Onu ilk olarak 1980''li yılların sonunda tanıdım. Beşiktaş muhabiriydim; o da Beşiktaş''a yeni transfer olmuş genç bir yıldız adayıydı.
Yeni Salihlispor''dan gelmişti; "Çuvalla gol atar bu çocuk" demişlerdi. Salihli''de "Platini Halim" derlermiş; Fransız futbolcu Platini orta saha oyuncusuydu ama... Halim ise santrafor. Merak edip sormuştum; "Neden Platini Halim?" diye... Meğer sakatlığı nedeniyle topuğuna platin takılmış. Bizim isim takma üstatları hemen yapıştırmışlar bunun üzerine adının başına "Platini"yi!
Sessiz, sakin bir yapısı vardı. Emilio Butragueno''yu andıran bir de stili.
Fırsatçıydı, antrenmanlarda da gösteriyordu fırsatçılığını. Hiç olmayacak yerde bir anda hayalet gibi bitiyor, topa ayağını ya da kafasını uzatıyordu.
Belliydi, büyük yıldız olacaktı. Ama olamadı. Çünkü önünde Beşiktaş''ın üç efsanesi vardı: Metin, Ali, Feyyaz! Onları geçip de ilk onbire girmesi imkansızdı.
Onu son olarak 2018''in Ağustos ayı başında Çeşme''de can dostum Feyyaz Uçar''ın kızının düğününde gördüm. Aynı masada karşılıklı oturduk. Aradan geçen onca yıla rağmen sanki bir hafta önce de görüşmüş gibi sohbet ettik karşılıklı! Yine sessiz, sakindi. Beşiktaş''ın alt yapısında görev yaptığını söyledi. İstanbul''a dönüşte görüşmek izin sözleşmiştik ama... Sanırım ne onun fırsatı oldu, ne de benim.
Şimdi de onu akşam televizyonda göreceğim; Beşiktaş''ın başında sahaya çıkacakmış. Orhan Karaveli ve yardımcısı Serdar Topraktepe koronavirüse yakalanınca onu çağırmışlar takımın başına. Anlayacağınız süper yedek yine yedek olarak görev başında.
Beşiktaşlı gençler merak ediyordur şimdi; kimdir bu Halim Okta, ne yaptı Beşiktaş formasıyla diye... Kısaca anlatayım onu da...
HALİM OKTA KİMDİR?
Yukarıda da belirttiğim gibi, yetenekliydi ama ilk onbire giremedi. 1989''da geldiği Beşiktaş''ta efsane üçlü Metin, Ali, Feyyaz''dan birini kesemedi. Zaten onları zaman zaman alınan yabancılar da kesememişti, tribünlerin adına şarkı bile yazdığı üç silahşörleri kesmek kolay değildi.
Yedekliği kendine dert etmedi. Ne "Ben niye yedeğim?" diye şikayet etti, ne "Bana ne kardeşim, oynamıyorsam giderim" diye rest çekti!
Dönemin teknik direktörü Gordon Milne de tutmuştu aslında onu... Bu nedenle işler kötü gittiğinde, kritik maçlarda son bölümlerde ona yer verdi. O da bu maçlarda görevini başarıyla yerine getirdi. Çevirdiği çok maç var. Mesela bir Ankaragücü-Beşiktaş maçı. Girdiğinde Beşiktaş 1-0 gerideydi, son yarım saatte oyuna alındı, attığı 2 golle Beşiktaş sahadan galip ayrıldı.
Özetle 1982-94 yılları arasında giydi siyah beyazlı formayı, 1 Süper Lig, 2 Türkiye Kupası, 1 Süper Kupa ve 1 TSYD Kupası şampiyonluğunda "Süper yedek" olarak son bölümlerde oyuna girer girmez attığı gollerin payı vardı.
Beşiktaş''tan sonra 5 takımda daha futbol oynadı, 332 maç oynadı, 153 gol attı.
Futbolu bıraktıktan sonra Beşiktaş alt yapısında teknik adam olarak görev aldı, hala da sürdürüyor.
Süper yedek olarak Beşiktaş''ın geçmişine adını yazdırdı Platini Halim!
Şimdi de yedek hoca. Üstelik koronavirüs nedeniyle takımın çoğu yok, yedek hoca yedeklerden kurulu takımın başında.
Bakalım ne yapacak Halim Okta!
GÜREL YURTTAŞ