Barzani Türk işadamlarını Filistin askısına alıyor!
Uğur Dündar’a konuşan Güneydoğu kökenli işadamı Ekrem Basunlu’dan, Barzani’nin kendisine nasıl işkence yaptığını dinlerken, “Barzani eşkıyalıkta PKK’yı da katlamış” demekten kendimizi alamadık.
Evet Basunlu Kürt kökenli bir Türk vatandaşı.
Müteahhit.
Türkiye’de pek çok iş yapmış. Irak’ın kuzeyinde de ihaleler almış. Son işinde Neçirvan Barzani için villalar, benzin istasyonu yapmış. Yapmış amma bir türlü parasını alamamış. Alamayınca, Neçirvan’ı mahkemeye vermeye kalkmış. İlgililer, “Sen deli misin, hayatınla oynadığının farkında mısın!” ikazında bulunmuş amma iş işten geçmiş, Barzani’nin adamları önce Basunlu’nun eşini tutuklamış. Sonra da Basunlu’yu yaka paça götürüp çok dar bir zindanda yarı beline kadar su içerisine batırmışlar. “Suya girince ciğerlerim ağzıma geldi” diyor Basunlu. Arena programında Uğur Dündar, “Niye?” diye sorduğunda, “Suda elektrik vardı” demesin mi?
İçimizden, “Kürt kökenli bu Türk müteahhite verilen elektrik Türkiye’nin kendi insanına 10, Barzani’ye 4 cente verdiği elektriktir” diye geçti. Belki su da Türkiye’den giden suydu. Çünkü Irak’ın su ihtiyacının yüzde 19’u da Türkiye’den karşılanıyor. Hadi Basunlu alacağını istedi, hanımını niye tutukluyorsunuz?
Peki Basunlu’nun söyledikleri doğru olabilir miydi?
Bizim anlatılanların doğruluğundan zerre şüphemiz yok.
Niçin derseniz, örnek o kadar çok ki.
Meselâ Dr. Kemal Seyyid, Irak’ın Kuzeyinde doğup Avusturya’ya yerleşmiş bir öğretim üyesiydi. Bir gün, memleketimdir dedi. Erbil’e gidip üniversitelerde ders vermeye başladı. Gördükleri içini sızlatmış olmalı ki, “Barzani yolsuzluk yapıyor. Irak’ın kuzeyi İsraillileştirilmektedir. Peşmerge adam kaçırıp şantaj yapıyor, haraç alıyor!” diye yazılar yazdı. Dr. Kemal bir Kürt, bir Türk değil. Yani niye böyle bir şey yazsın, niye başını belaya soksun? Sen misin gerçeği yazan, Barzani de tuttu Dr. Kemal Seyyid’i tam 30 yıl hapse mahkûm etti.
Neyse, Seyyid’in Avrupa’da dostları vardı, sesini duyurdu, bu badireden en az hasarla kurtulmayı başardı.
“Beni ayaklarımdan tavana astılar” diyen ve “Onlara ya beni öldürün, ya bir silah verin ben kendimi öldüreyim diye yalvardım” diyen Kürt kökenli Türk işadamının doğru söylediğine inanmamız için en büyük şahitlerden biri de İlnur Çevik olsa gerek.
Biliyorsunuz İlnur Çevik de kelimenin tam anlamıyla bir Barzani misyoneri idi. Aldığı yüz milyon dolarlık ihaleler karşılığında Türkiye’de Barzani’nin ve Irak’ın kuzeyinde oluşmakta olan yeni devletin propagandasını yapıyor, bölgeyi ziyaret eden Türk gazetecileri “Kürdistan’a hoş geldiniz” diye karşılıyordu. Ve Barzani’lere danışmanlık yapmaktan gurur duyduğunu söyleyen de İlnur Çevik’ti. İşte Barzani bu İlnur Çevik’in bile yaptığı müteahhitlik hizmetlerinin karşılığı olan 80 milyon doları ödemedi. Has adamı İlnur Çevik’e bunu yapan Kürt kökenli Türk vatandaşı Basunlu’ya neler yapmaz ki.
Basunlu diyor ki:
“- Barzani benden Türkiye aleyhine çalışmamı, ajanlık yapmamı istedi, kabul etmedim, ipler orada koptu!”
PKK’dan kaçarak güvenlik güçlerine sığınan örgütün Mardin sorumlusu da Barzanilerin kendilerine Türkiye’deki askeri ve stratejik bölgelerin yerlerini belirlemek için ajanlık teklif ettiğini anlatmamış mıydı?
Taşlar nasıl da yerine oturuyor öyle değil mi!
Kürt kökenli Türk işadamı Basunlu, “Türkiye’de bazı Kürtler polisleri taşlıyor, panzerlere molotof kokteylleri atıyor da polis bu gençlere bir şey demiyor. Onlar gitsin Barzani’nin polisine gözünün üstünde kaşın var desin de görelim, dakikada hayatı kayar” diyor. Uğur Dündar, “Peki çözüm?” diye sorduğunda Basunlu şu cevabı veriyor:
“- Çözüm Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine el koymasıdır. Çünkü Irak’ın kuzeyi orada yaşayan herkes için bir hapishaneye dönüşmüştür. Türk devleti bugün, ’Sınırları açıyorum, Kürtlere Türk vatandaşı olma hakkı tanıyorum’desin, Barzani bölgesinde bir tek Kürt kalmaz, soluğu Türkiye’de alır!”