Bakın görün memleket kime emanet!
Aşağıdaki satırları AKP'nin propaganda bülteni gibi çıkan gazetelerinden birinden naklediyorum -anlayın diye- :
"…Devlet, PKK ile olan tarihinde ilk kez olarak haklı konumda bulunuyor ve bunu sağlayan da Çözüm Süreci kapsamında yapılanlardı …"
***
Bu ne demek biliyor musunuz? Tercüme edeyim;
2002'den bu yana yerel, genel, referandum, cumhurbaşkanlığı… sayabildiğim üst üste 9 kere -arada kaçırdığım da olabilir- sandıktan en çok oyla birinci çıkardığınız AKP, çözüm süreci dedikleri ( çok vakıf olduğu iddiasındakilerin bile üzerine körün fil tarifinden bir cümle ileri laf edemediği) "şey"i, 2009' yılında "açılım" adıyla "resmi olarak" yürürlüğe sokana kadar "devlet"i yani Türkiye Cumhuriyeti'ni haksız buluyormuş PKK karşısında!
Bu da şu demek oluyor ki;
AKP, 2009 yılına kadar PKK'yı "haklı" buluyormuş "devlet"in yani Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısında!
Daltepe'de 9 aylık bebeği kurşunlarken PKK haklıymış; "devlet" haksız konumda!
Tekman'da 4 öğretmeni kurşuna dizdiklerinde PKK haklıymış; "devlet" haksız konumda!
Ataninen mezrasında 1 yaşındaki bebeği katlettiklerinde PKK haklıymış; "devlet" haksız konumda!
Çiftekavak'ta hamile kadınların kanına girdiklerinde PKK haklıymış; "devlet" haksız konumda!
Yolçatı'da köyün öğretmeni ve imamını linç ettiklerinde PKK haklıymış; "devlet" haksız konumda!
Bingöl-Elazığ karayolunda 33 askerimizi şehit ettiklerinde PKK haklıymış; "devlet" haksız konumda!
Çünkü 2009'a; Beşir Atalay'ın şimdi çoğu "küstüm oynamıyorum" diyen "12 kötü aydın(!)"la yaptığı o ünlü açılımı nasıl açıyor gibi yapıp da aslında saklasak toplantısına kadar "devletin zorla gasp ettiği Kürt hakları"nın mücadelesini veriyormuş PKK!
Ben demiyorum; AKP'ye en yakın iki gazeteden birinde yazan, gün aşırı TRT ekranında arz-ı endam eden, Cumhurbaşkanı'nın uçağında el üstünde ağırlanan "başörtülü bacısı" diyor "saraylı"nın!
Vatan toprağının hiç azımsanmayacak bir kısmının adı Kürtçeleştirilmemiş olsaymış mesela; "devlet" milletin evlatlarını katleden canilere operasyon yaptığı için "haksız" olacakmış bu kafaya bakılırsa!
TBMM kürsüsünde "Sayın Öcalan"ların gırla gitmesi yalayıp yutulmasaymış; "devlet" haksız olacakmış varlığına kast edenlere ateş açtı diye!
Güneydoğu'da "paralel terör devleti" oluşumuna izin verilmeseymiş; ülkenin bir bölümünde dağlardan sonra yollar, caddeler, belediyeler, mahkemeler vs. it-çakal sürülerine terk edilmeseymiş; "devlet" haksız olacakmış Elanur'un gözyaşlarının sormaya kalktığında!
İmralı, müzakere ortaklığı yaptıkları caninin çalışma ofisi ve kabul salonu olarak dizayn edilmeseymiş; "devlet" haksız olacakmış bir terör örgütüyle mücadelesinde!
***
Başta dedim ya "anlayın diye" yazdım, yazmak bile değil şehit cenazelerinde o kara gözlükleriyle tamamlanan maskelerinin altındakini "naklettim" bugün sadece…
Kendi iktidarlarını yaralamaya başladığı güne kadar PKK terörünü Türkiye Cumhuriyeti'ne "reva" görebilen bir vicdansızlık, insafsızlık, insanlıktan çıkmışlık haliyle karşı karşıyayız…
Bunu ifade etmekten utanmayan bir arsızlık, pişkinlik haliyle karşı karşıyayız…
Zehir gibi bir karışım bu; her şeyi bekle ey halkım… Ne gözünü kırpar, ne gözünün yaşına bakar…