Edirne''nin Havsa ilçesine bağlı Şerbettar köyünde Rasim (51) ve Hatun Balcı (38) çiftinin tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak için bir kısmını borç aldığı yaklaşık 100 bin lira, çıkan yangında evleriyle birlikte yandı. Hatun Balcı, "Bir evlat hasreti, biz tüp bebek deneyecektik. Onun için birikim yapıyorduk. O birikim de gitti. Bu ay orucu tutup, oruçtan sonra yine başlayacaktık. Çünkü çok denedik, tedavi gördük, evlat kısmet olmadı. Bir daha şansımızı deneyelim, dedik ama o da elimizden gitti" dedi.
DHA''da yer alan habere göre, Havsa''nın Şerbettar köyünde oturan 12 yıllık evli Rasim ve Hatun Balcı çifti, doğal yollardan çocuk sahibi olamayınca 3 kez tüp bebek yöntemiyle tedavi gördü ancak sonuç alamadı. Fabrika işçisi Rasim ile gündelik işlere giden Hatun Balcı çifti, yine tüp bebek tedavisi için para biriktirip, yakın çevresinden de borç aldı. Ramazan ayından sonra tedavi olmayı planlayan çiftin evleri geçen hafta pazar günü elektrik kontağından çıkan yangında yandı. Balcı çiftinin çocuk sahibi olmak için biriktirdiği 100 bin lira da yangında kül oldu.
''OCAĞIMIZ SÖNDÜ''
Evleriyle birlikte hayallerini de kaybeden çift, büyük üzüntü yaşadı. Yangında her şeyini kaybettiğini belirten Rasim Balcı, "Eşimle birlikte işimizi bitirdik, o niyetli olduğu için içeri girdi. Ben de kahveye gittim. Eşim de dinlenme amacıyla uzanmış. Kalktığında bir bakıyor ki her yer alev içinde. Hemen telefonunu kapıp beni arıyor. Koşarak geldim, bir de baktım çatı komple alev içinde. Yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Ocağımız söndü. Her şeyimiz yandı. Bir miktar paramız vardı, o da yandı. Yaklaşık 100 bin TL vardı. Onu da biriktirme amacımız, bizim çocuğumuz olmuyor, tüp bebek tedavisi görmek için biriktiriyorduk. O da gitti. Ben fabrika işçisiyim. Birikim kalmadı. Komşularımız yardımcı oluyor ama biz devlet büyüklerimizden bir yardım bekliyoruz. Komşumuzun boş evi var, orada kalıyoruz" dedi.
''HEM BORÇLA KALDIK HEM DE PARA GİTTİ''
Yangın sırasında son anda uyanıp alevlerden kurtulduğunu söyleyen Hatun Balcı, gözyaşları içinde yaşadıklarını anlattı. Balcı, şöyle konuştu:
"Gözlerimi açtığımda evimizin bütün tavanı yanıyordu. Sadece giriş kalmıştı, oradan çıkabildim. Çıktığımda bütün ev yanıyordu, itfaiyeyi arayabildim. Eşimi aradım, ''Ev yanıyor'' dedim. Köylü geldi ama yapacak bir şeyimiz kalmadı. Bir miktar paramız vardı. Yarısını kardeşimden borç almıştım. Birikimimiz vardı. Eşim fabrikada çalışıyor, ben de gündelik işte çalışıyorum. Bir evlat hasreti, biz tüp bebek deneyecektik. Onun için birikim yapıyorduk. O birikim de gitti. Bu ay orucu tutup, oruçtan sonra yine başlayacaktık. Çünkü çok denedik, tedavi gördük. Evlat kısmet olmadı. Bir daha şansımızı deneyelim dedik ama o da elimizden gitti. Ne yapacağız bilmiyorum. 100 bin TL paramız vardı. 35 bin TL kardeşimden, 25 bin TL komşumuzdan borç almıştık. Hem borçla kaldık hem de para gitti."
''BİZE YARDIM ELİ UZATILSIN''
"Tarlada çapa işine, elma toplamaya gidiyordum. Gündelik işlerde çalışıyordum. Oradan birikimimiz vardı. Tüp bebekte ne kadar devlet katkısı olsa bile masrafın çok oluyor" diyen Hatun Balcı, şöyle devam etti:
"Yaptığımız en son birikim de burada gitti. Evimiz ile beraber eşyamız, hiçbir şeyimiz kalmadı. Üstümdekiler de komşunun verdiği kıyafetler. Biz bu halde ne yapacağız, nereye gideceğiz? Evlat birikimimiz gitti, kiraya da çıkamayız. Fabrika da devamlı iş değil. Daha önce eşimi işten çıkarmışlardı. Yanan birikimimiz içinde eşimin çıkış tazminatı da vardı. O da gitti. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Bize bir yardım eli uzatılsın, evimiz yapılsın. Bir de tüp bebek için bir hastanede bize yardım edilsin"