Be hey "Manda"
Şu Mehmet denen ve ailesinin "uyuşturucu bağımlısı", "yetkililer"in ise bir süreliğine "meczup" olduğunu iddia ettiği ne idüğünü anlayamadığımız kişi "Malbora" değil "TEKEL" olsaydı şüphesiz bunlar yaşanmazdı!
Kötü espri biliyorum ama gerçeklik payı da yok değil aslında.
"Keşke Yunan galip gelseydi... Ne Hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı", "İngiliz kazansaydı benim daha çok hakkım olacaktı" diyen kafanın başka bir bedende de daha zuhuru o saldırı sonuçta!
Bu topraklara ait değil ki kafa!
Bu milletin derdiyle dertlenmemiş ki yürek!
Kula kulluk istiyor, diz çöksün, el-ayak-etek öpsün ; zor tabi "aklı hür, vicdanı hür" olarak bükülmeden, dimdik yürümek!
Bağımsızlık ağır yük; taşıyabilmek için eğilmeyecek omuz gerek!
Asalak gibi, onun, bunun eline bakarak, sığıntı yaşamak varken şimdi kim bunun mücadelesi verecek!
Sırf bu yüzden belki, hani vatanı üç kuruşa satmaya hazır olanlar gibi...
Razı "manda"lığa;
Sanıyor ki, onun cehaleti, karanlığı dokunulmazlık kazanınca, İslam abat olmuş olacak Haçlı işgali altında...
***
Para tuzağı
-----------
İstanbul'dan Ankara'ya dönüyoruz... Her zaman gittiğimiz, bildiğimiz yolu dümdüz takip ederken daha önce denk gelmediğimiz bir "Ankara" yol ayrımı tabelası çıktı karşımıza.
Mevzu bahis güzergahta, yaz mevsimi dolayısıyla sık sık yol çalışmasına da rastladığımızdan, riske atmayalım, devletimizin yönlendirdiği yola girelim dedik.
Birkaç dakika sonra sürpriiiiiiiz; ücretli geçiş gişeleri!
Bir müddet ilerledikten sonra bu kez de karşımızda -ille de nakit isteyen- tahsilat görevlisi:
8,5 TL!
Hoş, son birkaç yılda bu ruh hali içinde mesela adaletine güvenmenin bedelini yıllarıyla, meslekleriyle, itibarlarıyla ve dahi ömürleriyle ödeyen onca insana bakıp da, yakınmak yerine "şükür" demek gerekiyor sanırım bu durumda!
***
Yol boyunca düşündük durduk;
Durduk yere neden verdik biz bu 8,5 TL'yi şimdi?
Yolumuz mu kısaldı?
Hayır!
Zamandan mı tasarruf ettik?
Hayır!
Eeeee?
Ne faydası oldu bize?
Hiç!
***
Bahsettiğim, devletimiz tarafından girmemiz işaret edilen yol aynı zamanda Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün bağlantı yolu olunca iki ihtimal geldi aklımıza sadece:
Ya, iktidarımız yaptığı yolları görelim de bu dev hizmetlere, çılgın projelere karşı seçim günü geldiğinde nankörlük(!) etmeyelim diye kısa bir propaganda gezisi yaptırdılar bize...
Ya da, hazinenin köprüyü yapan firmaya verdiği 135 bin otomobil geçiş garantisinin yerine getirilemeyeceği anlaşılınca böyle bir formül buldular açığı kapatmaya...
Şimdi tutup da "etik mi" diye sorsam, biliyorum ki kargalar bile güler bana;
Etik mi ama?
Alenen kandırmak değil mi bu insanları?
Aldatıla aldatıla aldatmayı öğrendiklerini mi kanıtlama çalışıyorlar acaba!
***
Velhasıl;
Ey vatandaş, kendini aptal yerine konmuş, soyulmuş hissetmek istemiyorsan bildiğin yoldan şaşma.
Tabelalara kanma.
***
Gül, siyaset yasağını neden kaldırdı?
----------
AKP'nin, 14 Ağustos'taki 16'ncı kuruluş yıldönümü törenine eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katılacakmış!
Gül, Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrıldıktan sonra aldığı "siyasi programlara katılmama" kararını gerekçe göstererek, AKP'nin Nisan ayında Kayseri'de yaptığı "Evet" mitingine katılmamış, "ev sahibi" olduğu şehirde Cumhurbaşkanı'nı yalnız bırakmıştı.
Gül, Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra aldığı "siyasi programlara katılmama" kararını gerekçe göstererek, AKP'nin Mayıs ayında yapılan 3. Olağanüstü Kongresi'ne de katılmamıştı.
Bu haberler doğruysa, Gül sahiden de AKP'nin kuruluş yıldönümü kutlamalarına katılacaksa sormak lazım:
2,5 ayda ne değişti ki, her dem "Cumhurbaşkanı sıfatıyla 'tarafsız' görev yaptığı" iddiasında olan Gül, kendine, temsil ettiği makamdan dolayı koyduğu, en azından öyle olduğunu söylediği "siyaset yasağı"nı kaldırdı?
***
Tehdit mi ediliyor, baskı mı var gibi bir dünya klasik siyasi komplo teorisinden başka, bir de şeytanın sor dediği var tabii;
Yoksa AKP'yi bir siyasi parti değil de devletin ta kendisi olarak mı görmeye başladı artık Gül de?
AKP'nin değil de, 15 Temmuz'u milat alan, 16 Nisan'la yasal zemin bulan "yeni devlet"in programı mı bu eski Cumhurbaşkanı'na göre!
Yeni sistemin adı konulmuş mu oldu; "Parti devleti" mi yani?
***
Buyurun cenaze namazına
------
Canlı hayvan, kırmızı et ve hububatta gümrük vergileri "hiç"leştirildiğine göre buyurun en yakın cami avlusuna; tarım ve hayvancılığın cenaze namazını kılmaya... El Fatiha!