Balkanlarda Türklük bilimi
Türklük bilimi, Türkoloji teriminin Türkçesidir. Türkoloji için Meşrutiyet yıllarında Türkiyat kelimesi kullanılmaktaydı. Cumhuriyetin başlarında da aynı kelime kullanılmıştır. Atatürk’ün talimatıyla Fuat Köprülü tarafından 1924’te İstanbul Üniversitesine bağlı olarak kurulan enstitünün adı Türkiyat Enstitüsü idi; çıkardığı dergi de Türkiyat Mecmuası adını taşıyordu. Türkiye Türkolojisinin gelişmesinde çok önemli rolleri olan bu enstitü ve dergi hâlâ Türkiyat adını taşımaktadır. Sonraki yıllarda ve bugün yaygın olarak kullanılan kelime, milletler arası bir terim olan Türkolojidir. Son yıllarda Türklük bilimi terimi de yaygınlaşmaktadır.
Türklük bilimi dar anlamda sadece Türk dili, edebiyatı ve halk bilimi çalışmalarını içine alır. Ancak geniş anlamda Türklükle ilgili her inceleme alanı Türklük biliminin içindedir. Türk tarihi, sanat tarihi, din tarihi, Türk musikisi, Türk sanatları, hatta Türk coğrafyası, sosyolojisi, ekonomisi Türkolojinin kapsamına girer.
Türkler uzun bir tarihî süreç içinde çok geniş coğrafyalara yayıldıkları için Türklük bilimi alanının sınırları da son derece geniştir. Kuzey-Doğu Sibirya’dan Kuzey Afrika’ya dek uzanan coğrafi alan içinde Balkanların özel bir yeri vardır. Çünkü tarihte Balkanlar iki defa Türk yurdu olmuştur. 4. yüzyılın sonlarında başlayan kavimler göçü sonunda Hunlar, Bulgar Türkleri, Avarlar, Uzlar, Peçenekler ve Kuman-Kıpçaklar asırlarca Balkanlarda yaşadılar ve bölgede derin izler bıraktılar. 14. asırda ise Balkanlar Osmanlı hâkimiyetine girdi ve Balkan savaşlarına dek asırlarca Türklerin yurdu oldu. Türk Osmanlı izleri, oralarda yaşayan ve Türkçe konuşup yazan insanlarla; tarihî eserlerle bugün de canlı olarak devam etmektedir.
Balkanlar Türkiye Türkologları tarafından çalışıldığı gibi, 20. yüzyılın başından beri Avrupa Türkologlarının da ilgisini çekmiştir. Siyasi şartlar uygun olduğu müddetçe, Balkanlarda yaşayan Türkler de Türkoloji çalışmaları yapmışlar ve önemli Türkologlar yetiştirmişlerdir. Bugün de Balkan ülkelerinde birçok Türk asıllı Türkolog vardır. 1990’dan sonra Balkan Türkolojisi kurumlaşmaya da başlamıştır. Başta Belgrad ve Priştine olmak üzere bazı Balkan şehirlerinde Şarkiyat ve Türkoloji bölümleri vardır. Asıl önemlisi Türklük biliminin sivil olarak da kurumlaşmasıdır. Bunun en somut örneği Kosova’nın Prizren şehrinde kurulan Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi’dir. 2001’de kurulan merkezin kısa adı BALTAM’dır. Merkezin altı ayda bir çıkardığı BALTAM adlı araştırma dergisi Mart 2011’de 14. sayıya ulaşmıştır. Merkez, iki yılda bir uluslar arası sempozyum da düzenlemektedir. 5. Uluslararası Güney-Doğu Avrupa Türkolojisi Sempozyumu, 12-16 Nisan 2011 tarihleri arasında Prizren’de yapılmıştır. Sempozyum’a Macaristan’dan, Fransa’dan, Rusya’nın Tataristan Cumhuriyeti’nden, Azerbaycan’dan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden, bütün Balkan ülkelerinden ve tabii Türkiye’den çok sayıda bilim adamı ve uzman katılmıştır. Dil, edebiyat, tarih, kültür, halk bilimi, sanat tarihi ve musikiyle ilgili çok sayıda orijinal bildirinin okunup tartışıldığı sempozyum gerçek anlamda uluslar arası bir toplantı olmuştur. Merkez, sempozyum bildirilerini de yayımlayarak kalıcılığı sağlamaktadır.
Prizren, Osmanlı Türk eserlerini ve ev mimarisini korumuş olan şirin bir şehirdir. Osmanlı döneminde en çok divan şairi yetiştiren şehirlerden biriydi. Şimdi de camilerinin bahçelerinde birçok Osmanlı simasının mezarı bulunmaktadır. Kosova’daki 25-30. 000 Türk’ün en yoğun olarak yaşadığı yer Prizren şehri ve ona bağlı Mamuşa köyüdür. Kosova Türkleri, dernekleriyle, partileriyle, gazete ve dergileriyle, kültürel faaliyetleriyle oralardaki Türklüğü yaşatmaya devam etmektedir. BALTAM da Türklüğün yaşatılması çalışmalarının ilmî merkezidir.
Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nin kurucusu ve başkanı Prof. Dr. Nimetullah Hafız’dır. Kendisi gibi Türkolog ve şarkiyatçı olan eşi Prof. Dr. Tacide Hafız’la birlikte merkezi başarıyla yürütmektedirler. BALTAM dergileri ve Uluslararası Güney-Doğu Avrupa Türkolojisi sempozyumları onların başarılarının en somut kanıtlarıdır. Yanlarında bulunan genç ve cevval asistanlarla başarılarının artarak devam edeceğinden eminim.