Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yavuz illerde normalleşme şartını açıkladı

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yavuz illerde normalleşme şartını açıkladı

Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, hasta sayısının 100 bin nüfusta yüzde 10'un altına düştüğü illerde açılmaların gündeme gelebileceğini söyledi.

Türkiye’de yerinde kararların alınacağının duyurulmasının ardından illerin hangi şartlara göre normalleşeceği de merak konusu oldu.

Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Korona virüs enfeksiyon oranlarının il bazında açıklanmasının, enfeksiyonun kontrolünün sağlanması açısından çok kritik bir aşama olduğunu söyledi. Yavuz, "Çünkü bu oranlarının bilinmesi bile tek başına aslında herkesin daha çok sorumluluk üstlenmesi anlamında çok faydalı olacak. Burada belirlenecek bir takım eşik değerler var. Bu eşik değerler düşük, yüksek veya çok yüksek risk şeklinde değerlendirilecek. Yani aslında burada risk derecelendirilmesi ve yönetimi yapılıyor. Risk hepsinde olacak riski sıfırladık diyemeyeceğiz ama riskin artıp azalması söz konusu. Bu eşik seviyeler, hangi açılmanın öncelikli olarak yapılması gerektiğini belirleyecek. Örneğin öncelikle eğitimin açılması ya da restoran kafelerde serbestleşme gibi kararlar bu eşik seviyelerine göre belirlenebilecek. Açılma olsa da önlemlere uyularak yapılacak. Biz buna ''kontrollü açılma'' diyoruz. Zaten okullar için Millî Eğitim Bakanlığı''nın buna yönelik çalışmaları başladı. Restoran ve kafeler için de çalışma yapılıyor, kişi kısıtlaması gibi” dedi.


"ÖRNEĞİN YÜZDE 10 ÇIKTIYSA AÇILMALAR DÜŞÜNÜLEBİLECEK"

İllere göre oranların açıklanmasıyla artık herkesin ortak çalışması gerektiği zorunluluğunun da doğduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz, "Bu şeffaflık ile vatandaş olarak da hepimiz sorumlu oluyoruz vaka sayılarının azalmasında. Devletin de sorumluluğu, okullarda (dönüşümlü eğitim örneğin, 40 kişi aynı sınıfta değil de dönüşümlü olacak şekilde organize edilmesi gibi) ya da sosyal alanlarda (kafe restoranlarda vs denetimlerin yapılması, kontrollü açılma konusunda) olacak" dedi. Risk derecelendirmesi açısından ABD''deki uygulamalardan örnek veren Prof. Dr. Yavuz, "Örneğin orada 14 gün içinde diyelim 100 bin nüfusta yüzde 10''un altındaysa enfeksiyon insidansı (yeni olguların nüfusa oranı), çok düşük riskli anlamına geliyor bu. Dolayısıyla çok düşük risk alarak okulları açabilirsiniz deniyor. Türkiye''de de bize özgü değerlendirmelerle eşik değerler belirlenecek ve buna göre kararlar alınacak. Burada tabi ki sıfır riskten bahsedemeyiz. Riskin derecelendirilmesi söz konusu olacak açılmada. Önemli olan daha düşük riskte bunu yapmak" diye konuştu.

"DÜŞÜK VAKA ORANININ EN AZ İKİ HAFTA KORUNMASI GEREKİYOR"

Risk derecelendirmesine örnek de veren Prof. Dr. Yavuz, "100 bin nüfusta 7 günlük insidans, yüzde 116, yüzde 300 olan yerler var. Buralarda açılma yapmak çılgınlık olur tabii ki. Oranın daha düşük olduğu illerde kademeli açılma yapmak daha mantıklı olacak. Her il kendi durumunu bileceği için de yüksek oranların görüldüğü yerlerde belki de ekstra önlemler alınması gerekecek. Ayrıca açıklanan oranlarda sadece insidans değil, azalmaya devam etme eğilimini görmek de önemli. Diyelim ki yüzde 50 oran çıktı ama aşağıya doğru iniş eğilimi gösteriyor. 14 gün boyunca da bunu koruyabiliyorsanız bu da önemli. Yani sadece değerlendirmelerde sadece belli bir oranın baz alınması değil, o oranın stabil bir şekilde gitmesi de verilecek kararlarda baz alınacak. Örneğin Doğu Karadeniz''de çok yüksek görünüyor oranlar. Artış devam ediyorsa ekstra önlemler gerekecek. Nedir bu önlemler? Kovid-19''da elimizde farmasötik olmayan (ilaç dışı) önlemler dört tane zaten. Mesafeyi artırmak, insan hareketini kısıtlamak ve maske kullanımı ile hijyen. Bu nedenle de oranın çok yüksek olduğu illerde seyahat kısıtı vesaire anlamında, insan hareketlerinin de kısıtlanması önem kazanacak" dedi.

İlgili Haberler