Beştepe'de erken seçim zirvesi

Önceki gece yayımına başlanan "Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde alınan karar sızdı" başlıklarını görünce, bayağı bir hayıflanmıştım;

- Eyvah, atlatıldık!

Neyse ki köpürtme çıktı.

*

Sızma olarak duyurdukları, zinhar duyulmaması arzulanan, herkesten sır gibi saklanan bir bilgi değil, iki liderin "EFES-2022 tatbikatını birlikte izleyecek" olmasıydı.

Kaldı ki, "karar" da sayılmazdı. Ortada bir "davet" ve ona "icabet" vardı.

*

Garabet haber dilini bir tarafa bırakıp, malum görüşmenin, en azından bu yazının yazıldığı saat itibarıyla henüz sızdırılmamış kısmına gelince…

Alındığı iddia edilen asıl karara…

Kaynağı AK Parti teşkilatları olan söylenti o ki;

"Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile Cumhur İttifakı''ndaki ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında, Beştepe''de, 1 saat süren görüşmede ''Kasım''da seçim'' konusunda anlaşmaya varıldı."

*

Aslı astarı nedir;

Bunu, iki lider ile iki partinin sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek yöneticileri dışında bilen olduğunu sanmıyorum henüz.

O yüzden fazlasını yazmak üfürmek olur.

Ama sürpriz mi?

Hiç değil.

Aylardır konuşulan senaryolara da uygun.

Aylardır telaffuz edilen takvime de…

İktidarın, olmayan kesenin ağzını açıp da dağıtmaya başladığı mavi boncuklara da…

"Kayseri''de bile…"

Şu İzmir Marşı olayına dalmamak için kaç gündür kendimi tutuyorum.

Ama öyle böyle bir tutmak değil; güç bela…

"Bu da eksik kalsın", "Bu konuya da kılçık atma, geri dur" deyip duruyorum kendime.

*

Elbette nafile.

İçimdeki müzmin muhalif bulduğu ilk boşluktan çıkaracak o iflah olmaz dilini yine.

Şekil 1-A:

- Ne demek arkadaş "Kayseri bile"!

*

Erciyes Üniversitesi''nin bahar şenlikleri sırasında İzmir Marşı çalınması ve alanı dolduran binlerce öğrencinin marşa eşlik etmesi "hem de", "bir de", "üstelik"lik; "akıl almaz", "hayret edilesi", "şaşılacak" iş oldu!

"Kayseri gibi bir yerde bile İzmir Marşı, böyle bir kalabalık tarafından söyleniyorsa"ymış…

Nasıl bir yerde?

Nasıl bir yer ki Kayseri?

*

Muhafazakar bir yer?

Milliyetçi bir yer?

Hangisi İzmir Marşı''nı söylemeye, işgalcilerin denize dökülüşüne, Anadolu''nun düşmandan temizlenmesine sevinmeye mani?

*

Ciddi ciddi "Olay Kayseri''de geçiyor ama o marşı söyleyenler aslında dışarıdan gelen öğrenciler" diye izahatta bulunmaya çalışanlar bile oldu; düşünebiliyor musunuz!

Müstemleke mi bu şehir?

*

Çok şükür, zeka yönünden Allah''ın cömert davrandığı kullarından sayılırım; neyin kast edilmeye çalışıldığını, neye bu kadar coşulduğunu, nasıl bir anlam çıkarılıp da umutlanıldığını anlıyorum ama bu böyle hoyrat bir dille olmaz ki; milyonlarca insan bu şekilde etiketlenir mi!

*

Ha bu arada…

İzmir Marşı''nı duyunca gözüne far tutulmuş tavşana dönenler bu bilgiyi nasıl kaldıracaklar bilmiyorum ama tam yerine denk geldi;

Özellikle son konser yasağı ve Kültür Bakanlığı''nın konserine çıkıp da sahnede doğru bildiğini söylemekten şaşmamasından sonra "özgürlükçü hayat tarzı"nın bayrak taşıyıcısı haline gelen Melek Mosso da Kayserili!

Atatürk''e laf söylemeye cüret edenin ağzına kürekle vuracağından hiç şüphem olmayan müzisyen Ozan Çağlar da Kayserili.

Keza, mevzuyu burada kesip onun kalemine devredeceğim Yavuz Selim Demirağ da Kayserili!

*

Vatanına, milletine, devletine sahip çıkacağının işaret fişeklerini atıyor diye şok geçireceğimize, Kurtuluş Savaşı vermiş dedelerin, ninelerin torunlarına, mayamıza, az biraz güvensek mi acaba?

Halil İbrahim Oral…

Toplumsal algı bu şekilde manipüle edildikten, herkesin her türlü tevile kulağını çoktan kapattığı bir noktada İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener''in dünkü Alevilik çıkışı da, Hz. Ali konumlandırması da, özrü de on numara hareketti. Yapmasa, birçok doğruyu bir yanlışa da değil yanlış anlamaya kurban verecekti.

Vermek istemedi. Vermedi.

Siyaseten anlaşılır da, alkışlanır da, alkışladım da.

*

Ama vicdanen, madalyonun bu yüzünü yazmazsam asla rahat edemem;

Halil İbrahim Oral''ın konuşmasını dinledim;

Üstüne basa basa İslam dini içinde mezhep vesair ayrımı yapmadığını, bütün inananları aynı, eşit, bir gördüğünü söylemiş; ki ilahiyatçıdır, bilir.

Üstüne basa basa, tekrar tekrar "Kemal Bey''in Alevi olmasını adaylık için engel görmediğini" söylemiş.

Bununla ilgili seçmende, toplumda oluşması muhtemel tepkinin "bilgisizlikten" kaynaklandığını ifade etmiş.

Ve cümlelerinden biri bile Ahmet Şık''ın bu konuda kurduğu cümleden daha ileri değil; buna rağmen Şık''ın yemediği linci yedi.

O sözleri söylemesinin ardından, Şık''ın solculuğu hiç konu edilmedi; ve kafa Oral mevzunda fatura vakit kaybetmeksizin "sağcılığı"na kesildi.

*

Sadece Akşener değil, Oral da özür diledi; başka bir şey diyorum ben;

Sırf kendi hiziplerini güçlendirmek, Kemal Bey''in seçilemeyeceği algısını oluşturup da kendi adaylarını sahaya sürmek üzere zemin hazırlığı yapan bazı CHP''li muhalif medya yüzlerinin, CHP''li kanallarda Oral''ın sözlerinin bin beterini söyledikleri halde, sicillerinin son derece bozuk olduğu bu konuda Oral''a ve İYİ Parti''ye ayar vermeye çalışmaları da pişkinliğin daniskası değil mi?

Aradığınız günah keçisi "iyi" mi bari!

Yazarın Diğer Yazıları