Bir anırabilseydi...
İddiam geldi!
Ta 2008 yılında, "Hillary'nin en büyük rakibi Barack Obama'nın da göbek adı Hüseyin... Düzeltiyorum: Göbek adı Barack, asıl adı Hüseyin. Kıl kapılmasın diye tersini kullanmaya çalışıyor... Adı Hüseyin olan biri Amerika'ya başkan seçilsin, çıkar Taksim Meydanı'nda anırırım" yazdı da bir türlü anıramadı ya;
İçinde kaldı, gaz yaptı, şişti...
Hep onun tezahürleri bunlar bana kalırsa!
Dile kolay tam 8 yıl.
"Adı Hüseyin olan biri" bir değil tam iki kere başkan seçildi bu süre içinde ABD'ye... Üstelik ailecek öyle benimsendiler ki şimdi, aday olsa mesela "kendi adı Michelle, kocasının adı Hüseyin olan, gelmiş geçmiş çoğu ABD Başkanının aksine "üstün zekalılar okulu"ndan mezun, "dahi"den hallice bir aktivist, zenci kadın"ın da ABD'ye başkan seçilmesi işten bile değil. Ben demiyorum; ABD'li yorumcuların tezi; aday olsa mevcut başkanın eşi Michelle Obama'nın, eski başkanın şu aralar bir kere daha başkanlık yarışına hazırlanan, tecrübeli siyasetçi eşi Hillary Clinton'a tur bindireceği...
Empatisi bile ürkütücü;
"O varken başkanlık adı Hüseyin olana mı kaldı" dediğiniz -güya- öz hakiki Amerikan(!) Hillary, 6 yıl sonra, bu kez de neredeyse "sosyalist olan biri"ne kaptırmanın eşiğine gelsin adaylığı...
Demek yine ona hüsransa; efkâr filan...
Bunca öngörüsüzlüğün kederini içine at, at, at; nereye kadar değil mi!
Hazır konjonktürel/makbul bir hedef tahtası da varken önünde, içinde biriken o gazı kusuyor demek ki... Yoksa bir kişi eğer "aydın müsveddesi" de değilse, Ankara patlamasından sonra tutup da "Niçin aldınız sırtınıza Kürt kamburunu muhterem İttihatçılar? Ermeni'yi kestiniz, Rum'u gönderdiniz, Arap'ı tanımadınız, Kürt'ü niçin sırtladınız? Bu ne biçim kurucu ayardır" diye yazabilir mi?
Külliyen ayarsızlık!
Akılla, mantıkla, tarihi gerçeklerle izahı mümkün değil...
Hayır, adlı adınca "aydın müsveddesi" diyeceğim de, daha dün "aydın müsveddeleri"ne bir kere daha bayrak açan iktidarımızın kanatları altındaki yayın organlarında yazamıyor olması gerekmez miydi o zaman da! Onca "paçavra" varken nasıl olur de beslenir "yandaş medya"da!
Velhasıl;
İki tane akil görünümlü sakilin lafı üzerine 40 yıl sonra, bu nedenle ölmüş 40 bin insanın kemiklerinin üzerinde hayatta kalmaya çalışırken bile hâlâ PKK'nın bir terör örgütü olduğunu ispata çalışmak durumunda kalmamız kadar ağır geliyorsa, böyle tiksinç bir gaz çıkarma seansını ciddiye alıp da Atatürk'ün kıymetini, Cumhuriyet'in değerini kanıtlamak üzere yazmak zorunda hissetmek de aynı şekilde ağır geliyor bana.
Varoluşumuz bile kanıtken gerek yok...
Hâlâ anlamayan varsa da Cumhuriyet'in bütün nimetleri haram olsun onlara...
Atalarımızın -İttihatçı değiller daha eski zamanlardan kalma bu öğütler; rahatça kulak verebilirler- bir lafı var ya;
Geç olsun güç olmasın!
Bu modellere yegane tavsiyem;
Böyle yazarak olmaz. Çekinmeyin, 8 yıl geç de olsa gidin, Taksim Meydanı'nda şöyle yeri göğü titretecek şekilde bir anırın; geçer!
Hep gazdan...