Bir ekran akşamının anatomisi

Bir ekran akşamının anatomisi

Darbe girişiminin bastırılmasından bu yazıyı yazdığım saate kadar işten el çektirilen devlet memurlarının sayısı 50 bini geçmişti.

Devlet, başka cemaatlere (de) teslim edilmesin

 

-----

Darbe girişiminin bastırılmasından bu yazıyı yazdığım saate kadar işten el çektirilen devlet memurlarının sayısı 50 bini geçmişti.

(...)

Şimdi devlette boşalan bu kadroların nasıl ve kimler tarafından doldurulacağı gibi bir sorun var. Günümüzde İçişleri Bakanlığı'nda yaşananların, diğer devlet kurumlarında da yaşanması mı söz konusu olacak? Bu bakanlıkta, Fethullahçılardan boşalan kadroları doldurmak için diğer tarikat ve cemaatlerin nasıl kıyasıya mücadeleler verdiklerini gazetelerde okuduk. Şimdi benzer bir savaş diğer devlet kurumlarında da mı olacak? Yoksa, gerçekten hak eden, eğitimiyle ve deneyimiyle temayüz edenler mi o kurumlara atanacaklar?

(...)

 Bütün bir devlet yapısını, partizanca amaçlarla böylesine doldurmanın sonucunun ne olduğunu artık anlamış olmaları lazım.

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

++++++

SIZINTI

-----

Fetullahçıların 30 küsur yıl önce çıkardıkları derginin adı "Sızıntı"... Dergilerine koydukları isimle bile amaçlarını açık ediyorlar yani.

Ahmet Hakan Hürriyet

+++++

Diyanet "AKP'ye karşı darbe girişimi yapanların cenazesini kaldırmam" demiş.

Birincisi, 12 Eylül cuntacılarının cenazesini niye kaldırdılar?

İkincisi, yargı mercii olmadıklarına göre bundan böyle ölenler için savcılıktan temiz kâğıdı mı isteyecekler?

Akif Kökçe Milliyet (Açık Pencere)

+++++

Çok ayıp

-----

 

HSYK Başkanvekili Yılmaz; 'Karşımızda bu kişinin (Gülen'in) mehdi olduğuna inanmış, iman etmiş bir grup var.. Bazıları Erdoğan düşmanlığı yüzünden bunları görmediler' demiş..

Ayıp etmiş..

Muhalif denenler veya Yılmaz'ın muhalif olarak gördüğü kişiler uzun yıllardır cemaat örgütlenmesini dile getirdiler..

Cemaati deşifre etmeye çalıştılar ama iktidara inandıramadılar..

HSYK'ya dinletemediler..

Avazları çıktığı kadar bağırdılar, seslerini duyuramadılar..

(...)

Gülen'den emir alan savcıları, hâkimleri o görevlere kim getirdi?

(...)

Bu yapının palazlanmasını muhaliflerin tavrına bağlamak ayıp..

Çok ayıp!..

Mehmet Tezkan Milliyet

++++++

Yanlış hesabın bedeli

-----

Cemaatle ittifakı kim yaptı?

Cemaat ittifakıyla yargıyı kim ele geçirdi?

Cemaat ittifakıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'ni kim tarumar etti?

Cemaat ittifakıyla profesörleri, dekanları, rektörleri kim hapse attı?

Cemaat ittifakıyla ilk, orta ve yükseköğretimi kim ele geçirdi, çocuklarımızın eğitimini kırk defa değiştirip onları ziyan etti?

Cemaat ittifakıyla medyayı kim ele geçirdi?

Ve kritik son soru:

Darbeci maskaraları, TSK içinde bu konuma kim getirdi?

***

"Yapmayın, etmeyin" dedik...

"Din, mezhep, ırk, milliyet, kimliktir, mukaddestir, ama mukaddes kavramları istismar eden demokrasi olmaz" dedik...

"Adalet size de gerekir" dedik...

(...)

İş, sonunda bir darbe girişimine bir iç savaş provasına kadar gitti!

(...)

Şimdi bedeli bütün ülke ödüyor!

Emre Kongar Cumhuriyet

++++++

Bu yalakalıklar yüzünden...

------

(...) Darbe zamanlarında holdingler emekli askerleri kapışır, en işe yaramazları apartmanlarda "apartman yöneticisi" yaparlardı... Gece apartman sakinlerine "alarm verdim" diye, kapıcı odasında "sığınakta mevzilenme" tatbikatı yaptıran vardı...

*

Sitelerde bir alçı ustasının öyküsü yayınlandı; alçı atölyesi iflas edecekti ki darbe oldu, Atatürk büstü imalatına başladı, köşeyi döndü...

*

Rektörler, yüksek yargı organları, cübbelerini giyip kapatılmış TBMM'de uzun bir kuyruk oluşturarak, askerlere bağlılıklarını bildirmeye gittiler...

"Utanmıyor musunuz?" diye yazı yazmıştık...

*

Gece bürokrat çocuklarının elinden ders kitaplarını alıp "Uzun uzun kavaklar/ Dökülüyor yapraklar/ Ben Atama doymadım/ Doysun kara topraklar" şiirini ezberlemişlerdi, bunu sıkıyönetim mahkemesinde okumaya kalkan oldu...

Tutuklanan bürokrat olsun, akademisyen olsun, sendikacı olsun cebinden "Ben yazdım" diye bir Atatürk şiiri çıkarıyordu...

*

Darbe karşıtı yazı mazı yazılmazdı...

Herkes herkesi "Atatürkçü değil" diye ihbar eder, ispiyonculuk tavan yapardı...

*

Odalar, borsalar, birlikler, meslek kuruluşları, işveren dernekleri, sendikalar, holdingler, tanınmış iş adamları, darbecilere teşekkür bildirileri yayınlarlardı...

Bunların hepsi arşivlerde var, birisi çıkarıp yayınlasa...

Ya da açın dünkü gazetelerin sayfalarına bakın; işte aynısı...

*

Emin olun bu darbeciler başarılı olsaydı aynı şey yaşanacaktı...

Şu televizyon televizyon gezip darbeyi lanetleyenlerin, küfürler savuranların, bildiri yayınlayanların cebinde birer Fethullah Gülen külahı olacaktı...

Pensilvanya'ya giden uçakların koltukları çoktan kapatılmıştı...

*

Bu yalakalıklar yüzündendir Türkiye huzur yüzü görmedi...

Görmeyecek...

Bekir Coşkun Sözcü