Yirmi yıllık iktidarın aslında olmayan konjonktürel cilalarının, kötü yönetimiyle derinleşen ekonomik krizle birlikte hızla dökülmesi seçimlerin de yaklaşmasıyla siyasete hız verdi. Sonuçtan sorumlu olanların dahi bu tarz bir yönetimin sürdürülemez olduğu noktasına gelmesi ülkemiz adına ve halkın yararına elbette k olumlu gelişme.
Şimdilerde tüm Türkiye’yi kucaklayacağız diyen ama her kesimin aslında kendi mahallesine sımsıkı sarıldığı bu manzaranın değişimi zor da olsa herkes için bir zorunluluk olacak.
Güdümlü kamuoyu oluşturmak için medyada yazılanların eleştirileri veya önerileri toplumun genelindeki talepleri ve beklentileri yansıtmadığından çok da kaale almamak gerek. Bu nedenle öncelikle halkın nabzını tutması gereken siyasetçilerin bunun yerine gazete yazarları ne diyor diye izlemeleri arananı bulma konusunda sağlıklı sonuçlar vermeyebilir. Bu gündemin iyi yanı açık veya imalı mevcut sistemin iflasının neredeyse herkesçe kabulüdür.
Düne kadar eski Türkiye mottolu parlamenter sistemin kötülüğünden bahsedenlerin Saray''ın atacağı işaret fişeğiyle tersini canhıraş savunmaları bile gündeme gelebilir.
Herkesin Cumhurbaşkanı olacak birinin seçilmesini isteyenlerin herkesin gönlünden geçen adayı zikretmesine tahammül etmeleri gerekir. En fazla ''''bekara karı boşaması kolay'''' herkes birini desin geçsin gitsin denilir mevzu biter. Siyasi hayatımızın bu tarihi dönemecinde medyatörler değil siyaseten yetkililer sorumludur. ''''Millet ittifakı''''nın adayının kim olacağına elbette liderler karar verecektir.
Bu da pek tabi ki ittifakın üzerinde uzlaştığı (parlamenter sistemde partisiz, tarafsız, devlet adamı niteliği vb) genel yönetim ilke ve anlayışına uygun ve seçilme şansı yüksek biri olacaktır. Böyle bir adayın tespitinde güvenilir anketçilerin ölçümleri esas alınacağından bir sorun olmayacaktır.
***
Muhalefet bloku için esas sorun ve üzerinde çalışılması gereken konular; 1- Saray''ın -küçük bir ihtimal de olsa- parlamenter sisteme dönüş için anayasa değişikliği teklifiyle gelmesi halinde ne olacağı, 2- Mevcut sistemle gidilecek seçimde sandık güvenliğinin nasıl sağlanacağıdır.
İlkinde; Güçlendirilmiş parlamenter sistemin esasları kabul edildiğinde uzlaşmak mümkün olabilir ancak son yıllarda yapılan hukuk devletine açıkça aykırı devleti içeriden çürüten tüm iş ve işlemlerin meşrulaştırılmasına izin verilmemesi çok mühimdir.
İkincisinde durum hem çetrefilli hem de çok daha önemlidir. Seçim yasasındaki değişiklikler anayasa 67/son hükmüne göre bir yıl geçmeden uygulanmayacak. Ama 1.Temmuz''a kadar yenilenen İl-İlçe seçim kurulları örneğin bu yılın sonbaharında baskın bir seçimde görev yapacak.
Seçimin dürüst yapılmasında görevli ve sorumlu kurulların teşkili hükmü, CHP tarafından götürüldüğü Anayasa Mahkemesince reddedilirse ya da kabul edilse bile geriye yürümeyeceğinden kurulların teşkili tamamlanmış olacak. Dahası adli yargı unsuru olan Adalet Komisyonlarının çektiği kur''aya itirazı yasaya göre Yüksek Seçim Kurulu incelemek zorunda olduğundan bu kez de yargı yolu uyuşmazlığı çıkacak.
Anayasaya aykırılık her halükârda sürüp gidecek ve seçimler yapılmadan şaibeli duruma hale gelecek.
***
Halk desteğini kaybeden tüm iktidarların seçim yasalarını değiştirmelerinin kendilerine fayda sağlamadığı ve kaybettikleri gerçeğini unutmadan yasası ne olursa olsun seçimi kazanmanın yolunu bulmak ve buna göre çalışmak gerekecek. Yandaş medyada çoğunlukla bazen de saflıkla Erdoğan'' ı seçim kazanma makinesi gibi sunan ve pompalayanlara aldırmadan hazırlanmak gerek.
Mart-2019 Yerel seçimlerinde seçim/sandık güvenliği organizasyonu yapmış ve çalışmış biri olarak iddia ediyorum. Bu görünüşte serbest, eşit ama gerçekte devlet ile muhalefetin yarıştığı adil olmayan, demokratik ilke ve teamüllere aykırı biçimde yapılacak bu seçimi de iktidar kaybedecek.
Temel''in yerde gördüğü muz kabuğuna basıp uyy gene düşeceğim tedirginliğine kapılmadan sakin ve soğukkanlı olmak gerek.
Seçim yasası tabi ki önemli ama daha önemlisi halkın seçimi. Bize düşen de sandığa giren iradesinin sağlıklı biçimde çıkmasının teminidir. Muhalefet açısından seçimden sonrası çok daha zorlu bir süreç olacak. Zira yirmi yıldır her yandan tahrip edileni tamir ile demokratik hukuk devletini inşa hiç de kolay olmayacak.
