Başsavcıyı dinlerken yüreğim burkuldu!

Rabbim bugünleri de gösterdi, “Ergenekon” soruşturmasında, Başsavcılık nihayet bir iddianame hazırladı ve ilgili mahkemeye sundu.
Başsavcıyı dinlerken inanır mısınız yüreğim burkuldu. Ve inanır mısınız başsavcıyı dinlerken, ilginçtir, işgalci Amerikalıların Vietnamlı çocukları tekmeleyen görüntüleri geldi gözlerimin önüne. Çocuk çâresiz, çocuk aç ve güçsüz; Amerikalı besili, küstah ve vurdukça vuruyor, acımadan, insaftan, adaletten eser yok..
Çünkü başsavcı, “Medya yanlış yönlendiriyor” diyor ve ilave ediyordu:
“- Örneğine az rastlanan ve bir kısmı da gizli olan belgelerin medyaya yansımasıyla soruşturmanın gizliliği ihlal edilmiştir. Bu yayınların büyük bir bölümü maalesef gerçek değildir. Bilgi kirliliğine neden olmuş ve halk yanıltılmıştır.”
Yani?
Yani diyor ki başsavcı bizim doğru-yanlış, “suçludur” diye tutukladığımız “zanlılar” hakkında, “soruşturmanın gizliliği de ihlal edilerek” yapılan yayınların büyük bölümünün gerçekle ilgisi yoktur, sözün özü, yalandır ve bu yalanlar bilgi kirliliğine neden olmuş, halk yanıltılmıştır. Attığı her adımda, yaptığı her tutuklamada başsavcıya alkış tutanlara, başsavcı bugün dönüp, “Siz yalancısınız” diyor, “Halkı aldattınız” diyor.
Bu bir..
İşin bir başka yönü daha var.
Bu yalan yazan bilgi kirleticileri, demir parmaklıklar arkasına atılmış, suçunun ne olduğunu henüz kendilerinin de bilmediği insanları yüzlerce gündür çetecilikten darbeciliğe kadar akla hayale gelmez onlarca suçla suçladılar. Ailesinin, çevresinin ve milletin gözünde her gün biraz daha küçük düşürdüler. Elleri kolları bağlıydı, kendilerini savunamıyorlardı, Vietnam’daki Amerikan askerinin postalı altındaki kara kuru çocuk gibiydiler. Kimi kahrından kanser oldu, öldü. Kimi kahrından verem oldu. Suçlayanlar, yani saldıranlar ise güçlüydü, arkalarında devlet banka ve kurumlarının verdiği reklamlar vardı, arkalarında holdingler vardı, arkalarında iktidar vardı.
Allah (c.c.) şahittir ki “Adaletten başka” hiçbir beklentim yok. Kim ne yaptıysa ve o yaptığı kanunlar karşısında bir suç ise, bedelini ödesin. İşte başsavcı birilerine “Siz yalancısınız” diyor ve bizim de “yalancı şahitliğe” gönlümüz râzı değil. Biz suizanda yanılmaktansa hüsnüzanda yanılmayı yeğledik, yaptığımız budur.
Bir de şu var..
Bütün televizyon ve gazetelerin “yalan” yazıp “yalan” söyleyerek “Bilgi kirliliğine yol açan” iktidar sahiplerinin eline geçtiği bir zaman ve zeminde kendini savunmaktan aciz o insanlar fırsat bulup “Suçsuzuz” deseler bile o sesi bu halka duyuracak Yeniçağ’dan başka bir gazete mi kaldı?
Onlar taraf oldukları kişilerin Yahudilerden aldıkları ödülleri gizleme, ABD ile işbirliğini görmezden gelme ve içinde boğulacak kadar çoğalttıkları yolsuzlukları halkın gözünden saklamada o kadar mahirler ki, isteseler bile artık, “kimsesizin kimsesi olma” hak ve şansları yok; bu da bizi çok üzüyor, inanın.. Bir gün bir teki olsun Erdoğan’a dönüp, “Yahu senin ABD/İsrail yapımı Büyük Ortadoğu Projesi’nde eşbaşkan olmak neyine!” deseydi, biz bugün onların “demokrasi” adına yazdıklarına, “Belki haklı tarafları da vardır” diye yaklaşabilirdik..
Ama işte ABD’nin BOP’u, işte o BOP’un Irak’a getirdiği “demokrasi”..
Tuhaftır bugün “Ergenekon” adı altında açılan soruşturma dönüyor dolaşıyor bu BOP’çuların, bu ABD ve bu İsrail’in işine yarıyor; çünkü içerde olan ve BOP’a, AB ve ABD’ye de laf söylemeyen, söyletmeyenler tarafından her gün insafsızca suçlanan, kanser ve vereme duçar edecek kadar hırpalanan bu insanların neredeyse tamamı, ABD, İsrail ve BOP karşıtı insanlar...
Neyse..
Görelim Mevla’m neyler..
Neylerse güzel eyler..

Yazarın Diğer Yazıları