Bilim insanları açıkladı. Kıyamet senaryosunda sadece 5 ülke ayakta kalacak

Bilim insanları açıkladı. Kıyamet senaryosunda sadece 5 ülke ayakta kalacak

Bilim insanları, olası bir küresel felaket durumunda insanlığın güvenli bir sığınak arayışına gireceği senaryolar üzerinde çalışmalar yapıyor.

Bu araştırmalar, dünya çapında bir çöküş ya da kıyamet senaryosunda, hangi ülkelerin en güvenli limanlar olabileceğini belirlemeyi amaçlıyor.

Tarih boyunca insanlık, hem dünyanın başlangıcını hem de olası sonunu merak etmiştir. Özellikle 2012 yılında Maya Takvimi'nin sona ermesiyle gündeme gelen felaket senaryoları, komplo teorilerinin merkezine oturmuştu. Bu tür teorilere olan ilgi zamanla azalsa da, küresel çöküş ve kıyamet senaryolarına olan merak tamamen yok olmuş değil.

EN GÜVENLİ 5 ÜLKE BELLİ OLDU

Bilim insanları, insanlığın tamamen yok olacağı bir felaketin imkânsız olmadığını ve böyle bir durumda hangi ülkelerin en güvenli yerler olabileceğini araştırdı. Yapılan çalışmalar, olası bir kıyamet senaryosunda sığınılacak en güvenli 5 ülkeyi ortaya koydu.

YENİ ZELANDA ZİRVEDE

Bu listede en güvenli ülke olarak Yeni Zelanda öne çıkıyor. Jeotermal ve hidroelektrik enerji kaynaklarına sahip olması, geniş tarım arazileri ve düşük nüfus yoğunluğu gibi avantajları nedeniyle Yeni Zelanda, bu tür bir felaket durumunda en güvenli yer olarak kabul ediliyor. Ayrıca, milyarderlerin kıyamet sığınaklarını bu ülkede inşa ettirdiği biliniyor.

DİĞER GÜVENLİ ÜLKELER

Listede Yeni Zelanda'nın ardından İngiltere, İzlanda, İrlanda ve Avustralya yer alıyor. Bu ülkeler, coğrafi özellikleri, enerji kaynakları ve izole konumları sayesinde diğer bölgelere göre daha korunaklı kabul ediliyor. Ancak bilim insanları, bu ülkeler ne kadar güvenli olursa olsun, küresel bir felaketin etkilerinden tamamen korunmanın mümkün olmadığını belirtiyor.

DÜNYA BİR KÖY HALİNE GELDİ

Modern çağda iletişim ve ulaşım ağları, tüm dünyayı birbirine bağlamış durumda. Bu nedenle, olası bir küresel felaketin etkilerinden kaçınmak zor olabilir. Ancak bu senaryolar, insanlığın güvenli bir geleceğe hazırlanma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.