Batı Trakya Türklerinin Lozan'dan doğan hakları (1)
Batı Trakya Türklerinin Lozan'dan doğan haklarının verilmemesi çok tartışılmıştır. Bunu hem de yerinde, Yunanistan'da incelemiştim. Dr. Sadık Ahmet büyük mücadele veriyordu. Yunanistan Parlamentosu'ndayken odasında ve sonra Gümülcine'de görüşmüş, Türklerin yaşam şartlarını gözlemiş, uzun uzun yazmıştım. Hâlâ dert katar katar.
Lozan Antlaşması'nın bize getirdikleri ve getirmesini beklediklerimizi Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Müdürü, tarihçi Prof. Dr. Selma Ünlü Yel'e sordum.
- Yunanistan Avrupa Birliği'nde... Şu anda Batı Trakya Türklerinin Lozan'dan doğan hakları veriliyor mu?
Selma Ünlü Yel: Lozan Barış Antlaşması'nın "Siyasî Hükümler" adını taşıyan I. kısmının III. faslı, "Azınlıkların Korunması" adı altında Türkiye'deki Müslüman olmayan azınlıkların statüsünü belirleyen birtakım hükümler getirmektedir. 37. ve 44. maddelerini oluşturan bu hükümlerden sonra gelen ve faslın son maddesi olan 45. madde hükmüne göre; "Türkiye'nin azınlıklara tanımış olduğu haklar, Yunanistan'da da, kendi ülkesinde bulunan Müslüman azınlığa aynı haklar tanınmıştır." Böylece kabul edilen 45. madde ile Lozan'da azınlıkları koruma hükümleri Batı Trakya Türklerinin özel azınlık koruma rejimi olarak ortaya çıkmıştır. Aşağıda ele aldığımız maddelere göre, Türkiye'deki Rumlar hangi haklara sahiplerse, Batı Trakya'daki Türkler de o haklara sahip olacaklardır. Sonra bakacağımız. Bu haklar iki tarafa da aynı oranda verilmiş mi?
37. maddeye göre; Yunanistan, bu hükümleri temel yasa olarak tanıyacak ve hiçbir yasa vb. metin ve resmî işlemin bunlarla çelişmesine izin vermeyecektir.
38. maddeye göre; hiçbir ayrım yapılmaksızın herkesin hayat ve özgürlüğü korunacak, herkes dinî ibadetlerini hiçbir baskıya maruz kalmadan uygulayabilecek, dolaşım ve göç etme özgürlüğüne sahip olacaktır.
39. maddeye göre; Müslümanlar tüm medenî ve siyasal haklardan yararlanacaklar, yasa önünde eşit olacaklar, din ayrılığı bu haklardan yararlanmada, özellikle kamu hizmetine girmede ve yükseltilmede engel teşkil etmeyecektir.
Maddenin son iki fıkrasında bütün Yunan vatandaşlarının çeşitli işlerinde istediği dili kullanmasına imkân verdiği gibi, Müslümanların da mahkemelerde kendi dillerini kullanabilmeleri için gerekli kolaylıkların sağlanması hükmünü getirmektedir.
40. madde, Müslümanların, giderlerini kendileri ödemek şartıyla, her türlü hayır kurumu, okul ve benzeri kurumları kurarak bunları yönetmek ve denetlemek hakkını güvence altına almakta, buralarda kendi dillerini özgürce kullanmak ve dinî törenlerini yapmak imkânını getirmektedir.
41. maddeye göre; Yunan yetkililer, Müslümanların önemli oranda yaşadıkları bölgelerde Müslüman çocuklarının kendi ana dilinde öğrenim görebilmeleri için gerekli tedbirleri alacak, bu azınlık bu tür yerlerde kamu bütçelerinden eğitim, din ya da hayır işleri için hakça bir pay alma hakkına sahip olacaktır.
42. madde hükmüne göre; Yunan hükümeti Müslümanların aile hukukuyla ve kişi halleriyle ilgili durumlarını bu azınlığın gelenek ve göreneklerine uygun biçimde çözümlenmesini güvence altına almakta, bunların dinî müesseselerini tam bir koruma altına almanın yanı sıra, vakıf ve dinî kuruluşlarına her türlü kolaylığı sağlamayı ve bu nitelikte kurulacak yeni kurumlardan gerekli kolaylıkları esirgememeyi üstlenmektedir.
Uzatmayacağım... 432. Ve 44. Maddelerde de iki taraf için geçerli maddeler yer almaktadır. (Devam edecek.)