Biden yönetimi alarma geçti: ABD’nin nükleer geleceği tehlikede

Biden yönetimi alarma geçti: ABD’nin nükleer geleceği tehlikede

ABD, Rusya’dan zenginleştirilmiş uranyum ithalatına yasak koyarken, Çin’den gelen uranyum sevkiyatlarındaki ani artış dikkat çekiyor. Bu gelişme, Moskova’nın yasağı delmek için Çin’i kullanıyor olabileceği endişelerini artırıyor. Biden yönetimi, ABD'nin nükleer enerji bağımsızlığını riske atabilecek bu kritik ithalat dalgasını yakından izliyor.

Son dönemde ABD, nükleer enerji üretimi için hayati öneme sahip zenginleştirilmiş uranyum ithalatında yeni bir sorunla karşı karşıya. Reuters’ın edindiği bilgilere göre, Biden yönetimi 2023’ün sonlarından itibaren Çin'den yapılan zenginleştirilmiş uranyum sevkiyatlarındaki ani artışı mercek altına almış durumda. Bunun en önemli nedeni, bu sevkiyatların, ABD'nin Rusya'ya uyguladığı uranyum ithalatı yasağını dolaylı yoldan delip delmediği yönündeki endişeler. Washington, Ukrayna’daki savaşın Rusya tarafından finanse edilmesini engellemek amacıyla bu yasakları devreye sokmuştu.

Aralık 2023'te ABD Temsilciler Meclisi, Rusya'dan zenginleştirilmiş uranyum ithalatını yasaklayan bir düzenlemeyi onayladı. Ancak ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun verilerine göre, bu kararın hemen ardından Çin’den yapılan uranyum sevkiyatları dikkat çekici bir şekilde artış gösterdi. Aralık ayında Çin’den ABD'ye tam 242.990 kilogram zenginleştirilmiş uranyum sevk edildi. Bu miktar, önceki üç yıl boyunca sıfır olan ithalat rakamlarıyla karşılaştırıldığında büyük bir sıçrama anlamına geliyor. Üstelik bu sadece başlangıçtı; 2024 yılı Mayıs ayında, Çin’den ABD’ye bir kez daha büyük miktarda – 123.894 kilogram – uranyum gönderildi.

YASAKLARIN İŞLEYİŞİ VE ÇİN'İN ROLÜ

ABD Enerji Bakanlığı yetkilileri, Çin'den yapılan bu ithalatın Rusya'nın uranyum sevkiyatlarını gizlemek için bir yöntem olup olmadığını araştırıyor. Bu durum, Rusya'nın ABD'ye uygulanan uranyum yasağını aşma çabalarının bir parçası olabilir mi? Henüz bu konuda net bir sonuca varılmasa da ABD, Çin ve diğer ülkelerden gelen uranyum ithalatını yakından izleyerek, yasağın dolanıp dolanmadığını belirlemeye çalışıyor.

Rusya, dünyanın en büyük zenginleştirilmiş uranyum üreticisi ve ihracatçısı konumunda. Ancak yasaklar nedeniyle, 2024 yılı Temmuz ayına kadar ABD'ye yapılan Rus uranyum ithalatı %30 oranında azalarak 313.050 kilograma geriledi. Bu azalma, ABD’nin nükleer enerji endüstrisi için büyük bir sorun teşkil ediyor. Üstelik yasak, belirli tedarik endişeleri olması durumunda bazı Rus ithalatlarının 2028’e kadar devam etmesine izin veriyor.

Ancak bu yasağın delinmesi, ABD’nin nükleer enerji sektöründe Rusya’ya bağımlılığı sona erdirme çabalarına ciddi bir darbe vurabilir. Biden yönetimi, bu amaç doğrultusunda yerel uranyum üretim kapasitesini artırmaya yönelik girişimlere de hız vermiş durumda. 2,72 milyar dolarlık bir kamu fonu, bu yerli tedarik zincirini güçlendirmek amacıyla tahsis edilmiş durumda. Ancak Çin'den gelen bu ani uranyum akışı, bu planları rayından çıkarma potansiyeli taşıyor.

uranium-ban-bill-russia-united-states-price-hike-fears-us-house-of-representatives.jpg

KÜRESEL URANYUM PAZARINDA DEĞİŞEN DENGELER

Pekin’in, Rusya’dan zenginleştirilmiş uranyum ithalatını artırması da uluslararası düzeyde yankı buldu. Çin’in yeni nükleer reaktörler inşa ettiği bir dönemde, istikrarlı bir uranyum tedarikine ihtiyaç duyduğu biliniyor. Ancak analistler, Çin’in bu tedarikleri sadece kendi iç tüketimi için değil, aynı zamanda uranyumu ihraç etmek amacıyla da kullanabileceğini belirtiyorlar.

Londra merkezli Royal United Services Institute, Mart 2024’te yayımladığı bir raporda, Çin’in uranyum pazarlarında daha büyük bir oyuncu olma hedefinin altını çizdi. Raporda, Çin’in Rusya’dan gelen uranyum tedarikini artırarak bu hedefi gerçekleştirmeye çalıştığına dikkat çekildi. Bu durum, Pekin’in küresel uranyum ticaretinde önemli bir rol oynamak istediğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

ABD'NİN ARTAN ENDİŞELERİ

Çin’den yapılan zenginleştirilmiş uranyum ithalatı, ABD uranyum endüstrisini de alarma geçirdi. Haziran 2024’te, zenginleştirilmiş uranyum kapasitesi geliştiren Centrus isimli bir şirket, ABD Ticaret Temsilcisi’ne başvurarak Çin’den gelen zenginleştirilmiş uranyuma uygulanan tarifenin %7,5’ten %20’ye yükseltilmesi çağrısında bulundu. Centrus, Çin’den gelen bu ithalatın kendi çabalarını tehdit ettiğini dile getirdi. Hatta Amerika Uranyum Üreticileri Sanayi Grubu, bu oranın %50’ye kadar çıkarılması gerektiğini savundu.

USTR (ABD Ticaret Temsilciliği), bu taleplerle ilgili henüz net bir adım atmamış olsa da, konuyla ilgili gelişmelerin hızla sonuçlanacağı tahmin ediliyor. Geçtiğimiz hafta bazı diğer mallara yönelik gümrük vergilerinde artış yapılmış olmasına rağmen, Çin’den gelen uranyum için henüz bir karar alınmış değil.

ÇİN YASAĞI DELİYOR MU?

Amerika Uranyum Üreticileri Sanayi Grubu’nun avukatı Jon Indall, Temmuz ayında ABD Ticaret Bakanlığı ile bir araya gelerek Çin’den yapılan uranyum ithalatının Rusya’ya yönelik yasağın delinmesi anlamına gelebileceği yönündeki endişelerini dile getirdi. Indall, “Endişelendiğimiz şey, yasağın oyuna getirilmesi,” diye konuştu. Rusya'dan gelen uranyumun yasa dışı yollardan Çin üzerinden ABD’ye taşınma ihtimaline dikkat çeken Indall, bu duruma karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

Çin’in yasağı delip delmediği konusundaki soru işaretleri sürerken, ABD Ticaret Bakanlığı henüz bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Öte yandan Rusya’nın devlet nükleer şirketi Rosatom da konuyla ilgili sessizliğini koruyor. Rosatom, Mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, uranyum yasağının küresel pazarı zayıflatacağını ancak kendilerinin işlerini geliştirmeye devam edeceğini vurgulamıştı.

Moskova’nın bu konuda resmi tavrı ise Eylül ayında netleşti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı’nın uyguladığı yaptırımlara karşılık olarak, Moskova’nın uranyum ve diğer metal ihracatlarını sınırlamayı düşündüğünü açıkladı. Bu açıklama, Moskova’nın nükleer enerji piyasasında stratejik hamleler yapabileceği yönünde bir sinyal olarak değerlendiriliyor.

ARTAN BELİRSİZLİK VE ZORLUKLAR

ABD’nin Rusya’dan gelen zenginleştirilmiş uranyum ithalatını yasaklama girişimleri, Çin ile olan ticari ilişkilerde yeni bir boyut kazandı. Washington, bu ithalatların Moskova’nın yasağı delmesine yardımcı olup olmadığını anlamaya çalışırken, Çin’in küresel uranyum pazarındaki rolü giderek daha önemli hale geliyor. Yasağın uygulanması ve bu sürecin yönetilmesi, ABD’nin nükleer enerji politikalarını ve küresel enerji piyasalarını etkileyecek kritik bir mesele haline geldi.

eab9d169-fa07-4181-b3fc-6153574d3dfa.webp