Bankadan satılık cami
Konkordato ilan eden veya etmek için mahkemeye başvuran şirket sayısında adeta patlama var.
Ayakkabı şirketinden tutun da otobüs firmasına kadar irili ufaklı binlerce şirket konkordato ilan etti.
Mahkemeler konkordato başvurularıyla adeta doldu taşıyor.
Konkordato ne demek?
Bir borçlunun ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında vardıkları ve mahkemece onaylanan anlaşma.
Aslında şirketlerin bu konkordato ilanını normal borçlu olduğu kişi veya şirketlere yapmadığı bilinen bir gerçek. Şirketler kendilerini bankalardan korumak için bu yola başvuruyor.
Bankalar bugüne kadar hep akıllı taraftı. Bu nedenle hep banka kazanırdı. Karınca duası gibi onlarca sayfa sözleşme bankaları hep haklı çıkartır. Bir de altına okudum anladım diye el yazınızla yazdırıp imza attırırlar.
İyi de o sözleşmeleri okumak için en az 3 saat lazım bir de hukuk bilgisine sahip olmanız gerek. Normal bir bankanın sözleşmesini anlamak için bir hukuk bürosuna gidip bunu inceletmelisiniz. Diyelim ki bu sözleşmenin 11. maddesini kendi aleyhinize buldunuz ve bu maddeyi kabul etmiyorum diyorsunuz.
Banka kabul ediyor mu? Elbette hayır. Bunu imzalamazsan kredi yok.
O halde bu tek taraflı zoraki bir sözleşme.
Altına ben de ilave yapabiliyor muyum? Maddeler konusunda karşılıklı müzakere edebiliyor muyuz?
Hayır! Vatandaş ya da şirket o sözleşmeye imza attığı an kaybediyor.
Doğal olarak da banka hep kazanıyor.
İşte konkordato uyanık bankalara karşı kendini koruma yöntemidir.
Krizin daha kendi gelmeden adının gelmesi ile bankalar şirketlerden verdikleri kredileri geri istemeye başladı. Limitler kapatıldı, 24 saat içinde borçların ödenmesi istendi. Ödemeyince bu sözleşme devreye giriyor ve banka senin şirketine ve mal varlıklarına el koyuyor.
Bundan korkan şirketler de hemen mahkemeye başvurarak kendini bankalara karşı koruyor.
Yani bu kez banka kazanmıyor. Bu kez şirketler kendini 3-6 ay da olsa bankaya karşı koruyor ve bu süre içerisinde kendini toparlayıp borcunu ödüyor.
Akıl akıldan üstün!
Bankaların fazla uyanık. Ancak bazen de onlardan uyanık müşteriler çıkabiliyor. Eski bir bankacının anlattığı bu hikâye bankalardan çok daha akıllıların var olduğunu gösteriyor:
"Bankada bölge kredilerde çalışırken, Bolu'nun bir ilçesinde, teminatına imarlı arsa ipoteği alınan kredili firma battı, ipotek ve satış değeri kredi borcundan fazla olduğu için endişe etmiyorduk.
Şube müdürü, firma sahibinin sıfır faizle 3-4 yıl vadeli olarak 3 aylık taksitlerle kredi borcunu ödemek üzere teklif getirdiğini, arsanın satışının mümkün olmadığını, çünkü üzerinde cemaatli bir caminin olduğunu söylediğini ve gerçekten gidip baktığında da camiyi ve cemaatini gördüğünü aktardı.
Bunun üzerine genel müdürlüğe yazı yazarak, caminin satışının mümkün olamayacağı için, müşteri teklifinin değerlendirilmesini önerdik, ancak, genel müdürlük inat etti, cami masraf yapılarak, icradan 2 defa satışa çıkarıldı, doğal olarak kimse alıcı çıkmadı, öyle ya alıp ne yapacak, pavyon mu açacak, cemaatten giriş ücreti mi toplayacak?
En son müşteri ile görüştüğümüzde, neden böyle bir yola gittiğini sorduk, batacağını anlayınca cami yaptırma derneğine burayı önerdiğini, onların da bedava arsa bulunca, balıklama atlayarak, hızla kasadaki para ile camiyi bitirdiklerini, inşaatın cinsi cami olunca belediyenin kaçak olmasına göz yumduğunu, ödeme planını da durum ortaya çıkınca, cami yaşatma derneğinin ödeyeceğini, o yüzden faiz kabul etmediklerini söyledi.
Genel müdürlük çaresizce, ödeme planını kabul etti, çünkü başka alternatif yoktu.
Kredili müşteri hem borçtan kurtuldu hem para harcamadan hayır işledi hem de rahmetli babasının adını bedavadan camiye vermiş oldu."