeneraller; Prof. Fatih Hilmioğlu; Avukat Yusuf Erikel, siyaset bilimci İsmail Yıldız... Emekli Org. Şener Uygur, Ergun Saygun...
Ölenler, Kuddusi Okkır, İlhan Selçuk, Türkan Saylan, Uçkun Geray, Yarbay Ali Tatar...
Ayrıca gazi astsubay Oktay Yıldırım, ellerine kelepçe takıldığı için hastaneye gitmiyor. Emekli albay Mehmet Yoleri ki askerlik yıllarını terör mücadelesiyle geçirmiş, psikolojik harp psikozu ile rahatsız Bakırköy’de tedavi edilmekte idi. Ancak tedavi şartları kötü olduğu için hastalık başa sardı ve Yoleri, Silivri’ye dönerek arkadaşlarının yardımıyla tedavisine devam ediyor.
***
Silivri’de facialar yaşanıyor. Siyaset bilimci İsmail Yıldız otuz kilo vermiş. Yürümekte ve konuşmakta güçlük çekiyor, kasları eriyor. Yıldız durumunu mahkeme heyetine gözyaşları içinde anlatmış ama tahliyesi mümkün olmamıştı.
Levent Ersöz’ün vücudunda et yiyen bir bakteri var. Bu yüzden vücudunda yaralar var, yürüyemiyor. Prostatı ve karaciğerinde bir kitle de var. Kalbinde de arıza olan Ersöz kortizonlu ve antibiyotik ilaçlarla balona dönmüş olarak yaşıyor. Prof. eski rektör Fatih Hilmioğlu karaciğer kanseri. Duruşmalara bile katılamıyor. Veli Küçük’ün böbrek üstü bezlerinde, karaciğerinde kitleler var. Prof Haberal’da tehlikeli kalp ritim bozuklukları. Haberal ayrıca milletvekili. Avukat Erikel’in durumu çok kötü. Konuşamıyor ve yürüyemiyor. Tedavisinde geç kalındı.
***
İslam için hareket ettiğini söyleyen şahısların İslami ilkelere uymaları gerekmez mi? Yoksa o iddia boştur. İslam, o çok zikrettiğiniz hadis-i şerifle “Komşusu aç yatan bizden değildir” ilkesine sahiptir. Peki aç komşunuz için İslam, nitelikler belirlemiş midir? Şöyle olan yahut böyle olan komşunuz aç yatıyorsa... demiş midir, yoksa doğrudan doğruya açlığı mı vurgulamıştır? Bu, merhametin evrensel olduğunu ve evrensel sayıldığını gösterir. Çünkü burada merhamete yapılan çağrı, mazluma yapılan çağrıdır. Kur’an’ı Kerim ise pek çok yerde “Zulmü” lanetler. Kur’an’ın en affedemediği şey zulümdür. Bu yüzden mazluma evrensel ölçekte yardıma çağırır. Afrika’daki açlara neden yardım götürüyorsunuz? Japonya veya Çin’deki budistlere... Avrupa’daki Hristiyanlara... Deprem, sel, kuraklık olunca yardıma koştuğumuz bütün insanlara... Onların niteliklerini gözetiyor musunuz?
Merhamet evrenseldir dedik ya, bu kibrinizi büyüterek karşınızdaki mazluma “acıma gösterisi” yapın demek değildir. Hakk’a tabi olun, haksızlık etmeyin, zulümden kaçın, demektir. Cenab-ı Allah’la hâşâ aktiniz mi var? Ya siz de amansız bir hastalığa tutulup hapishane dışında olmanıza rağmen çaresiz kalırsanız? Neden tahliyelere direniyorsunuz, hem de “hukuk”a aykırı olarak. Hukuk da, tıp da bir gün herkese lazım olabilir.