İsrail askerleri bir gece evlerini basınca annesinin mutfak dolabına sakladığı Muna dolaptan çıktıktan sonra tek başına kalır ve ne yapacağını bilmez bir halde Gazze sokaklarında dolaşarak ailesini aramaya başlar. Ela kısa bir süre önce küçük çocuğunu kaybedip kocasından boşanmış bir cerrahtır. Gazze'deki savaş mağduru insanlara yardım edebilmek için Yeryüzü Doktorları'na katılarak Gazze'ye gelir. Bu yolculukta kendisi gibi doktor olan Ali ve Hasan da Ela'ya eşlik ederler. Ali, Gazze'de doğmuş, öğrenimini Türkiye'de almış biridir. Yıllar sonra Gazze'ye tekrar döndüğünde geçmişiyle yüzleşmeye başlar, çocukluk arkadaşı Süleyman da onu hiç yalnız bırakmaz. Süleyman ise Gazze'li bir kız olan Ayşa ile nişanlıdır. Ayşa sınıra yakın meyve bahçelerinden meyve toplamak istese de sınıra yaklaşanlar dürbünlü tüfeklerle vurulabildiği için Süleyman buna karşı çıkmaktadır. Gazze'ye geldiğinde buradaki şartlara uyum sağlamak Ela'nın tahmin ettiği kadar kolay olmaz. Bir yandan geçmişi unutmaya çalışırken diğer yandan yaralılarla dolup taşan Şifa hastanesindeki sinir yıpratıcı görevini sürdürür. Gazze'de şartlar zor, imkânlar kısıtlıdır. Bir tesadüf eseri Ela sokaklarda gezinerek ailesini arayan Muna'ya rastladığında, Muna ile kaybettiği küçük kızının boşluğunu doldurmaya çalışır. Muna yaşadığı şokun etkisiyle tek kelime konuşmamaktadır, en büyük yeteneği ise resim yapmaktır. Bir yandan Şifa hastanesindeki doktorluk görevini sürdüren Ela diğer yandan Ali ve Süleyman'dan yardım alarak Muna'nın ailesini bulmaya çalışır. Ancak ne kadar küçük kıza yardımcı olmak istese de kapalı bir kutu olan Gazze bir açık hava hapishanesidir ve burada Muna gibi savaş yüzünden ailesini kaybetmiş binlerce çocuk vardır. Muna'ya yardım etmeyi kafasına koyan Ela, küçük kızın çizdiği resimlere bakarak ailesinin nerede olduğunu bulmaya uğraşır, Ali bunun zor bir ihtimal olduğunu düşünse de Ela'ya her konuda yardımcı olur ve ikisi Gazze sokaklarında küçük kızı aramaya başlarlar.