Ya mutlu son olmalı ya da mutsuz. Çok fark etmez ama nasıl bittiğini bilmeli 30 bölümdür izlediği bir dizinin. Çünkü o güne kadar düşünüp, tartışıp durmuştur, Feride Kamuran’ı affedecek mi, iki sevgili kavuşacaklar mı diye. Edebiyat uyarlamaları genellikle özünden saptığı için, Reşat Nuri’nin aynı adlı kitabının sonunu açıp okusa da pek emin olamaz (“Dila Hanım”ı hatırlayın). Ölümsüz bir edebiyat eserinin sonu senaristin elindedir artık. “Çalıkuşu”nda Kamuran tren istasyonunda randevu verdi sevdiğine. Son dakikaya kadar bekledi, Feride gelmedi. Ama Kamuran’ın yüzünde Feride gelmiş gibi bir mutlu gülümseme belirdi ve jenerik yazıları düştü ekrana. Ah be, bu yapılır mı seyirciye? Ne oldu şimdi, kavuştular mı yoksa hüsran mı?