Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Batı'nın vicdanı ve göçmenler

Küresel güç ya da güçler İslam Dünyasını "küreselleşmenin ozon deliği" olarak görmektedir. Bu coğrafyaya demokrasi, liberalizm, modernizm ve serbest piyasa ekonomisi getirmek suretiyle medenileştirecek (!) emperyal bir projeleri birbiri ardı sıra devreye sokmuşlardır. Orta Doğu'da bugün yaşanan savaş, terör, zulüm ve göç faciaları bu küresel projelerin ürünüdür.

Küresel güç odakları acımasız bir biçimde Müslümanların ekmeğine kan doğramıştır. Batı ile birlikte Suriye ve Irak'taki iç kargaşa ve savaşa katkı sağlayanlar denizlerde boğulanlardan ve evlerinden kovulanlardan mesuldürler.

Büyük Orta Doğu ya da Arap Baharı bir Batı projesidir. Bu ve benzeri projelerin amacı Batı'nın ya da globalleşmenin ihtiyaçlarına uygun bir Orta Doğu meydana getirmektir. Bölgede meydana gelen savaşlar yalnızca Batı'nın ve onların Orta Doğu'daki uzantıları olan İsrail'in amaçlarına hizmet etmektedir.

Bu projelerde mezhep taassubu yüzünden rol alan bütün İslam ülkeleri de doğrudan Batı'nın ve İsrail'in amaçlarına hizmet etmektedirler. Bugün İslam dünyasında Şii İslam, Sünni İslam'la vuruşturulmaktadır. Bu vuruşma Sünni ya da Şiilerin çıkarına değil doğrudan küresel güçlerin amaçlarına hizmet etmektedir.

Bölgedeki savaşın, yıkımın ve göçün nedeni doğrudan Batı'dır. Savaşı kışkırtan, çıkartan, destekleyenler aynı zamanda savaşın sonucu olarak meydana gelen göçmen facialarından sorumludur.

Sınırlı sayıda mülteciye kapılarını açmak zorunda kalan Batı ülkeleri, kıyıya vuran göçmen cesetleri konusunda üzüntü bildirmektedirler. Batılıların üzüntüleri de sanal ve sahtedir. Zira timsahlar avlarını yerken gözlerinden yaş gelirmiş. Akdeniz kıyılarına vuran minicik bedenlerden sorumlu olanlar tıpkı timsah gibi gözyaşı dökmektedirler.

Orta Doğu'yu kan gölüne çeviren ikiyüzlü ve riyakâr Batı, hayata tutunmak için savaştan kaçan göçmenler konusunda bile açıktan ayrımcı davranmaktadır. Nasıl ki, Türkiye'nin AB üyeliği için en büyük engel Müslümanlıksa göçmenler konusunda da Batı ülkeleri aynı kriteri uygulamaktadır.

Alman haber ajansı ve "Welt" gazetesi, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Bulgaristan'ın sığınmacı kabul ederken "Hristiyan" kriteri uyguladıklarını ve Müslüman göçmen kabul etmeyeceklerini açıkladılar. Haberlerde, Çek Cumhuriyeti'nin 70, Polonya'nın 50 Hristiyan mülteci kabul edeceğini, Bulgaristan'ın ise nüfus yapısı değişmesin diye Müslüman mülteci kabul etmeyeceği iddia edilmiştir.

Slovakya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Ivan Metik, ülkelerinde cami olmadığını, bu nedenle Müslümanların ülkeye uyum sağlamalarının zorlaşacağını ve amaçlarının toplumsal uyumu sağlamak olduğunu ileri sürdü. Bu nedenle yüz Hristiyan göçmen kabul ettiklerini söylemektedir. Slovakya, Suriyeli göçmenlerden sadece Hristiyan olanları kabul edeceğini resmen açıklayarak, ayrımcılığı Birlik içerisinde kurumsallaştırmıştır.

Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Milos Zeman ise kültürel farklılıklarından dolayı Müslümanlardan ve Kuzey Afrika ülkelerinden sığınmacı kabul edilmemesi gerektiğini açıklamıştı.

Avusturya İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner, Ekim 2013'te gerçekleştirilen genel seçimler öncesinde bin Suriyeli sığınmacı alınacağı ve bunların Hristiyanlardan seçileceğini belirterek, "Kabul edeceğimiz bin mülteci öncelikle Hristiyan kadın ve çocuklar olacak" ifadelerini kullanmıştı.

Macaristan Başbakanı, ülkelerine gelen göçmenlerle ilişkili olarak "Bu insanlar yasa dışı konumdadır... Yakında biz Avrupalılar kendi kıtamızda azınlık olacağız" demiştir.

Batı ülkelerinin bu tutumlarının, açıkça anayasaya ve evrensel insan hakları sözleşmelerine aykırı olduğunu ileri süren Batılılar da olacaktır. Ancak bu söylemlerin zevahiri kurtarmaktan öteye bir anlamları yoktur. Batılıların bütün ilişkilerine din faktörü ciddi biçimde yön vermektedir.

Yaşananlar açıkça İslam karşıtlığının ve Müslümanlarla ilgili ön yargıların Batı'nın bilinç altında ne denli güçlü olduğunu göstermektedir. Batı ülkelerinde Müslümanlar hiçbir zaman gerçek insan yerine konulmamaktadır. Soğuk Savaş sonrası Batılı ülkelerin, komünizm düşmanının yerine İslam'ı koymalarının nedeni de budur.

Yazarın Diğer Yazıları