Bana arzu ettiğim zamanı kazandırdı

Bana arzu ettiğim zamanı kazandırdı

Düşmanın hücumları, göğüs göğüse süngü süngüye karşılanarak imha edildi.

Binaenaleyh derhal bizim süvari alayı kumandanı beyi yanıma çağırdım. İsmailoğlu tepesine taarruz eden düşmanı aynı tarzda bir hareketle tevkif etmesini kendisine emrettim. Pek kıymetli bir süvari kumandanı olan bu arkadaşımız bütün cesareti necibesini(soyluluğunu) bu münasebetle izhar etti. Bana arzu ettiğim zamanı kazandırdı. Düşmanın deniz ve kara topçuları İsmailoğlu tepesi ile Azmak deresinin şimal ve cenubundaki mevzilerimizi şiddetle bombardıman ediyordu. Henüz natamam(bitmemiş) olan siperlerimiz barınılmaz bir hâle geliyordu. Bilhassa, Yusufçuk tepesine düşman bataryaları ateşlerini temerküz ettirmişlerdi. Düşman bütün cephe üzerine piyadesiyle de taarruz ediyordu. Topçularımızın, piyadelerimizin kemali metanetle icra ettikleri ateş sayesinde bütün bu cephelerdeki düşmanın ilk taarruzu telefat ile püskürtüldü.

Öğleden sonra 4 ile, 4.50 raddelerinde tahminen bir fırka kadar düşman kuvvetinin birbirini müteakip birkaç kademe olan Lâletepe'den ilerlemekte olduğu görüldü. Bu düşman kuvvetleri Mestantepe ve Kayacıkağılı'na doğru yanaşıncaya kadar pek çok telefat verdi. Ve birçok defa tevakkufa mecbur oldu. Bazı aksamı darma dağınık bir hâle geldi. Fakat herhalde ilk taarruzu yapan düşman kıt'atı takviye olundu. Ve ikinci defa olarak tekrar taarruza kalktı. Bu defa da Yusufçuk tepesine karşı vaki olan hücum defedildi. Yalnız bir jandarma bölüğümüzün geriye çekilmesi üzerine orası derhal takviye olunarak bir süngü hücumu ile düşman o noktadan da atıldı. Düşman saat 6 sonraya doğru taarruzunu faik(üstün) kuvvetlerle ve efradı İngiliz asılzadelerinden mürekkep ikinci süvari yaya fırkası ile üçüncü defa olarak tekrar Yusufçuk tepesine girdi. Tarafımızdan birinci hatlar takviye olunarak icra ettiğimiz taarruzla düşmanı o tepeden attık. Hakimiyet bizde kaldı. Düşmanın Azmak cenubunda yaptığı taarruzlar da püskürtüldü. Bu suretle 8 ağustosta düşmanın lâakal biri taze olmak üzre üç fırka ile yaptığı taarruz neticesinde on beş yirmi bin kadar zayiatı oldu.

Düşmanın maksadı bence Kayacıkağılı, İsmailoğlu ve Yusufçuk tepelerini zaptederek cephemizi yarmaktı. Ve bu hat dahilinde şarka ilerleyecekti. Filhakika pek büyük azim ve inat ile müteaddit taarruzlar yaptı. Kıt'alarımızın ve başlarında bulunan kumandanlarla zabitlerimizin metanetleri, fedakârlıkları sayesinde düşmanın hücumları göğüs göğüse, süngü süngüye karşılanarak imha edildi. Neticei muvaffakiyet de bizde kaldı.

Paşa, General Hamilton'un raporunda, aynı güne tesadüf eden vakayii hikâye eden sahifeleri yüksek sesle okudu ve bana dedi ki:

-Görüyor musunuz, işte o da bu mağlûbiyete kabul ediyor. Yalnız tasavvur etmediği müşkülâtı bu mağlubiyeti sebep gösteriyor. Halbuki benim ve kıt'alarımın içinde bulunduğumuz müşkülât, muhakkak ki onlarınkinden daha az değildi. Ve kendi ifadesine nazaran "üç fırkadan da fazla olduğu anlaşılan ve bahusus damarlarında bir damla İngiliz kanı cevelân eden her bir ferdi iftiharından lerzedar eyleyecek derecede ulvî bir manzara" arzettiğini söylediği İngiliz asılzadeler fırkasını mağlûp etmek için benim kullandığım kuvvetlerin miktarını Hamilton tarihi harpte okuyacağı zaman Türk askerlerini, Türk zabit ve kumandanlarını herhalde bu İngiliz fırkasının ulviyetinden daha âli bulacaktır. Bundan eminim.