Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

“Başka niyetiniz varsa kimliğinizi bilelim”

Ülkeyi yangın yerine, sokakları mezbahaya çeviren olaylardan sonra Başbakan Davudoğlu aynen şunları söyledi: “Başka bir niyetiniz varsa kimliğinizi bilelim. Çözüm sürecine önem veriyorlarsa önce onun gereğini yapacaklar.”

Başbakan aynen bunları söyledi. Evet, HDP, PKK, KCK, PYD, YPG ve daha bilumum harf kombinezonlarının niyetlerini başbakan bilmiyormuş; “başka bir niyetiniz varsa kimliğinizi bilelim” diyor. Adamların özerklik, arkasından federasyon, arkasından bağımsızlık ve büyük Kürdistan istediklerini, niyetlerinin bu olduğunu sağır sultan bile duydu, ama başbakan duymamış; niyetlerini ve kimliklerini bilmek istiyor.

Adamlar daha nasıl açıklasınlar? Özerklik diyorlar, kendi öz güvenlik güçlerimiz diyorlar, sizin güvenlik güçlerinize “senin devletin” diye hitap ediyorlar, Güney Kürdistan’ın merkezi Erbil, Batı’nınki Kamışlı, Kuzey Kürdistan’ınki de Diyarbakır’dır diyorlar. Daha ne desinler? Size daha nasıl anlatsınlar? Bilmeniz için daha ne yapsınlar?

Adamların niyetlerini ABD biliyor, AB biliyor, Rusya biliyor, İran biliyor, ben biliyorum, haberleri takip eden her sade vatandaş biliyor; siz mi bilmiyorsunuz? Bilmemenin bu derecesine gaflet de denmez. Kavm-i necîb-i Arab’ın dilinde bu durum için harika kelimeler vardır. Siz de bilirsiniz muhakkak. Hani fâel-harfi (ilk harfi) hâ olan bâ olan fe’âlet veznindeki kelimeler. Hele bir de bunların, İngilizlerin, Frenklerin süperlatif dedikleri tafdil vezninde olanları da var ki Osmanlı atalarımız bunları ağızlarını doldura doldura söylerlerdi, başlarına bir de “behey” nidasını getirerek.

“Çözüm süreci irademizi bütün vatandaşlarımızın bir kez daha bilmesini isterim. Hiçbir vandalizme çözüm sürecini kurban etmeyiz.” Bunları da diyor başbakan. Hakikaten bu konudaki iradeniz hayran olunacak cinsten... Siz bilmiyorsunuz ya, niyetlerini açık açık, defâatle, defalarca (Arapça profesörü bir eski bakan da defaatlerce diye bir kelime icat etmiş. Ne hoş, dilimiz zenginleşiyor!) söylemelerine rağmen siz hâlâ öğrenememişsiniz ya, adamlar ortalığı yakıp yıkarak, insanları öldürerek size anlatmaya çalışıyorlar. Evet, “süreç budur” diyorlar; “bizim istediklerimizi vereceksiniz, vermezseniz böyle olur” diyorlar; sizin iradenizle çelik çomak oynuyorlar; bayrak yakıyorlar, Atatürk heykellerini kırıyorlar; siz çözüm sürecini kurban etmiyorsunuz, onlar insanları kurban ediyorlar; “bizim dediğimiz olmazsa ülke bile kurban edilir” diyorlar.

“Kimse bu tür şiddet olaylarından sonra, bundan hesap sorulmayacağını düşünmesin. Tek tek bunun hesabını sorarız.” Bunlar da başbakanın sözleri. Bugüne kadar hesap sordunuz mu ki bundan sonra soracaksınız. Yıllardır cam çerçeve indirilmiyor mu; binalar, otobüsler yakılmıyor mu; yollar kesilmiyor mu; güvenlik araçları molotoflarla alev alev yanmıyor mu; insanlar kaçırılmıyor mu; korucular, askerler, polisler öldürülmüyor mu? Bugüne kadar bunların hesabını sordunuz mu? Sordunuzsa olaylar niye durmuyor; niçin durmadan tırmanıyor? Çözüm sürecini kurban etmeyeceksiniz de çözüm sürecine daha neleri kurban edeceksiniz?

Halef selef, “PKK terörist” deyip duruyorsunuz. Deyip duruyorsunuz da peki bu süreç dediğiniz nesneyi kiminle müzakere ediyorsunuz? Öcalan ile müzakere etmiyor musunuz? Öcalan denilen ağırlaştırılmış müebbede mahkûm zat da PKK’nın lideri değil mi? Terör dediğiniz, vandalizm dediğiniz vahşiyane olaylar sizin müzakere yürüttüğünüz harf öbekleri tarafından çıkarılıyor. Ve siz hâlâ tek tek hesap sormaktan bahsediyorsunuz. Siz bunlarla müzakere edebilmek için kanun bile çıkardınız; hangi hesap sormaktan bahsediyorsunuz? “O başka bu başka” demeye kalkışmayınız. O da bu da hepsi aynı. Süreç için müzakere yürüttükleriniz işte bunlar, işte bu vandallar!

Haa, her şeyi biliyor da buna rağmen “iradeniz” ile devam ediyorsanız, bunu da biz bilelim!

Yazarın Diğer Yazıları