Örgüt, bazı şartlardan ve sorunlardan, tepkilerden doğar, gelişir veya kaybolur.
Zararlı örgütler, çete niteliğini kazanabilir ve terör odaklı hâle gelebilir. Pek azı müstesna, örgütler iç şartların ürünü görünse de dışarıyla bağlantılıdırlar. Yine pek azı müstesna, iç ve dış siyasi ağlarla, iktidarlar ve muktedirlerle irtibat halindedirler. Zararlı örgütlerin istisnasız hepsi, fert ve toplumun aleyhine bir menfaat şebekesidirler.
Sermayeleri, para, bazılarında silah, bilgi saptırması, istismar ve telkin gücüdür.
Bir örgütün şu veya bu sebeple bitmiş olması için, onu besleyen kaynakların da bitmiş olması gerekir. Mesela bizimkiler için, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı, düşmanlıkları besleyen gizli-açık kavmi damarlar, iktisadî-sosyal sorunlar, devlet
kadrolarının zaafları, bazan ihanetleri, istismar yönelişleri, iyi anlaşılmamış değerler, bunlar devam ettikçe, buralardan beslenen örgütler kolay kolay bitmezler. Hele dışarısı destekliyorsa, dış bağlantılar bitmemişse.
Başlangıçta dini bir cemaat görüntüsünde olan Fetullah Gülen cemaati, kısa zamanda bir örgütün vasıflarını taşır hâle gelmiştir. Din-siyaset-iktisat üçgeninde ifade edilebilecek ve fakat meşru olmayan yollarla çok zengin, çok nüfûzlu, istismar ve takiyyenin doruğuna çıkmış bir örgüt olmuştur. Uluslararası para gücüne ulaşması zor olmamıştır. Çünkü istismar ettiği kaynak, parası bol olan inanç sahipleridir. Birkaç örnek vermek için; toplanan kurban paralarının bazan tamamı, bazan bir kısmı,
kurbanlar kesilmeyerek para olarak muhafaza edilmiştir. Para toplamalarda, cemaati imrendirmek ve harekete geçirmek için, genellikle dış kaynaklı para dolu çantalar, “hayır sahibi örnekler” olarak gösterilmiştir. Maneviyat istismarında, takiyye zirvesine çıkabilmişlerdir. Dine uzak olan nüfûz sahibi ve muktedir olanlara şirin görünmek için, bağlılarının içki içtiklerini ima edebilecek alametlere başvurabilecekleri öğretilmiştir.
Yapılanlar, engel olunanlar, her türlü yatırım görünüşleri, anlatılması buraya sığmayacak kadar çoktur. Pek çoğu, gizli kalmamış, açığa çıkmıştır. Hâlâ bilmeyenlerin bunları öğrenmesi zor değildir.
***
Bir cemaat hareketi, zengin ve uluslararası bir örgüt olmuş, FETÖ (Fetullah Terör Örgütü) adını almış, başı ve en yakın yandaşları ABD’de yaşamış, örgüt başı orada ölmüştür. Bitti mi? Türkiye’de, din istismarları, Türk düşmanlıkları, hainlikler bittiyse, biter.
Bitmediyse, ya kripto olarak devam ederler, ya şekil değiştirir başka örgütlere dönüşürler.
Dün FETÖ ile organik veya gönül bağı olanların bir kısmı, bugün aleyhinde verip veriştiriyorlar. İnananlar inansınlar. Tepki gösterenlerin içinde samimi olanlar ve bunlara bulaşmamış olanlar elbette vardır. Sosyalist gruplar da teşhis ve tespitlerinde, yorumlarında haklıdırlar. Türkiye Komünist Hareketi, Türkiye Komünist
Partisi vb. gibi gruplar meselenin emperyalist-yıkıcı yönünü doğru değerlendiriyorlar.
İyi de bir konuda haklı olmak, önemlidir ama yetmez. Sizin ne olduğunuz da önemlidir.
Sizler iş başına gelince ne yapacaksınız? 70 yıl boyunca, SSCB’de, Çin’de ve diğer bazı yerlerde ne yaptılarsa onu yapabilecekler. Yani, çok yönlü insan tabiatının, birçok yönünü kapatarak, bir yönüne göre hareket edeceklerdir. Dünya örneğinde bunun sonucu belli oldu. Gitti ama esas zalimi, kapitalist-emperyalist-küresel canavarı daha da azdırarak gitti.
Başındakinin ölmesiyle gündeme tekrar gelen FETÖ ve Türkiye hakkındaki özet, kanaatimizce şudur: Bahai mi, Müslüman mı olduğu tartışılan ve tartışılabilecek olan, manen sapma yollara giren, muhteris ve din kisveli bir adam, onun samimi de olsa bilgisiz, bir kısmı Türk düşmanı, millî meselelere kaygısız, menfaate tapan, birçoğu
İslam istismarcısı yandaşları, cemaati bir örgüt hâline sokmuş, alabildiğine zenginleştirmiş, uluslararası alana taşımıştır. Dışarısı av bekleyen avcılar gibi, fırsatları değerlendirmişlerdir. Örgüt Türkiye’yi ele geçirmek istedi. Bunun için dış güçlerle, hatta Hristiyanlıkla iş birliği yaptı. Türkiye’de, kendi özelliklerine benzeyen siyasi sosyal gruplarla da iş birliği yaptı. Bu grupların en önde geleniyle iş birliği ve ortaklık yaparak iktidarda yıllarca kaldılar. Fakat esas amaçları gerçekleşmemişti. Menfaat ve iktidar paylaşımı çıkmaza girince, bozuştular. Örgüt, ABD’nin projesi ve yardımı ile Türkiye’de darbe yapmaya kalktı, başarılı olamadı. Fakat hayati sıkıntılar bitmedi, bu sefer örgütün iktidar ortağı, darbe fırsatını kendi lehine çevirip gidişatı yöneterek
amaçlarını pekiştirdi. Kendi içinde hâlâ ortağının donanımlı militanlarının bulunmasına aldırmayarak, hem suçlu hem güçlü tavrını devam ettirdi ve ettiriyor.