"Barış saldırısı"!

İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma bir deyim var: “Barış Taarruzu” ... Taraflardan biri yorulup da, karşı tarafı silahla yenemeyeceğini anlayınca, topyekûn mağlup düşmekten ise, “barış uzlaşmasını” yoklarlardı!
Şimdi dört yandan böylesine bir taarruzla, saldırıyla, karşı karşıyayız! Aslında TC’nin, PKK terörü ve bölücülükle silahlı mücadelesini önlemek için çok önceden tarruz başlamıştı... Taraf’ta, Ahmet Altan ve Yasemin Çongar, postacılık için, Kandil’e gidip, eşkıya başkanlarıyla birlikte dağda yatmışlardı! Paradoks: “Terörle bir yere varılmaz” derken terörle, AB/ABD Türkiye’deki işbirlikçi aydınlar ve yazarlar “Barış Saldırısına”, teröristlere yol açtılar! AB’ye “uyum” diye, Terörle Mücadele Yasası iğdiş edildi! Şimdi de “Taarruzun” yeni safhası başladı! Bu saldırı aslında “açılımın”parçası!
Bu safhanın inisiyatifi terör örgütünün uzaktan kumandalı lideri, eşkıya başı Apo’da! Boynu “ipten” inanılmaz bir gafletle kurtarılan, eşkıya başının hâlâ terör lideriyken adeta saygın bir barış havarisi konumuna, getirilmesi bir ibret öyküsü. O’nun öncülüğündeki barış saldırısından Türkiye’ye, yeni felaketlerden başka ne hayır gelir?
Bu Apo İmralı’ya tıkıldıktan sonra, 1999’da sözde nedamete gelmiş ve PKK’lıların dağdan inip teslim olmaları çağrısını yapmıştı. AB’nin önerisiyle çıkarılan “dağdan dönüş” de öyle. İnenler terörden vaz geçmediler, devam ettiler!
ABD, 1999’da, Apo’yu plan ve özçıkarlarının gereği ama “idam edilmemesi” şartıyla, sonra “kullanılmak üzere” teslim etmişti. “İşte şimdi” , yeniden “istimal(kullanma) tarihi” geldi çattı! Amerikalılar, şimdi de Karayılan ve hempalarını uyuşturucu kaçakçısı ilan ettiler. Neden şu sırada ve birden bire... Hiç şüpheniz olmasın; bu “operasyon” , bu yeni “taarruzun” zeminini hazırlamaya matuftur...
Şimdi, TC açısından ölümcül olacak PKK ve içerideki dışarıdaki yandaşları için “zaferle” sonuçlanacağını umdukları son safha!...
Zaman, zemin müsait: AB tarafından ve Ergenekon davasıyla, bütün milli değerlerimiz ve Atatürk ve Ordu “yumuşlatılmakta” ve tam bu sırada Apo şimdi, biri Avrupa, diğeri Kuzey Irak’tan olmak üzere iki grubun “Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerine ilişkin temel isteklerini tartışmak üzere” Türkiye’ye gelmesini istedi. Bu gruplar bu yazı yazıldığı sırada, Silopi’den Türkiye’ye gelmiş olacaklar ve sonra durun bakalım neler olacak? Zafer ve barış çığlıkları atıldıktan, barış sarhoşluğu geçtikten sonra hep birlikte göreceğiz! Barzani ve Talabani’nin açılıma destek vaatleriyle senaryo tamam. Ne var ki “açılıma” sözde destek veren Barzani “peşmergelerim asla PKK ile dövüşmez” diyor!
Başbakan Erdoğan bu taarruzu “barışa doğru iyi bir adım” olarak nitelemiş... Apo’nun sonunda boşta kalacak yeni “ipine” sarılıyor! Devletin başındaki “iyi şeylerin müjdecisi ” Abdullah Gül de çok memnun; “İyi şeyler oluyor” diye.
Atatürk’ün kurduğu Devleti teslim almış bu zatın, ne kadar ileri görüşlü ve dirayet sahibi olduğunu Emin Çölaşan’ın Sözcü gazetesindeki, son yazılarında okuyun.. Özetle; Refah Partisi milletvekili iken AB hakkında ateş püskürürken, şimdi AB’nin hararetli taraftarı... O zaman Ermenilerle uzlaşma hareketlerini, TBMM’deki şedit konuşmalarıyla “ihanet” ilan ederken, şimdi Ermenilerle sarmaş dolaş... Bu son Barış Taarruzu zafer sarhoşluğu bitince Türkiye’ye nelere mal olacağını birlikte göreceğiz.. Bu açılımlara, saldırılara karşı çıkanlar Erdoğan’ın dediği gibi kana susamış, barış düşmanları, Şehitlerimizin üzerinden siyasi rant elde etmek mi isterler... Bizler, bu aldatıcı barış çözümüme karşı çıkanlar, çözümsüzlükten beslenenler miyiz?
Hayır! Ancak, bizler, gerçekleri, tarihin ışığı altında ve Atatürk’ün vizyonuyla, doğru okuyan, milletimizin varoluşunu ve çıkarlarını, günü birlik, siyasi ve ticari rant bekleyenlerden farklı olarak, her şeyin üstünde bilenleriz! Sorarız: “Tabii barış ama ne pahasına?”


Nefes
“Nefes” filmini henüz göremedim, ama fragmanlardan anlayabildiğim kadar, tam zamanında gösterime başlayan bu film “Barış Saldırısına” karşı en güzel karşı taarruz. Bakalım Taraf gibiler ne diyecekler!

Yazarın Diğer Yazıları