Muğla'nın Yatağan ilçesinde bulunan Deştin mahallesinde kurulmak istenen çimento fabrikasının inşaatına karşı 13 Temmuz'dan bu yana Muğla İdare Mahkemesi önünde nöbet tutuyordu. köylülerin kararlı duruşu bugün sonuç verdi. Mahkeme, çevreye büyük zararlar verecek projenin ÇED raporunu iptal etti.
BAKANLIĞA DAVA AÇTILAR
Yenigün'den Nurcan Etik'in haberine göre; Deştinliler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na karşı dava açmış ve Bakanlığın 2014 yılında Muğla Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye ait Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları Projesine verdiği Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının iptali için mahkemeye şu sebepleri göstermişti;
- "Yöre halkına duyuru yapılmaması,
- ÇED raporunun daha önce mahkeme tarafından iptal edilen dayanak rapor ile aynı olması,
- Proje alanının 2,2-5 metre yakınında zeytinliklerin bulunması,
- Raporda kullanılan verilerin eski tarihli olması,
- Yağış miktarları olarak 2005 yılı ve öncesine ait verilerin dikkate alınması,
- Rüzgar ve emisyon modellemelerinde kullanılan meteorolojik verilerin 1975 – 2009 aralığına ait olması,
- Projenin karayoluna getireceği yükün belirlenmesinde esas alınan araç geçiş sayılarının 2010 yılı öncesine ait olması,
- Proje alanının tarım alanları için su üretim arazisi mahiyetinde bulunması,
- Kazan Göletini besleyen dere ve kollarının kireç taşı ocaklarının açılacağı arazilerden geçmesi,
- Açık ocak işletmesi için izin talep edilen alanın kızılçam ormanı mahiyetinde bulunması,
- Alanda yürütülen çam balı üretim faaliyeti bakımından söz konusu orman varlığının vazgeçilmez mahiyette olması,
- Taş ocaklarının açılması amacıyla yapılacak patlamaların yeraltı su sızıntı yollarına zarar verecek olması,
- Kalker arama ruhsatlı 13 sahanın mutlak tarım arazisi olduğunun İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün 2011 tarihli yazısında açık biçimde belirtilmesi,
- Rüzgar ve hava kalitesi diyagramlarının uygun bulunmaması,
- Flora ve fauna türleri bakımından yeterli inceleme yapılmaması,
- Çevresel etki değerlendirmesi bakımından dikkate alınması gerekli bazı verilerde hatalı bilgiler sunulması,
- Emisyon modellemesinde artık kullanılmayan yöntemlerin tercih edilmesi,
- Hammadde ocaklarında yürütülecek faaliyetten hangi türde ne miktarda ağacın etkileneceği hususunda herhangi bir bilgiye yer verilmemesi,
- Bölgede gerçekleşen yangınların ve küresel iklim değişikliklerinin raporda dikkate alınmaması."
MAHKEME ÇED KARARINI İPTAL ETMİŞTİ
Deştinlilerin başvurusunun ardından mahkeme, aşağıdaki nedenleri göstererek ÇED raporunu iptal etmişti;
- "Söz konusu etkinliğin jeolojik ve hidrojeolojik açıdan yeterli düzeyde tanıtılmaması,
- Çevresel etkilerinin anlatılması açısından yeterli olmaması,
- Özellikle hammadde ocaklarının jeolojik ve hidrojeolojik özellikleriyle çevreye olası etkileri çok yüzeysel ve yetersiz açıklanması,
- Her bir ocak için kapsamlı ve birbirinden farklı değerlendirmeler gerektiği hâlde çok yüzeysel ve özet bilgilerle geçistirilmesi,
- Değerlendirmelerin hatalı olduğu hâlde dava konusu entegre çimento fabrikası ve hammadde ocaklarının mansabındaki ovalık bölgede verimli tarım arazileri ile yöre halkı tarafından kullanılan bir çok kuyu bulunması,
- Pınarbaşı karstik kaynakları ve bu civarda açılmış bulunan MUSKI içme suyu kuyularının da etkinlik alanının mansap kesiminde yer alması,
- Hammadde ocağından açık ocak üretim yoluyla sahadan önemli miktarda malzeme alınarak stok ve pasa alanları oluşturulacağından yüzey ve yeraltı sularının olumsuz etkilenme potansiyeli bulunması nedenleri ile söz konusu projenin kamu yararına olmaması,
- Bitki listesi uygun bilimsel yöntemle hazırlanmaması,
- Buradan elde edilen sonuçlara göre yöre de hangi endemik veya nadir taksonların bulunduğu ile ilgili tespit mümkün olmaması,
- Olası var olan bitkilerin alanda yürütülecek faaliyetlerden ne şekilde etkileneceği ve ne gibi tedbirler alınması gerektiği bilgisinin anlamsız hâle gelmesi,
- Yürütülecek faaliyet neticesinde orman ekosisteminin büyük oranda etkilenecek olması,
- Toprak altı canlıları ve toprak üstünde ormanı barınma, üreme, beslenme ve avlanma amacıyla kullanan çok sayıda fauna üyesinin çalışmalardan doğrudan etkileneceği, alanda yürütülecek madencilik ve çimento üretim faaliyetleri ile ilgili ortaya çevre mühendisliği disiplinince konulan toz emisyon hesaplamaları bitkilerin vejetatif gelişmelerini olumsuz etkileyecek olması,
- Faaliyet sahasının yer altı ve yer üstü su kaynaklarına yakınlığı sebebiyle ekolojik bütünlük çerçevesinde tüm canlıları zincirleme olumsuz etkileyeceği sahanın orman sınırları içerisinde bitişiğinde olması,
- Orman yangını riski bulunan ve yangına 1. derecede hassas bir alanda yer almasına rağmen orman yangınlarıyla mücadele eylem planı olmadığı tarım alanlarının ruhsat alanlarının büyük bir bölümünü kapsaması nedeni ile tahrip olacağı veya bitişiğindeki tarım alanlarının ocakların işletilmesi sürecindeki oluşacak toz etkisinden doğrudan etkileyebilecek olması,
- Sahada yürütülecek madencilik faaliyet bakımından bölgede bulunan mevsimsel akışlı kuru derelerdeki su akışının olumsuz etkileneceği veya işletme sonucunda oluşabilecek toz atıkları ile kuru dere yatakları ve aşağıdaki tarım alanları ile yeraltı sularını besleyen taşınan suyun kirlenecek olması,
- Tarım alanları ile yeraltı sularını besleyen suyun kirlenecek olması."
"Mücadeleyi Bırakmayacağız"
Muğla Çevre Platformu Eş Sözcüsü Haluk Özsoy kararla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Özsoy, "Beklediğimiz bir sonuçtu. Ancak mahkeme bu kararı çok geciktirdi ve hatta çok geç verdi. Köylüler örgütlü ve birlikte hareket ediyorlar. Dediğimiz gibi bu sonucu bekliyorduk. Kazandık ama daha dağılmıyoruz. 1/100.000 ölçekli planlarda söz konusu bölge sanayi bölgesi olarak işaretlenmiş durumda. O planları iptal ettirene kadar mücadeleyi bırakmayacağız" dedi.