Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Berlin'de hâkimler var, ama...

Hikâye şöyle: Kral, yakınındaki bir değirmenin arazisini alıp sarayına katmak ister. Ama değirmenci "satmam" der. Buna öfkelenen kral "zorla alırım" diye tehdit edince, değirmenci o ünlü sözü söyler; "Berlin'de hâkimler var."

Bu dillere pelesenk olan deyim adaletin gücü adına, günümüzde de kullanılıyor. Herhalde Almanya'da da böyledir. İyi ama, Alman Parlamentosu'nun Ermeni iftiralarına göre karar vermesine, ne demeli? Hiç şüphe edilmesin ki bu ifade, Almanların kendileri, bilemediniz Batı ülkeleri için geçerlidir. "Ötekiler" adını verdikleri milyarlar için duruma göre veya çıkarlarına uygun olduğu kadar geçerlidir. Aslında bu felsefe, doğu ile batı medeniyetinin ayrıştığı temeli ifade eder. Batı dünyaya "çıkar, sömürü ve ırkçılık" açısından bakar. Nitekim Alman Parlamentosu'nun, kendini mahkeme yerine koyarak verdiği siyasi karar incelendiğinde, bu gerçek açıkça görülecektir.

Kararda, Ermeni ihtilalcilerin, Osmanlı Türk Devletinin topraklarında devlet kurmak amacıyla:

1. İlk isyanı 1860'ta başlattığından ve 1914 Birinci Dünya Savaşı'na kadar sayısız silahlı isyan yaptığını,

2. Savaşta düşman cephesinde yer alarak, vatana ihanet ettiğini,

3. 1914'ten 1920'ye kadar masum sivillere yaygın vahşet, katliam ve etnik temizlik yaptığını,

4. Daha dün [1973-1985], Avrupa şehirlerinde Ermeni ASALA terör örgütünün 40'tan fazla Türk Büyükelçi ve diplomatını öldürdüğünü,

5. 1992 Şubatında bir gece baskını ile Azerbaycan'ın Hocalı kentini basarak 613 masum kadın, kız, çocuk demeden herkesi hunharca katlederek soykırım yaptığından ve 1350 kişinin kaybolduğunu,

6. Ermenilerin Azerbaycan topraklarının %20'sini işgal edip, 1 milyondan fazla Azerbaycan Türkünü sürgün ettiğini,

7. Hocalı'da soykırım yapan Ermeni çetelerinin başında, şu anda Ermenistan Cumhurbaşkanı katliamcı Sarkisyan'ın bulunduğunu,

8. Ermenistan'ın bu saldırı ve işgalini BM'nin ve AGİT'in kınadığını,

9. Bu meseleyi incelemek üzere AGİT'in MİNSK grubunu kurduğunu,

tek kelimeyle de olsa ifade etmemektedir. Buna karşılık kararda, sanki Ermeniler hiçbir şey yapmamış, Osmanlı Türk Devleti durup dururken Ermenileri takip etmeye ve öldürmeye başlamış gibi bir yalana başvurmuştur. Bu sömürgeci ve ırkçı hayâsızca kararı kınıyoruz. Burada suçlanan insanlığın bütün değerleridir. Demek ki teknoloji ile medeniyet olmuyormuş.

Bütün dünyanın bildiği, belgeleri arşivlerde mevcut olan ve doğrudan veya dolaylı olarak yapılan yedi ayrı uluslararası yargılamada, Türklerin katliam yapmadığının kesin bir şekilde tescil edilmesine rağmen, Alman Parlamentosu bunlara itibar etmemiştir. Çünkü amaç, gerçeğin, adaletin, insan haklarının, uluslararası hukukun, devletlere ve medeniyetlere saygılı olmanın gereğini yerine getirmek değildir. Amaç, siyasidir, karar da siyasidir. 2 asırdır aldatılarak sömürülen, bu insanlık dışı muameleye alıştığı anlaşılan ve Türk düşmanlığını kimlik haline getiren Ermeniler, yine alet olarak kullanılmaktadır. Türkiye'nin zor durumda oluşundan yararlanarak baskı yapıp taviz koparmak, Almanya'da asimile edilemeyen 3 milyon Türkü sindirmek, Nazi dazlaklarına hedef yapmak, geri kabul anlaşması ile sığınmacıların Türkiye'ye dönüşünü hızlandırmaktır.

Sabıkalı Almanya'nın bu utanç verici kararı alacağı çok önceden belli olduğu halde, iktidar ve muhalefet sahiplerinin sessiz kalışlarını, son anda halkı aldatmaktan başka bir işe yaramayacağı görülen demeçlerini şiddetle kınıyoruz. T.C. Almanya Büyükelçimizi çağırmamızın ve yasak savma kabilinden sözlerin Almanya'nın cüretini daha da artıracağı malumdur.

Sivil Toplum Kuruluşlarının, her türlü destekten mahrum oldukları halde gösterdikleri millî tepkiyi alkışlıyoruz. Talat Paşa Komitesi Almanya'da miting yaparak tepkisini göstermiştir. Birlikte Türk Milletiyiz Hareketi [672 akademisyen, üst düzey bürokrat, kanaat önderi ve fikir adamı], Türkiye Sivil Toplum Birliği/TÜRK-BİR [1445 STK] 922 Alman Federal Meclis ve Eyalet Meclisleri Milletvekilleri ile bütün partilere mektup göndermiştir. Mektupta, 1774 Küçük Kaynarca ve 1878 Berlin Antlaşmasıyla planlanan ve günümüze kadar gelen kanlı isyan ve ihanetlerin seyrini anlatarak milletvekillerini uyarmıştır.

Yönetimin her millî meselede olduğu gibi, burada da seyirci kalışı düşündürücüdür.

Yazarın Diğer Yazıları