Gülay TUNÇEL / YENİÇAĞ – ÖZEL HABER
Korona virüs salgınından insanların korunması için en önemli unsurlardan biri olan sosyal mesafenin bayram günlerinde nasıl korunacağı merak konusu oldu. Bayramlarda en önemli geleneklerimizden biri olan el öpmenin salgın günlerinde yapılıp yapılmaması gerektiği herkesin merak konusu oldu. Bilim insanları ve ilahiyatçılar Yeniçağ TV’ye yaptıkları açıklamalarda bayram günlerinde sosyal mesafenin önemine dikkat çekerek el öpmenin sakıncalı olduğuna dikkat çekiyor.
“BİLİM İNSANLARININ DEDİKLERİNE UYMAMAK GÜNAHTIR”
İlahiyatçı yazar Ali Rıza Demircan, bilim insanlarının dediklerine uymanın önemine dikkat çekerek, bayramlarda el öpmenin İslam’a göre zaruri olmadığını söyledi. Demircan, “Dolayısıyla Müslümanların bayramlarda bir araya geldiklerinde kucaklaşma ve tokalaşma gibi görevleri yoktur. Bilimin bu tespiti karşısında eğer Müslümanlar kucaklaşır ve tokalaşırlarsa günahkar olurlar” ifadelerini kullandı.
Ali Rıza Demircan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Zaruret prensibi diye bir prensip var İslam’da. Zaruret prensipleri, sakıncalı olan yapılması gereken şeyleri yapılmaz hale getirdiği gibi, yapılmaması gereken şeyleri de yapılır hale getirebilir. Biliyorsunuz ki, cinsel haz olmadıkça kadın ve erkek tokalaşabilir. İslam açısından bir problem yok. Bayram kutlarken bayram kutlamasında kucaklaşma ve tokalaşma gibi İslam’da bir emir yok. Kadınlar, erkekler ve gençler aralarında bayramlarda kucaklaşıp tokalaşabilir. Ama bu normal şartlar altındadır. Bugün tıp adamlarının bize söyledikleri, ‘Evde kal, ellerini yıka ve mesafeyi koru’. Eğer ilim bunu söylüyorlarsa, ki üzerinde ittifak kurdukları budur.
Dolayısıyla Müslümanların bayramlarda bir araya geldiklerinde kucaklaşma ve tokalaşma gibi görevleri yoktur. Bilimin bu tespiti karşısında eğer Müslümanlar kucaklaşır ve tokalaşırlarsa günahkar olurlar.Bakara Suresi’nin 195. Ayetinde “Kendi elinizle kendilerinizi tehlikeye atmayınız” şeklinde buyrulur. İnsan bilerek kendisini tehlikeye atabilir mi? Atmaması gerekir. Bizler zaman zaman bir araya geldiğimizde tokalaşırız, medeniyetimizin bir ürünüdür. Ama zaruret halinde korona virüs günlerinde olduğu gibi bu görev de düşer.
Bizim tokalaşma gibi bir görevimiz yok. Biz, Kur’an-ı Kerim ve peygamber efendimizin açıkça belirtmediği konularda bilimin ve ilmin ölçülerini esas alırız. Bize bilim adamları tokalaşmanın sakıncalı olduğunu ve mesafeyi korumak gerektiğini söylüyorlar. Bu işin içindeler. Bunun aksine hareket edemeyeceğimize göre, bizim yapmamız gereken ilim adamlarının tespitlerini yerine getirmektir. Onlar da yaklaşmayın diyorlarsa; bizim yaklaşmamız halinde sevap almak şöyle dursun, günahkar oluruz. Çünkü kendi ellerimizin, nefislerimizin ve yakınlarımızın hayatlarını tehlikeye atmış oluruz.
”BU BAYRAM EL ÖPMEYECEĞİZ”
Konuyla ilgili Yeniçağ TV’ye açıklamalar yapan bir başka isim ise Sağlık Bilimleri Üniversitesi öğretim üyesi Prof Dr. Mustafa Ertek oldu.
Son açıklanan rakamlardan oluşan iyimserlik havasının kimseyi rahatlatmaması gerektiğinin altını çizen Ertek, “Bu bayramda el öpmeyeceğiz” dedi.
Mustafa Ertek’in açıklamaları şöyle:
“Ülkemizdeki son rakamlar ümit verici ama DSÖ’nün Türkiye için açıkladığı temkinli iyimserlik halinin bizi temkinli olmaktan alı koymamalı. Hastalık gittikçe azalıyor, bunlar güzel şeyler ama 2 binin üzerinden hastamız. Bunların çok daha fazlası da evlerinde ya da iş yerlerinde bulunuyor. Bu bayramda el öpmeyeceğiz. Teknolojiyi kullanarak bayramlaşacağız. Virüsü taşıyan insanlar hasta sayısını artırabilir. Bu bayram eski alışkanlıklarımızı unutacağız, Covid-19 yanımızdaymış gibi davranacağız.
Bu dönemde daha çok teknolojik imkanları kullanarak bayramlaşmamız. Pandeminin ileriki seyri açısından iyi olacaktır. Sosyal mesafenin korunması gerekiyor. Biz toplum olarak Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri ve Bakanlığın talimatlarıyla hareket etmeliyiz. Sayın Bakan’ın açıklamaları da temkinli olmamız yönünde. Sosyal mesafeyi korumamız gerekiyor. Bu ancak Çin’deki gibi 10/15 gün vaka görülmez ise zaten Bilim Kurulu’da kademeli olarak rahatlatıcı kararlar alacaklardır. ”
EL ÖPME GELENEĞİ
Batılı toplumlardaki el öpme süreci genellikle eli öpülecek kişinin elini ileri doğru uzatması (sunması) ile başlatılır. El öpme özel bir nedeni olmaksızın, herhangi bir karşılaşmada gerçekleşebilir. Çoğunlukla erkekler tarafından kadınların eli öpülür. Bunun haricinde devlet ve din büyükleri gibi önemli kişilerin elleri de cinsiyetlerine bakılmaksızın öpülebilir. Bu tür el öpmede el nazikçe tutulurken dudaklar hafifçe parmakların eklemlerine değdirilir. Günümüzde özellikle nezaket amaçlı bayanların elini öpme geleneği yok olmaya yüz tutmuş, bunun yerini el sıkma ve yanaktan öpme almıştır.Müslüman toplumlarda ve bazı diğer doğulu toplumlardaki el öpme ve alna koyma geleneği ise halen yaygındır. Batıdakinin aksine genellikle kavuşmalarda ve bayram, anneler günü gibi özel günlerde el öpülür. Bu tür el öpmede genellikle küçükler büyüklerin ellerini öperler. Süreç bazen eli öpülecek kişinin elini sunması ile, bazen de öpecek kişinin uzanması (el istemesi) ile başlatılır. Müslüman toplumlarda genellikle nâmahrem kimselerin -çok yaşlı olmadıkları sürece- elleri öpülmez.İslamiyetin ilk yıllarında (7. yüzyıl) Müslümanların el öptüklerine dair çeşitli bilgiler mevcuttur.Batıda el öpme geleneğinin geçmişi ise çok daha yenidir. 17. ve 18. yy.larda Lehistan-Litvanya Birliği'nde ortaya çıktığı düşünülmektedir.