Bu çalışmasında İttihat ve Terakki ile ilgili bazı iddialara açıklık getiren Dr. İsmail Yıldız aynı zamanda diaspora Ermenileri tarafından bugüne kadar yok sayılan ve büyük oranda yalnızlaştırılan, Türk tarihçileri tarafından ise çoğunlukla göz ardı edilen Ermeni bir İttihatçıyı da Türk kamuoyunun dikkatine getiriyor:
Tarihte birçok metin, yazı ve kitap değeri bilinmeden yok olup gitmiştir. Doktora çalışmamı yaparken rastladığım ''"Muhterem Osmanlı Müntehiblerine Bir Nida-yi İrşad" isimli eser de değeri bilinmeden yok olmaya yüz tutmuştu. İstepan Karayan adında, yaşadığı dönemde Türk siyasetinde ünlü olan bir Ermeni''nin yazdığı bu eserin (Meşrutiyet Dönemi, İttihat ve Terakki, Türk-Ermeni ilişkileri gibi konularda binlerce yayın yapıldığı hâlde) hiçbir çalışmada kullanılmamış ve günümüz Türk alfabesine çevrilmemiş olması dikkatimi çekti.
"Muhterem Osmanlı Müntehiblerine Bir Nida-yi İrşad" her yönüyle ilginç bir eserdir. Öncelikle günümüzde İttihat ve Terakki hakkında tartışılan birçok konuya, henüz 1914 yılında net bir şekilde ve mantık ilkeleri çerçevesinde cevaplar vermesi; bu eserin en önemli özelliği olmuştur. Meşrutiyet''in neden ilan edildiğinden, İttihat ve Terakki''nin dinsiz mi olduğuna kadar bütün tartışmalara makul cevaplar verilen eseri ilginç kılan bir diğer özellik de yazarının bir Ermeni olmasıdır.
1914 yılında İttihat ve Terakki ile Ermenilerin arasının açık ve Birinci Dünya Savaşı''nın başlamak üzere olduğu dikkate alındığında İstepan Karayan''ın bu eseri yazması, aslında İttihat ve Terakki''nin Ermeni kimliği ile vatansever Ermenilerin de İttihat ve Terakki ile bir sorunlarının olmadığını göstermesi bakımından önemlidir.
Adını "Saygıdeğer Osmanlı Seçmenlerine Doğru Yolu Gösterecek Bir Sesleniş" olarak günümüz Türkçesine çevirebileceğimiz bu eseri hem araştırmacıların hem de okurların istifadesine sunmanın yerinde olacağını düşünerek eseri günümüz Türk alfabesine çevirdikten sonra yine günümüz Türkçesine uygun bir şekilde sadeleştirdim.
Bununla birlikte, uzun yıllardır yaptığım konuşmalar ve yazdığım yazılardan yola çıkarak "İttihat ve Terakki Müdafaası" adıyla bir kitap çalışması planlamaktaydım. İstepan Karayan''ın eserinin de aslında İttihat ve Terakki''nin bir müdafaası olduğunu görünce kendi araştırmalarımın ve düşüncelerimin de yer alacağı çalışma dâhilinde "Muhterem Osmanlı Müntehiblerine Bir Ni-da-yi İrşad"ı sunmanın daha anlamlı olacağına karar verdim ve bu kitabı hazırladım. Bu çalışmanın günümüzde tekrar gündeme gelen İttihat ve Terakki ile Meşrutiyet Dönemi araştırmalarına katkı sağlayacağına inancım tamdır.
Kitaptaki önemli konu başlıklarından bazıları şunlar:
* İttihat ve Terakki''nin Ortaya Çıkışı * İttihat ve Terakki İktidarı * İttihat ve Terakki''ye yöneltilen suçlamalara bir örnek * İttihat ve Terakki''nin en çok tartışılan ismi: Enver Paşa * İstepan Karayan''ın İttihat ve Terakki Müdafaası * İttihat ve Terakki''ye Yöneltilen Eleştiriler ve İstepan Karayan *Saygıdeğer Osmanlı Seçmenlerine Doğru Yolu Gösterecek Bir Sesleniş * Muhterem Osmanlı Müntehiblerine Bir Nida-yı İrşad (Asıl Metin)
Polietika Yayınları Tel:(0312) 309 02 07
***
Türklerin birlik olduğu bir dünya
Meslek hayatının büyük bir bölümünü Türk Birliği''nin teşkili konusundaki çalışmalara ayırmış olan Prof. Dr. Mehmet Saray, "Türk Dünyasında Birliğin Kurulması Şart" kitabını yazma sebeplerini şöyle sıralıyor:
"Birincisi, elli yılı aşkın bir süre Türk Dünyası üzerinde çalışan bir akademisyen olarak yaptığım ilmi çalışmalardan ve Türk Dünyasında yaptığım gezilerden ve edindiğim bilgileri Türk Dünyasının birliği için vakit geçirmeden gerçekleştirmenin şart olduğunu anlamamdır. Bu vesileyle sevgili gençleri, çok acılar çekmiş Türk Dünyası hakkında objektif bilgi ile aydınlatmak ve birliğin sağlanması için onları harekete geçirmek.
İkinci neden ise bir Türk Dünyası uzmanı olarak, her kardeş Türk Cumhuriyeti için neler yaptığımı ve ne gibi hizmetler verdiğimi kronolojik sırayla anlatmak zaruretini hissetmemdir..
Üçüncü neden ise kardeş cumhuriyetlerin problemlerini iyi bilen bir akademisyen olarak, bu problemlerin halli için yaptığım önerileri dile getirmek ve tartışmak.
Dördüncü neden ise Türkiye ile Kardeş Türk Cumhuriyetleri arasındaki eğitim, kültürel, ekonomik ve siyasi iş birliklerini dile getirerek, bu alanda yapılacak iş birliklerinin Türk Dünyasında birliğin sağlanmasında önemli rol oynayacağını ortaya koymak.
Beşinci neden ise daha önce neşredemediğim Türk Dünyası ile ilgili belgeleri neşretmek. Kısaca, Türk Dünyası hakkında bilgi edinmek isteyenleri ve sevgili gençleri, hem sıkıntılarla ve hem de güzelliklerle ve ümitlerle dolu muhteşem Türk Dünyası hakkında bilgilendirmek."
Boğaziçi Yayınları Tel:(0212) 520 70 76
***
HAFTANIN KİTABI:
Karartılan gerçekler
BBP lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu''nun vefat ettiği helikopter kazası halen pek çok karanlık noktasıyla esrarını koruyor. Dönemin Jandarma Bölge Komutanı Emekli Korg. Ali Lapanta, kaza hakkındaki birçok bilinmeyen, iddia ve gerçeği "6 Gün / Merhum Muhsin Yazıcıoğlu Gerçeği: Kaza mı? Sabotaj mı?" adlı kitabıyla gündeme taşıyor. Kitapta cevabı aranan sorulardan bazıları şöyle:
* Merhum Muhsin Yazıcıoğlu''nun helikopterinin düştüğü nasıl öğrenildi?
* TİB''ten alınan sinyal bilgilerinin değerlendirilmediği, sinyal bilgilerinde belirlenen noktaların hiç aranmadığı doğru mu?
* Arama-kurtarma faaliyetinde görev alan kolluk ve sivil savunma ekipleri isteksiz davranarak görevlerini ihmal mi ettiler?
* Yazıcıoğlu''nun helikopter kazası algı operasyonu olarak kullanıldı mı?
* Hava Kuvvetlerine ait iki adet savaş uçağının helikopterin uçuşu esnasında bölgeye girdiği ve helikopterin düşmesine neden olduğu konusunda bilirkişi raporları ne diyor?
* Helikopter enkazına ve kaza mahalline ilk kim ulaştı?
* Kurtarma esnasında ikinci helikopter kazası nasıl ve ne zaman yaşandı?
* Düşen helikopterin bazı parçalarını kim söktü? Neden söktü?"
Galeati Yayınları Tel:(0539) 669 60 69
***
Türk çağı hasretiyle
Alperen Aydın, "Son Kalenin Burcundan / Dikeni Bıraktılar Gülümüzü Aldılar" adlı kitabında Muhsin Yazıcıoğlu''nun fikri ekseninde geçmişten geleceğe bir vizyon sergiliyor:
Burcu burcu İslâm kokan güllerimizi kopardılar bizden. Güllerimizi kopardıkları topraklarımızda dikenlerini bırakıp planlarını uygulamaya devam ediyorlar.
Fikrimize çatanların etkisi altında kalan genç neslin buzlanmış hissiyatı, elbet bir gün Türk-İslâm ülküsünün sıcaklığıyla çözülecek.
Muhsin Başkan''ın deyişiyle; "Önümüzdeki çağ, Türk çağı olacak; yükselen en gür seda, İslam''ın sedası olacak."
Çınaraltı Yayınları Tel:(0212) 624 24 48
***
KÜTÜPHANEMDEN
Devlet kurmak Türk''ün işi...
Azerbaycan Kültür Derneği''nin 1986''da yayınladığı "Türk Devletleri Tarihi / Etnolojik Bir Deneme" adlı kitabın önsözünde Prof. Dr. İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu''nun çarpıcı bir yazısı yer alıyor. Özetini aktaracağım bu yazıda Baltacıoğlu peş peşe soruyor:
"Hangi millet dilinin kökleri Türkçe''nin kökleri kadar zengindir? Hangi millet dilinin ekleri Türkçe''nin ekleri kadar üreticidir? Hangi milletin efsanesi Oğuz Efsanesi kadar zengindir? Hangi milletin mimarlığı klasik Türk mimarisi kadar insancıdır? Hangi milletin tiyatrosu Türk halk oyunları kadar özlüdür? Hangi milletin halk mizahı Nasrettin Hoca''nın mizahı kadar canlıdır?"
Tüm bu soruları Türk milletinin büyüklüğünü vurgulamak için sıralayan Baltacıoğlu, büyük millet olmanın bazı kriterlerini de şu sözlerle özetler:
"Hangi millet sonsuz dil köklerine, dil eklerine sahip ise, hangi millet varlığın tümünü kendi eliyle adlandırabilirse o millet büyük millettir.
Hangi millet efsanede, mimarlıkta, tiyatroda, felsefede yaratıcı ise o millet büyük millettir"
Şükrü Kaya Seferoğlu ve Adnan Müderrisoğlu''nun "Türk Devletleri Tarihi / Etnolojik Bir Deneme" adlı çalışması da Türk milletinin büyüklüğünü çeşitli yönleriyle ortaya koymak amacıyla hazırlanmış bir eser. Kitapta Türk etimolojisi ve ilişkilerine dair geniş bilgilere yer verilmiş. Doğu Anadolu Türklüğü''nün hangi boylardan, oymaklardan ve uruğlarından meydana geldiği ayrıntılı olarak anlatılıp kurdukları devletler, Türk devletleri tarihi kapsamında incelenmekte. Kitaba söz başı yazan Prof. Dr. Abdülhaluk Çay ise millî meselelere ilmi zeminde çözüm arama gayretini bu çalışmada görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiriyor.
(Ahmet Yabuloğlu)