Behiç Çelik: "Fon gelirlerinin bütçeye aktarılması..."

Behiç Çelik: "Fon gelirlerinin bütçeye aktarılması..."

İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan bütçeyi eleştirerek, fon gelirlerinin bütçeye aktarılmasına tepki gösterdi.

TBMM'de  devam eden Bütçe Görüşmeleri kapsamında partisi adına söz alan İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, Bütçe yetkisinin yeniden Meclis'e verilmesini dile getirirken, Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan bütçeyi de sert bir dille eleştirdi.

Çelik, "Ancak bugün geldiğimiz noktada bütçe sıkıntıları gerekçesi ile, fon gelirlerinin bütçeye aktarılması yanlıştır" ifadelerini kullandı.

Sözlerine Uygur Türklerine uygulanan zulmü hatırlatarak başlayan Çelik'in açıklamaları şöyle:

"UYGURLAR ‘BOĞULUYORUZ’ DİYOR"

"Bütçenin 11. maddesi üzerinde İYİ PARTİ adına görüşümü arz etmek üzere söz aldım.

Genel Kurula Saygılarımı sunuyorum.

Konuya girmeden önce Doğu Türkistan dramına dikkat çekmek istiyorum.

Doğu Türkistan Uygur Türklüğünün ana vatanıdır. Uygurlar Göktürk İmparatorluğunun yıkılmasından sonra büyük bir devlet kurmuşlardır.

Bu devlet yıkıldıktan sonra güneye doğru göçerek bugünkü Tarım havzasına; Hotan, Urumçi, Yarkent, Aksu Balasagun yöresine yerleşmişlerdir.

Karahanlılar Devleti ilk Müslüman Türk Devleti kabul edilmektedir. Abdulkerim Satuk Buğra Han’dan başlayarak, sonra hanlıklarla devam eden süreç 1950’lere kadar gelip dayanmıştır.

Mao’nun Kızıl ordusu tarafından ezilen Uygurlar uzun bir esaret dönemine girdiler.

Bu komünist dönemde totaliter uygulamaları yaşadılar. Buna rağmen kendi topraklarında % 95’e varan yoğunlukları vardı.

Cüce Teng’den itibaren devlet komünist ama ekonomi kapitalist. İşte bu dönemde bile Uygurlar yaşamlarını sürdürdü.

Ama topraklarına yoğun bir şekilde Çinli yerleştirildi.

Uygurların kesafeti azalmaya başladı.

Sonra 2015’ten itibaren 35 milyon Uygura peyderpey tutuklamalar başladı.

Zemerküz kampları kuruldu.

Ölümler, tecavüzler, işkenceler had safhada devam etmektedir.

Uygurlar ‘BOĞULUYORUZ’ diyor.

T.C. güçlü bir devlettir. Tavrını koymalı, sonuç almalıdır."

"ÖDENEK DEVRİ VE KAYDI İŞLEMLERİ…"

"Bütçenin 11. maddesi, kendi içinde 4 fıkradan ibarettir.

Öncelikle ;

- TSK’nın stratejik hedef planı,

- JGK’nın, SGK’nın ihtiyaç planları doğrultusunda söz konusu silah vs. ihtiyaçlar

- Savunma ve NATO Altyapı yatırımları için harcamalar Savunma San. İcra Komitesince karşılanacağını amirdir.

İkinci Olarak ;

- MSB, JGK, SGK’ya tahsisli ödeneklerden belirlenen tutarları,

- Em. Gn. Md.‘ne ait ödeneklerden belirlenen tutarları,

- Hudut ve sahillerden,

- Orman Gn. Md.‘den ,

- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bak.’ndan,

- Afet ve Acil Durum Yön. Bşk.’ndan,

- TUBİTAK’tan

- Sivil Havacılıktan belirlenen tutarları Sav. San. Destekleme Fonuna yatırmaya ilgili bakanları yetkilendirmektedir.

Üçüncü ve Dördüncü maddelerde ödenek devri ve kaydı işlemleri için CB ve özel bütçeli idareye yetki verilmektedir.

Malumlarınız olduğu üzere, 3238 sayılı Kanun’un amacı ‘modern savunma sanayinin geliştirilmesi ve TSK’nin modernizasyonunun sağlanması’ olarak belirlenmiştir.

Bu kanunla kurulan SSDF ( Savunma Sanayi Destekleme Fonu) 30 yıldır bu amaçlar doğrultusunda kullanılmıştır.

Böylece ülkenin Savunma Sanayiinin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır.

Bugün sıklıkla ve gururla AKP’nin bahsettiği milli silah, araç ve gereçlerin üretilmesi, bu sayede mümkün olmuştur.

Ancak bugün geldiğimiz noktada, Türkiye’ye yönelik tehditlerin zirveye ulaştığı,

Türkiye’nin savunma hattını Kafkasya’dan Katar’a, Kıbrıs’tan Mısır ve Libya’ya, Balkanlar’dan Kırım’a kadar genişlettiği şartlarda, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’nun kaynaklarının yetersiz kalması önemlidir.

Bu sebeplerle pek çok projenin geciktirilmesi, yürütülen projelere ilişkin ödemelerin ise, üretici kuruluşları son derece zor duruma sokacak şekilde tehir edilmesi, İktidarın halka anlattıklarının tamamen bir fiyasko olduğunu ifşa etmiştir.

Savunma Sanayi Destekleme Fonu kaynaklarının yeterli olması ve projelerin kaynak tahsisindeki yetersizlikler sebebiyle geciktirilmemesi, milli güvenliğimizin tesisi açısından büyük öneme sahiptir."

"FON GELİRLERİNİN BÜTÇEYE AKTARILMASI..."

"Ancak 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin 11. madde 3. fıkrasında yer alan ;

‘Savunma Sanayi Destekleme Fonu’ndan Hazineye yatırılacak tutarları bir yandan genel bütçeye gelir, diğer yandan Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerine ödenek kaydetmeye ve geçen yıllar ödenek bakiyelerini devretmeye CB yetkilidir’ hükmü ile ;

4. fıkrasında yer alan ;

‘İlgili yıllar bütçe kanunları uyarınca yürütülmesi öngörülen projeler için Savunma Sanayi Destekleme Fonuna aktarılan tutarlardan kullanılmayan kısımlar, SSDF’ndan ilgili genel bütçeli idarenin merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır ve ilgili idarenin B işaretli cetveline gelir kaydedilir’ hükmü iktidarın şuursuzluğunun ya da art niyetinin göstergesidir.

Türkiye’de beka sorunu olduğunu, güvenlik tehdidi bulunduğunu sürekli vurgulayan iktidar niçin böyle yapıyor, anlaşılır gibi değil.

Beka sorununun dile getirildiği bir ortamda Fon gelirlerinin genel bütçeye gelir olarak transfer edilmesi yanlıştır.

3238 sayılı Kanunun 11. maddesinin (n) fıkasındaki;

‘Genel bütçeye dahil daire ve kuruluşlarca tahsil edilecek SSDF’na ödenecek gelirlerden, belediye ve il özel idarelerine pay ayrılmaz’ hükmü, fon gelirlerine dokunulmaması gerektiğini emreden bir iradedir.

Ancak bugün geldiğimiz noktada bütçe sıkıntıları gerekçesi ile, fon gelirlerinin bütçeye aktarılması yanlıştır.

Benzer şekilde yürütülmesi için SSDF’na aktarılan tutarlardan, kullanılmayan kısımların ilgili genel bütçeli idareye aktarılması da yanlıştır. Kabul edilemez.

Çünkü söz konusu projeler yıllara sari olarak gerçekleştirilmekte ve yıl sonu itibariyle kullanılmayan tutarın, bir sonraki yıla aktarılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Yıl içinde projenin bitmesi halinde dahi, kalan tutarın iade edilmesi yerine, SSDF’na irad kaydedilmesi, gerek fon gelirlerinin desteklenmesi ve gerekse bürokrasinin azaltılması açısından önem taşımaktadır.

Bugün geldiğimiz noktada Savunma Sanayi Başkanlığı’nın projeler kapsamındaki ödemelerini gerçekleştirilemeyecek noktaya geldiği dikkate alınarak, günü kurtarmaya yönelik bir anlayışla FON gelirlerini Bütçeye aktaran yaklaşıma son verilerek, başta Doğu Akdeniz ve Kuzey Suriye olmak üzere, yakın bölgemizde Türk Milli Politikalarını destekleyecek, çıkarlarını koruyacak şekilde TSK’nin ve güvenlik güçlerimizin modern silah, araç ve gereçleri ile teçhiz edilebilmesi için, Fon’a ilave kaynak sağlayacak alternatif tedbirlerin süratle uygulamaya aktarılması, milli güvenliğimiz açısından önem taşımaktadır.

Devlet yönetimi tükenmiştir.

AKP tükenmiştir.

Bütçe kavramının içi boşaltılmıştır.

Devlette modern yönetim tekniklerinin neredeyse tümü terk edilmiştir.

Ne yasama; ne yürütme ne yargı birer erktir.

Erk’in gücü tek adama tevdi edilmiş, bütçe de tek adamın hesap cüzdanına dönüşmüştür.

Hiçbir şey tutarlı değil artık.

Virane olmuş ülkenin üretebileceği bir sağlam değer de kalmamıştır.

Kalmışsa bile yozlaşmıştır.

Ne milli savunmadan, ne ulusal güvenlikten, ne dış politikadan bahsedebiliriz.

Tıpkı 500 yıl önce İbni Haldun’un bedevi hadari ikileminin günümüzdeki tezahürü olan Bedevi işgali ile karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir.

Ama 17 yılda hala

Devlet nedir?

Cumhuriyet nedir?

Türk Milleti kimdir ve hasımları kimlerdir? Dostları kimlerdir?

Atatürk’ün öneminin anlamı nedir?

Bu sorularımızı cevaplamayan bir ekibin T.C.’ ni yönetmeye hakkı yoktur.

“Millet oy veriyor “ diyorlar.

Millet bunlara yetki verirken iyi icraatlar yapması için oy vermiştir.

Türk Silahlı Kuvvetlerine ve güvenlik güçlerine yönelik operasyonlar zihnimizden asla silinmeyecek.

İşte İbni Haldun’un Bedevi tezinin bugünkü görünümü.

Biz bunları biliyor ve tanıyoruz.

Suriye’de düştüğümüz çukur bu iktidarın eseridir.

2011 yılından itibaren kışkırtılan terör nedeniyle Suriye, çözümsüzlüğe savrulmuştur.

Bundan çıkış yolları iktidara izah edilmelidir."

"BÜTÇE TBMM'YE DEVREDİLMELİ"

"24 Haziran 2018 yılından buyana uygulamaya geçen “ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ” nin bütçesi tam bir keyfiyet bütçesidir.

Sosyal politika içermemektedir.

Dar gelirlileri, yoksulları ezmektedir.

Enflasyon , devalüasyon ve daralma iç içedir.

Aslında bütçeden başka denetimsiz bütçe dışı kaynaklar da vardır.

Varlık Fonu Damadın elindedir.

Bankalar keyfi yönetilmektedir.

Merkez Bankası kaynakları tüketilmiştir.

Bütçe israf bütçesidir.

Yandaşın , candaşın bal –kaymak yaşadığı ,kitlelerin ezildiği bir makus devranın içerisindeyiz. Evet

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen bu Tek Adam Rejimi terk edilmelidir.

Bütçe Hakkı T.B.M.M. ‘ne devredilmelidir.

Kısacası Demokrasiye dönülmelidir.

Herşeye rağmen bütçenin hayırlı olmasını diliyorum."