Başbakanın “tek millet” söylemi
Başbakan Tayyip Erdoğan son zamanlarda birçok şeyi tekrarlıyor. Paralel yapı, devlet içinde devlet, Pensilvanya... Sık sık tekrarladıklarından biri de şu: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.
Mesela 17 Şubat 2014’te, ATO Congresium’daki Fatih Projesi tablet dağıtım töreninde şöyle diyor:
“Şunu unutmayın ki bizim dört tane önemli başlığımız var. Kim ne derse desin, bunlar üzerinde kimseye operasyon yaptırmamalıyız: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.”
04 Mart 2014’teki Adıyaman mitinginde de aynı kavramları tekrarlıyor.
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 99. yıl dönümü töreninde de şunları söylüyor:
“Şehitlerimiz bir bayrak için, bir vatan için, tek bir millet, tek bir devlet için canlarını ortaya koydu.”
Başbakanın icraatlarını ve başka konuşmalarını dikkate almazsak bunları bu şekilde tekrarlamasından elbette memnun olurduk. Fakat ister istemez “dört önemli başlık” konusunda neler söylendiğine ve neler yapıldığına bakıyoruz. Tek tek hatırlayalım.
Başbakanın en sık kullandığı, neredeyse tekerleme hâline getirdiği ifadelerden biri neydi? Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap... Nerede tek millet? Başbakan kendine göre bir sürü millet sayıyor, bir de Türk’ü sayıyor. Nasıl tek millet oluyor böyle? Yahut da Türk de alt gruplardan biriyse tek olan milletin adı ne?
Şimdi bir de diğerlerine bakalım. Başbakanın en çok önem verdiği proje ne? Barış, açılım veya çözüm dediği proje. Peki bu projede, emrindeki en yüksek bürokratlar kiminle görüşüyor? PKK’nın ve BDP’nin “önder” dediği Abdullah Öcalan ile. Başbakan ve Adalet Bakanı’nın izinleriyle BDP heyetleri sık sık İmralı’ya gidip Öcalan’la görüşüyor ve onun mesajlarını ilgili yerlere götürüyorlar. Şimdi soralım. BDP ve PKK’lılar mitinglerinde, toplantılarında Türk bayrağı mı taşıyorlar? Yoksa PKK ve Kürdistan dedikleri bayrakları mı? Ülkemizde ikinci bir bayrağı yıllardır gözümüzün içine sokan gruplarla açılım müzakereleri yapıyorsunuz ve sonra “tek bayrak” diyorsunuz. Nasıl inanalım size?
Açılım projesinin karşı tarafı başka ne istiyor? Şimdilik “demokratik özerklik” . Yani devlet içinde ikinci bir devlet yapısı. Bir de yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin, kendi ifadeleriyle Kürdistan’ın sınırlarını belirleyeceğini ifade ediyorlar. Yani özerk bir devlet ve onun vatanı. Böylece Başbakanın “tek devlet, tek vatan” söylemleri de reddedilmiş oluyor. Ama Başbakan onlarla müzakerelere devam ediyor.
Tekrarlayalım. Başbakan, açılım süreci dediği ve çok önemsediği bir proje yürütüyor. Projenin bir tarafında kendisi ve hükümeti var; diğer tarafında Abdullah Öcalan, PKK ve BDP. Diğer taraf devamlı özerklikten bahsediyor, kendilerinin ayrı millet olduklarını söylüyor, kendi bayraklarını kullanıyor ve kendi sınırlarından dem vuruyor. Başbakan da devamlı “Türk, Kürt, Laz, Arap...” diyerek onların ayrı millet söylemlerine âdeta destek oluyor. Bu durumda Başbakanın “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” sözleri inandırıcı olabilir mi? Yoksa Başbakan “tek millet” derken “millet”i Arapçadaki anlamıyla yani “ümmet” anlamında mı kullanıyor?