Başbakan'dan garanti istiyorum

Karakol Cemiyeti kurulduğunda İstanbul işgal edilmişti. Kısa süre sonra düşman gemileri İzmir'e de demirledi.

İttihatçılar ile Teşkilat-ı Mahsusa'cıların niyetleri, bu "istihbarat ittifakı" eliyle kendilerine yönelen cadı avına direnmekti.

Lakin...

Kendi canları da, kelleri söz konusu olan arkadaşları da mühimdi ama...

Ya uğruna direnilmesini en çok hak eden "vatan"ın akıbeti; onun için kim direnecekti!

***

İtilaf Devletleriyle mütareke yanlısı Osmanlı Sarayı arasında sıkışıp kalmış, takatsiz ve ümitsiz halkı silkelemek gerekti. Türk vatanını kurtarmak üzere bir savaş verilecekse de, bu savaşı verecek olan o yılgın, biçareliği kabullenmiş milletten başkası değildi.

İkna edilmesi elzemdi.

***

İşte Halide Edip;

(Amerikan mandası vs. mevzularının tamamen dışında, sadece dün Başbakan kadınlara onu ve Sultanahmet Mitinginde abideleşmesini örnek gösterdi diye yazıyorum...)

Bu cemiyetin ülküleri uğruna İstanbul'dan silah kaçırılmasını sağlayanlardı Anadolu'daki "kuvvacılar"a...

Bunun için çıktı Sultanahmet'te kürsüye...

Bunun için ve sarayda, nazarlarında "Allah'tan sonra geldiğini" bildirdikleri İngilizlere teslimiyet manzumeleri düzen Vahdettin ile Damat Ferit'e rağmen çıktı, "Türkiye'nin istiklal ve hayat hakkını alacağı güne kadar hiçbir korku, hiçbir meşakkat önünden kaçmayacağız. Yedi yüz senelik tarihin ağlayan minareleri altında yemin ediniz" diye ant içtirdi herkese.

Mustafa Sabri Efendi'nin "İki paralık Mustafa Kemal kuvvetinin baskısına boyun eğerek İngilizlerin, Fransızların, ve sair devletlerin İstanbul'dan çekilip gitmelerini ancak Kemalistlerin idam ettiği Türk aklı kabul edebilir" hakaretlerine, tehdit ve yayınladığı "katli vaciptir" fetvalarına boyun eğmeyip, tek Halide Edip değil Şükûfe Nihal de, İslam Kadınlar Birliği Başkanı Naciye Faha Hanım da çıktı meydanlara...

***

Sayın Başbakan,

Yanlış anlamadıysam, haklarımızı kullanmamız konusunda "o kadınları" üstelik de Kuvayı Millîye'ye katkıları üzerinden örnek gösterdiniz bizlere.

Emin olunuz, memnuniyet ve onurla gider Türk kadını o yolda.

Da...

Kimsenin felaketine sebep olmamak için sormak isterim:

Bir gün kendilerini "istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetinde" hisseder de sokağa dökülürlerse;

Kolluk kuvveti tarafından saçlarından sürüklenmeyeceklerini garanti ediyor musunuz ülkenizin kadınlarına?

Tekmelenmeyeceklerini garanti ediyor musunuz?

"Kız mıdır-kadın mıdır" diye hakarete uğramayacaklarını peki?

Kadın Hakları Günü'nde "Kuvayı Millîye'nin kadın kahramanları"nı örnek gösterip geri kalan 364 gün "Kuvayı Millîyecilerin katline ferman verenler için iade-i itibar"la meşgul siyaset ikliminin kurbanı olmasınlar;

Çağının Halide Edip'leri olmaya soyunurlarsa, Türkan Saylan'a reva görülenlerin, Müyesser Yıldız'a reva görülenlerin, Sevgi Erenol'a reva görülenlerin onlara da reva görülmeyeceğini garanti ediyor musunuz?

***

GÜNÜN SORUSU

THY için "kriz eşittir (=) sefer iptalleri, uçakların piste çekilmesi bunlar da yetmeyince satışa çıkarılması"yken;

Bu koşullarda "78 milyon dolara VIP uçak satın almak" eşittir(=) ne?

***

Bu dönemin ne kadar harikulade olduğunu anlatırken kimsenin Başbakanlık önünde yazar kasa fırlatmadığını söyleyenler, vatandaşın İŞ-KUR binasında kendini jiletlemesine ne derler!

***

Mezar taşı

Tıraş ikramiyelisi var, çorba ikramiyelisi var, düğünde ilahi grubu ikramiyelisi var... 'Hangisini tavsiye edersin' derseniz... Ben "mezar taşı ikramiyeli" olan dolar bozdurma kampanyasını seçin derim -bozduracak dolarınız varsa-;

Freni boşalan memleketimiz duvara tosladığı gün başımıza geleceğe alıştırırsınız kendinizi baktıkça!

***

AB'nin Kıbrıs'ta ne işi var

İstanbul Aydın Üniversitesi, Fikir ve Hareket Kulübü'nün toplantısında konuşan emekli yarbay Atilla Çilingir uyarıyor:

"Orta Doğu platosuyla eşdeğer özellikte ve nitelikte petrol yatakları var. Buradaki enerji kaynaklarının İsrail, Suriye ve Avrupa üçgeninde bir şekilde ya bir enerji hattıyla ya da tankerlerle taşınması savaşı var. Onun içindir ki BM'nin dışında bir kuruluş hiç gündemde yokken, olmaması gerekirken 2004 öncesinde pat diye adaya çörekleniverdi. AB'nin Kıbrıs ile ilgili hiçbir inisiyatifi olamaz..."

Yazarın Diğer Yazıları