* CHP lideri, Ümraniye soruşturmasının yürütülüş biçimini topa tuttu: Malum dava, linç adaletine dönüştü. İş adamı olmadı, şimdi işçiden finansör arıyorlar!
* DAVA darbeyle, Susurluk’la ilgiliyse hesap sor, sormazsan namertsin. Darbeyse gereğini yap, üstüne yürü. ‘Darbe derim, idare ederim’ yok öyle şey!
Silivri Cezaevi, AKP’nin Guantanamosu olmamalı
Baykal, Ümraniye soruşturmalarına yönelik eleştirilerinin dozunu artırdı: Bu bir linç adaletidir. Bu net bir şekilde ortaya çıkmıştır
Ümraniye soruşturmasının yürütülüş biçimini topa tutan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Silivri’nin AKP Guantanamosu olmamalı” dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında, “malum, maruf dava” diye nitelediği Ümraniye’ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. Baykal, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek’in de aralarında bulunduğu kişilerin gözaltına alınmasıyla, bir kez daha dikkatlerin bu soruşturmaya çevrildiğini ifade etti. “Ergenekon’a bir kasa, bir finansör arandığını; Özbek’in de bu nedenle gözaltına alındığını” kaydeden Baykal, “Ergenekon’un kasası” diye tutuklanan Kuddusi Okkır’ın, hayatını kaybettiğini, daha sonra “muhtemel finansör” diye Sinan Aygün’ün gözaltına alındığını anımsattı. Baykal, “İşadamından finansör bulamadılar, şimdi, işçiden, sendikacıdan finansör bulacaklar” dedi.
Çorba bile vermemişler
Baykal, soruşturma kapsamında 11 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci Vedat Yenerer’in, “Hala neyle suçlandığını bilmediğini” ifade ettiğini anımsatarak, böyle yargılama olamayacağını söyledi. “Bu bir faciadır” diyen Baykal, şunları kaydetti: “Bir tas çorbaya muhtaç olduğunu, bir battaniyeye ihtiyacı olduğunu ama bunların karşılanmadığını, çıktıktan sonra acı acı feryat ediyor. Bize yakışıyor mu? Bir insan suçlu olabilir, mahkum da olabilir. Ama ona bir tas çorbayı çok gören bir adalet anlayışı, Türkiye’ye yakışır mı? Çanakkale Savaşında susuzluktan kırılmasınlar diye, merkeplerin üstündeki sucularla su gönderiyordu Çanakkale Savaşını yürütenler. Bu ahlakın içinden geldik biz. Çok acı. Obama geldi, ’Guantanamo’yu kapatacağız’dedi. Silivri, bir AKP Guantanamosu olmamalıdır. Artık Başbakan da Adalet Bakanı da kabul ediyor gizlilik ihlal edilmektedir. Bu bir linç adaletidir. Bu temel bir olay. Bu, net bir şekilde ortaya çıkmıştır.”
Darbeyse gereğini yap
Baykal, önce, darbe ihtimaline karşı soruşturma sürecinin açıldığının söylendiğini ancak böyle bir gelişmenin olmadığını belirterek, “Bu dava, darbeyle Susurluk’la ilgiliyse hesap sor, sormazsan namertsin. Darbeymiş. Darbeyse gereğini yap, kim o darbenin içinde, açık söyle, dilinin altında dolaştırma, korkma, cesur ol, gereğini yap, üzerine yürü. ’Darbe derim, idare ederim’ yok öyle şey” şeklinde konuştu.
200 bin TL’lik tazminat davası
CHP ve Genel Başkanı Deniz Baykal, sahte haham Tuncay Güney’in konuk olarak katıldığı “Büyüteç” programında, “Gerçek dışı hakaret ve iftiralarda bulunulduğu, parti tüzel kişiliğine ve kişilik haklarına saldırıldığı” iddiasıyla TRT hakkında toplam 200 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. CHP ve Deniz Baykal’ın avukatları Ahmet Çörtoğlu ile Mirat İlsu Çatak tarafından açılan davanın dilekçesinde, “Tuncay Güney, dava konusu yayında CHP’yi ’Cesur Hırsızlar Partisi’ olarak nitelendirmiş, Baykal’ın, MİT tarafından CHP Genel Başkanlığı’na getirilen bir ajan olduğunu öne sürerek, Baykal’ın kişilik haklarını ihlal etmiştir” denildi. Avukatlar ayrıca, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve diğer yetkililer hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına da suç duyurusunda bulundu.