Kıbrıs Barış Harekatı'nın 46. yıldönümünde, harekat sırasında Beşparmak Dağları'nda 1024 metre yükseklikte dik ve sarp kayaların üzerinden ilerleyerek düşman tahkimatını püskürten ve o kayalıklarda kalan efsane tankın hikayesi yine gündem oldu.
İŞTE O TANKIN HİKAYESİ
Beşparmak Dağları dümdüz Kıbrıs'taki (Meserya) ovasında sarp ve duvar gibi tek dik engeldir. Dağdan, Girne sahili uçaktan görünüyormuş izlenimi verir. Bu doğal engeller üzerinde kurulu Rum mevzileri ve beton korunakları ağır ateş altında 24 saatte ele geçmiştir. Batılı askeri uzmanlar mevcut mevzilerin mükemmel tahkimatı nedeniyle 6 aydan önce düşmeyeceği raporunu vermişlerdir.
Bu tank, Türk'e has atılganlık ve cüretkarlığın kanıtlanmış bir örneği ve simgesidir. 2 Ağustos 1974 günü yapılan Lapta muharebelerinde düşmanı yan ve gerisinden vurmak için görevlendirilen özel kuvvette görevli olan bu tank; sarp araziyi aşarak görevini yerine getirmiş ancak düşman ateşi ile ağır hasara uğrayarak yanmış ve burada kalmıştır.
Birliğin komutanı, tankın sürücüsü kahraman askere: 'Evladım bu tankı buraya nasıl çıkardın?' diye sorar;
Er; 'Komutanım, o anda gözlerimin önünde engelsiz dümdüz bir yol göründü, Rumlar kaçıyor... Ateş ede ede buraya çıktım!' der
Komutan Mehmetçik'e emreder: Tankı indir! Er cevap verir; O yolu (O günkü şartlar) görmeden nasıl indirebilirim komutanım? Ve o tank halâ o dağın zirvesinde durmaktadır.
O tankın komutanı: Tnk. Ütğm.Mahmut ŞANLITÜRK, Tank Mürettebatı ise: Onbaşı Gürler ERDAĞ, Er Abdülkadir KURT, Er Recep DOĞANYİĞİT'tir...
O ER YILLAR SONRA KONUŞTU
O tankın Van'da hayatını sürdüren şoförü Abdulkadir Kurt, silah arkadaşlarıyla verdiği mücadeleyi ise unutamıyor.
Erciş ilçesinde çiftçilik yaparak yaşamını sürdüren Kurt, o güne dair hatıralarını AA muhabirine anlattı.
Harekatın efsaneleri arasında yer alan tank ile gidilemez denilen yerlerden ilerlediklerini belirten Kurt, vatan, millet ve bayrak için Kıbrıs'a çıkarma yaptıklarını aktardı.
Beşparmak dağlarında uçurumlardan ilerleyerek hedefe doğru gittiklerini ifade eden Kurt, şunları ifade etti:
"Beşparmak Dağı'na komandolara destek vermeye gittik. Büyük bir mücadele vardı. İlerlerken tankımız mayına çarparak yaklaşık bir buçuk metre havalandı, hasar gördü. Dağa çıkarken sürekli bize ateş açılıyordu. Tankın içinde büyük bir mücadele verdik. Her taraftan ateş geliyordu, biz de onlara karşılık veriyorduk. Allah bize fırsat verdi, onlara büyük bir zayiat yaşattık. Arkadaşlarımızla, 'Ya öleceğiz ya da onlara fırsat vermeyeceğiz.' dedik. Tankın içinde altı saat çarpıştık. Etrafımızda bağırıyorlardı ama korkmadık mücadele ettik. Sabaha doğru çekilmek zorunda kaldılar. Allah şehitlerimize rahmet eylesin."
O günü hiçbir zaman unutamadığını aktaran Kurt, ülkenin birliği ve beraberliği için her zaman mücadele etmeye hazır olduğunu ifade etti.
Yeni evliyken eşini askere uğurlayan Müyesser Kurt da "Askere gittiğinde çok üzülmüştüm. Sonra harekata katıldığını öğrendik. Birkaç ay hiç haber alamadık. Şehit oldu diye düşünürken yaşadığı haberi geldi. Bir süre sonra askerler Erciş'e geldi. Eşime kavuştuğumda çok sevindim." diye konuştu.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 46 yıllık bilinmeyen sırrı