Hani kendileri “Yeni Osmanlıcı” olarak neredeyse âlemin padişahı havalarında takılıyorlar ama...
Bendeniz hiç duymadım tarih sayfalarında...
Yavuz’dan Dördüncü Murat’a ve ötekilere dek..
Gidip, Mezopotamya saraylarında derebeylerinin huzurunda türkü çığırdıklarını!..
Aksine adamı tacı tahtı ile derdest edip sıradan vali falan edivermişlerdir uygun görmüşlerse!..
Şimdi devran değişince gördüğümüzden çıkardığımıza yorumumuz şudur..
“Orta Doğu liderliği böyle bir şey demek ki!??”
Nasıl bir “şey” ki gördüğümüz?!
Müsteşar saz çalıyor, Bakan türkü çığırıyor, Başbakan tempo tutuyor!..
Barzani eğleniyor!..
Nerede?.. Barzani’nin taht salonunda..
Barzani’yi kim eğlendiriyor?! Başbakan riyasetinde Türk Heyeti!! Nasıl eğlendiriliyor Barzani?!..Yemen türküsü ile!! Barzani’nin Yemen türküsü ile ilgisi ne?.. Onu da necip Türk basınından öğreniyoruz!
Barzani Mesut, babası Molla Mustafa ile dağlarda Irak yönetimine karşı savaşırken (Türk basınının Molla Mustafa Barzani’yi Saddam’a karşı savaştı diye sunması da harika bir bilgi birikimidir!!) çok sevdiği bir arkadaşı vurularak ölmüş.. O arkadaşı, Yemen türküsünü çok severmiş!!Bu yüzden Barzani de türküye dalar hatıraları canlanırmış!.. Yersen!!.
Türkiye’nin Başbakanı’na, Bakanı’na, müsteşarına, Barzani’yi onun taht salonunda türkü çığırtan sebep tamamen çağın duygusal teslimiyeti ile ilgilidir..
Bölgesel güçlere karar veren Ulu Manitu ABD ve petrol!..
Bu yüzden, bizim Başbakan her ne kadar kendisini “Bölgenin eşsiz lideri” diye tanısa da!.. Biz biliyoruz ki âlemin kralı ABD’nin vekili Barzani’dir!..
İşte size örnek..
Üç-dört yıl önce TÜSİAD, iktidara bir nevi bir “muhtıra” vermişti!.. Maddeler arasında “Kuzey Irak’a bir operasyon düşünülmesin” denilmişti... (O sıra PKK, Barzani’nin bölgesinden sarkıp Mehmetçiği toplu katlediyordu, operasyon şarttı ve Barzani, Kerkük’e el koyacağını söylüyordu.)
Başbakan o sıralar “Kandil ve Kerkük’e seyirci kalınamayacağı” yolunda milli açıklamalar yapıyor... Medyaya yansıması ilginç oluyordu...
TÜSİAD üyelerinin yönlendirdiği egemen medya, Başbakan’ın Kandil-Kerkük açıklamalarına karşı âdeta kampanya başlatmış durumdaydı!.. Öyle köşe yazıları çıkıyordu ki; Barzani yere göğe sığdırılamıyor ve bu kişinin kuracağı devleti desteklemekten başka Türkiye’nin çaresi olmadığı belirtiliyordu...
Kapalı kapılar arkasında Ankara usulü bir medya taciri iken kapağı Barzani-Talabani saflarına atan ve Irak’ın kuzeyindeki ihalelerin üzerine çöreklenen bir muhterem zatın açıklamalarına göz atıyoruz o zaman...
“Kuzey Irak piyasasının yüzde 80’i Türklerin elinde. Bölgede 358 Türk firması faaliyet gösteriyor.”
Buraya bir açıklama koyalım.
Bu, Kuzey Irak piyasasının yüzde seksenini tutan Türk iş gücündeki Türklerin hepsi Barzani tarafından tek tek onaylanmış akredite kişilerdir. Büyük bir çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu kökenlidir... Bir özellikleri de Barzani ile tarikat kardeşlikleri vardır. Beride kalan kısım ise Türkiye’nin üst katmanına hakim ünlü holdinglerdir... Yani Türkiye’yi maniple gücüne sahip, medyayı, siyaseti kontrol edebilen egemenler...
Bu bir misaldi.. Ve o günlerin “millici” takılan Başbakanı şimdi Barzani’ye türkü söylüyor.. Yemen türküsü.. Çünkü Barzani, dağlarda savaşırken bu türküyü sevmiş!.. Peki Barzani o türküyü sevdiği dağlarda babası Kızıl Molla Mustafa’dan ne öğütler alıyordu Tayyip biliyor mu?.. Bilir de biz de tekrarlayalım..
Molla Mustafa Barzani, Eylül 1966’da hedeflerinin Türkiye olduğunu ancak zamanın gelmediğini söylemişti.
Mesut Barzani de IKDP’nin Aralık 2010’daki kongresinde hedefini “Birleşik Kürdistan” olarak açıklamıştı!..
Şimdi hep beraber söyleyelim!..
“Burası Muştur... Barzani hoştur!..”
Haydi tempo!..
