“Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AKP’nin eş sözcülüğü görevini bile aşarak Cumhur İttifakı’nın hem yeni ortağı hem de sözcüsü haline geldi” diyen Yarkadaş, “İktidarın neye ihtiyacı varsa o konu hakkında konuşan ve toplumu ikna etmeye çalışan Erbaş’ın başında olduğu kurum, ‘’AKP – MHP – Diyanet İttifakı” yani ‘’Cumhur – D’’ olarak bile nitelenebilir” ifadelerini kullandı.
Diyanetin medyadaki alanını da genişlettiğine dikkat çeken Yarkadaş, kurumun önümüzdeki günlerde daha görünür olacağı yönündeki tahminini de paylaştı.
Yarkadaş, Diyanet üzerinden yapılacak siyasi atraksiyonlara karşı muhalefeti de uyardı ve “İktidarın, Diyanet üzerinden toplumsal kamplaşma yaratmak ve kendi seçmenini yine ‘dini inançlar’ üzerinden konsolide etmek isteyeceği açıktır. Herkes bunu iyi görmeli ve ona göre pozisyon almalıdır” ifadelerini kullandı.
Barış Yarkadaş’ın Korkusuz’daki yazısı:
AKP ve MHP’nin yeni ortağı…
Sizin de gördüğünüz üzere artık AKP – MHP yandaşı gazeteciler de mutfaktaki yangını saklayamıyor. Yandaş yazarlar, neredeyse her gün Cumhur İttifakı’nı uyarıyor ve “hayat pahalılığı ile ekonomi’’ye dikkat çekiyor. Çünkü onlar da artık halkın dayanma gücünün kalmadığını görüyor.
YANDAŞLARIN KORKUSU
Tabii onların köşelerinden yaptıkları uyarı halkı çok düşünmelerinden ya da halkın derdiyle dertlenmelerinden değil… Yandaş yazarların tek kaygısı, özellikle gıda fiyatlarının yükselmesinin iktidara sandıkta tepki olarak geri dönmesi… Kısacası; mutfağı saran yangının, AKP ve MHP’yi iktidardan düşürecek duruma gelmesi… Onların en büyük korkusu bu… Çünkü AKP ve MHP iktidardan giderse, ballı maaşlar kesilecek, gazetelerine kamu kaynaklarından milyonlar aktarılmayacak.
SGK GÖZLERDEN KAÇTI
Enflasyonun yüzde 50 bandına dayanması ve alım gücünün neredeyse sıfıra inmesi, AKP ve MHP iktidarını da kara kara düşündürüyor. Çünkü; “Tencere iktidarı sallar” gerçeğini hepsi biliyor. Ancak ellerinden bir şey de gelmiyor. Çünkü artık para bolluğu bitti, Türkiye’ye yabancı sermaye akışı azaldı ve üretim durma noktasına geldi. Ve bu yüzden halka verecek hiçbir şey kalmadı. Son olarak SGK da 52 ilacın geri ödemesini durdurdu. Bunun anlamı, yoksulun sırtına daha çok yük binmesi demektir.
YENİ ORTAK: CUMHUR – D
İşte bu gerçeği gören AKP ve MHP tek umut olarak Diyanet’e sarılıyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AKP’nin eş sözcülüğü görevini bile aşarak Cumhur İttifakı’nın hem yeni ortağı hem de sözcüsü haline geldi. İktidarın neye ihtiyacı varsa o konu hakkında konuşan ve toplumu ikna etmeye çalışan Erbaş’ın başında olduğu kurum, ‘’AKP – MHP – Diyanet İttifakı” yani ‘’Cumhur – D’’ olarak bile nitelenebilir.
Öyle ki; Erdoğan hiçbir lidere nasip olmayan bir Diyanet İşleri Başkanı ile çalışıyor. Erdoğan, Erbaş’ın iktidarı için taşıdığı önemi bildiğinden, önceki gün Erbaş’ın Diyarbakır’da ‘’kanaat önderleri’’ ile yaptığı toplantıya telefonla katıldı. Erbaş’ın telefonundan katılımcılara seslenen Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı’na sahip çıktı ve katılımcılara mesajlar verdi.
DİYANET MEDYASI
Erbaş’ın yönettiği Diyanet’in önümüzdeki günlerde iktidar adına yeni görevler üstleneceği görülüyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, iktidarın propagandasını daha fazla yapabilmek için ‘’medyadaki alanını genişletiyor.” Diyanet’in bu amaçla 30 kişilik bir kadro açtığı, bünyesinde yönetmen, spiker ve kameraman istihdam edeceği belirtiliyor.
SON BİR UMUT
Belli ki; bu 30 kişinin istihdam edilmesiyle birlikte, Diyanet medyada daha görünür olacak. Ve Diyanet, kendisine verilen görev gereği, AKP – MHP iktidarının ihtiyaç duyduğu ve toplumu ikna etmekte zorlandığı konularda devreye sokulacak. Ortaya çıkan son durum, AKP – MHP iktidarının son umudunun Diyanet’te olduğunu ve artık halka söyleyecek bir sözünün kalmadığını gösteriyor.
DİKKAT!
Başta CHP olmak üzere, HDP, İYİ Parti, Saadet, TDP, Gelecek, HKP, Memleket ve Deva partileri Diyanet üzerinden yapılacak siyasi atraksiyonları iyi değerlendirmek ve buna göre politika üretmek zorundadır. İktidarın, Diyanet üzerinden toplumsal kamplaşma yaratmak ve kendi seçmenini yine ‘dini inançlar’ üzerinden konsolide etmek isteyeceği açıktır. Herkes bunu iyi görmeli ve ona göre pozisyon almalıdır.
Ancak bu; hiçbir şekilde ‘laiklik’ ilkesinden taviz verecek bir hale de gelmemelidir. Laikliğe yönelik saldırıları “AKP gündem değiştirmek istiyor” diyerek görmezden gelmek de doğru değildir.