Ne âşina bir anons değil mi: “Karayollarının yapım, bakım ve onarım çalışmaları sürdürülen kesimlerinde yavaş gidilmesi, trafik işaret ve işaretçilerine uyulması...”
Salı günü öğleden sonra Karayolları Genel Müdürlüğü Yol Danışma Hizmetleri’ni aradım... Karşımdaki görevliye, Bingöl’den Diyarbakır’a gideceğimi, yol durumunun nasıl olduğunu sordum... Görevli herhangi bir problem olmadığını, zaten yol yapım, bakım, heyelan gibi gerekçelerden dolayı yol kapalı olduğunda veya tek şeritten kontrollü olarak geçiş verildiğinde, bunu internet sitesinden ve bültenlerden duyurduklarını söyledi...
İnternet sitesine bakmıştım... Kapalı yolların hepsi vardı da, Diyarbakır-Bingöl yolu yoktu... Oysa Diyarbakır Valisi bile PKK’nın bu yaptığını ‘etik’ bulmamıştı ve soruyordu: “Yol kapama eylemi Diyarbakır’a yakışmayan bir eylem. Yapanlara buradan çağrıda bulunuyorum. Bölgenin değerini düşürücü bu tür faaliyetlerde kimse bulunmasın. Yol kapalı olur mu? Devletin yolu kapanır mı?”
Vali’nin ’Çok ayıp ettiniz’ dercesine bu yürek parçalayıcı sorularına muhatap olan örgütün Kandil’deki şefleri pişmanlık içinde kıvranıyor olabilirler mi acaba? Neyse ki, Genelkurmay Başkanlığı, Vali Bey’den çok daha soğukkanlı ve şeffaftı!.. Olayları her zamanki haber ajansı titizliğinde olduğu gibi aktardı!.. Bölücü örgütün iş makineleriyle yola hendekler kazdığını, yolu açmaya çalışan araçların yakıldığını, yolun ‘kontrollü’ olarak trafiğe açıldığını, ama eski Hani yolu üzerinden ulaşımın mümkün olduğunu sağ olsun habercilik anlamında bölgede çok ciddi bir işleve sahip bulunan Genelkurmay’dan öğrendik!..
“Lice-Kulp yolunun 16-38. km.leri arasındaki yol yapım çalışmaları nedeniyle ulaşım kontrollü olarak sağlanmaktadır” bilgisini veren Karayolları’nın iki ilin arasındaki yolun kapalı olduğundan haberi yoktu!.. Telefondaki görevliye iki gündür medyada çıkan ‘yol kapalı’ haberlerini sordum, “Bizde böyle bir bilgi yok, olsa yayınlardık” dedi...
Başbakan’ın kaçırılan çocukların akıbetini BDP/HDP’ye havale ettiği bir ülkede, Karayolları’nın yol durumunu bilmemesinden veya gizlemesinden daha doğal ne olabilirdi ki? Burada amacım Karayolları’nı rencide etmek değildi... Şüphesiz böyle bir terörizm eylemi karşısında devletin otoritesini hâkim kılacak ve yolu açacak olan kurumun Karayolları olmadığını elbette biliyoruz... Sadece artık katran karası mizaha, acınacak trajediye dikkat çekmeye çalışıyorum...
Devlet böyle giderse bundan sonra yol bültenleri şöyle mi olacak: Kars-Kağızman 34-37. kilometrelerarası bakım ve onarım çalışmaları dolayısıyla yol tek şeritten verilmektedir... Antalya-Akseki arası yapım çalışmaları için patlatma yapılacağından yol saat 10-12 arası trafiğe kapatılacaktır... Trabzon-Gümüşhane yolu Zigana mevkisinde meydana gelen heyelan dolayısıyla ulaşım kontrollü olarak sağlanmaktadır... Diyarbakır-Bingöl ve Şırnak-Cizre arasında PKK’lılar rutin yol kesme ve kimlik kontrolü uygulaması yapacağı için trafik akışı yavaşlayacaktır...!
Ülke trafiği böyle işliyor artık... ‘İşaret ve işaretçiler’e uya uya bu hâle geldik!.. Karayolları’nın yapım, bakım, onarım çalışması sürdürülen ve yol kesip, kimlik sorulan ve PKK propagandası yapılan kesimlerinde yavaş gideceğiz!.. Yola çıkarken sadece çekme halatı, zincir ve takozumuzu değil, ‘açılım ortağımız’ın silahlı birlikleri sorduğunda, hiç gocunmadan göstereceğimiz kimliğimizi mutlaka yanımıza alacağız!..
Endişeye mahâl yok!.. Büyüyoruz, serpiliyoruz, gelişiyoruz!.. ‘Bölgesel güç’tük, şimdi ‘küresel güç’ kesiliyoruz!.. Osmanlı olduk, oluyoruz!..
Ha gayret!.. BDP’liler çocukları geri getirirse, PKK’lılar yol güvenliğini sağlayarak, bölgenin marka değerini korursa, hatta bakım ve onarım işlerini de üstlenirse, arabalarda mutlaka bulunması gereken ‘takozlar’, ‘işaret ve işaretçiler’e uymaya devam ederse olacak bu iş!..
Bundan sonrasını Sivas’tan öteye geçemeyenler düşünsün!.. Hadi gurbetçi kardeşlerimize bir şiir okuyalım şimdi: “Bayrakları bayrak yapaaaaan...”
