Müftüoğlu, bilinçsiz olarak kullanılan antidepresanların tehlikelerine değinirken “deniz suyuna karışan antidepresanlar yani depresyon hapı kalıntıları balıkların kişiliğini yok edebiliyor” diye yazdı.
İşte Müftüoğlu’nun yazısının ilgili bölümü:
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, son 3 yılda 61 milyon vatandaşımızın sinir sistemi sorunlarının tedavisi için gereken ilaçlardan herhangi birini kullandığını açıklayınca herkes -biz hekimler hariç- şaşırdı. Sayın Bakan açıklamasında, “Son 3 yılda 12.3 milyon kişinin antidepresan hap yuttuğunu” belirtince şaşıranların sayısı daha da arttı. Oysa yıllardır bu sayfada özellikle antidepresan ilaçların gereksiz kullanımı meselesinin önemine ısrarla değiniyor ve yeniden şu hatırlatmayı yapma ihtiyacı duyuyoruz: İLAÇ YUTARKEN DİKKATLİ OLALIM. HAP YUTACAĞIM DERKEN HAPI YUTMAMAYA ÖZEN GÖSTERİN!
İLGİNÇ BİLGİ
BALIKLARA BİLE ANTİDEPRESAN YUTTURUYORUZ
BİLELİM ki salgınların, sellerin, su baskınlarının, yangınların asıl sorumlusu doğa değil biziz. Bu güzelim ormanlar, bizim hatalarımız yüzünden yandı. Milyarlarca orman canlısı bizim dikkatsizliklerimiz nedeniyle kavruldu. Sellerle doğayı yıkan da aslında yine biziz. Bilelim ki müsilajla, plastikle ya da başka kimyasallarla balıkları da biz boğuyoruz, en azından hasta ediyoruz. Zira boğamadığımız balıkları da yavaş yavaş zombileştirmeye başladığımızın ilk bilimsel verilerine ulaşıldı:
Deniz suyuna karışan antidepresanlar yani depresyon hapı kalıntıları balıkların kişiliğini yok edebiliyor. Antidepresan kalıntılarını yutan balıklar kişiliksiz birer zombi gibi davranmaya başlıyor. Araştırma Batı Avustralya Üniversitesi’nde yapıldı ve hakemli bir bilim dergisinde yayımlandı.
Neticesi şu: Antideprasan ilaç kullanan kişilerin tuvalete gitmesiyle bu ilaçların kalıntıları şu veya bu şekilde tuvalet sularıyla akarsulara ve denizlere karışabiliyor. Üstelik arıtma tesisleri de bu toksik molekülleri filtreleyemiyor. Suya karışan bu toksik molekülleri yutan balıklarda ise bir süre sonra zombi benzeri davranış değişiklikleri başlıyor.